Laparoskopik böbrek ameliyatı
Böbrek tümörü olan hastalarda böbreğin tümünün veya sadece tümörlü kısmın çıkarılması, çalışmayan böbreğin alınması ve benzeri ameliyatlar uzun yıllar boyunca açık ameliyatlarla tedavi edilmekteydi. Ancak tıp alanında laparoskopik (kapalı) ameliyat tekniklerinin gelişmesi üroloji alanında da açık ameliyatların yerini kapalı ameliyatlara bırakmaya başladı. Günümüzde Amerika ve Avrupa ülkelerinde bu teknik standart haline gelmiş olmasına rağmen ülkemizde birçok merkezde hala açık ameliyat yapılmaktadır. Bunlar ekipman yetersizlilklerinin yanı sıra bu konuda yetişmiş deneyimli ürolog sayısının azlığına dayanmaktadır.
Laparoskopik böbrek ameliyatı nedir?
Karnın birkaç noktasından çok küçük (yaklaşık 1 cm) kesiler yapılarak buradan takılan uzun aletler ve kamera sistemiyle böbrek ameliyatlarının yapılmasıdır. Çalışmayan bir böbreğin alınması işlemine Laparoskopik Nefrektomi, büyük tümörlü böbreklerde böbreğin kapalı olarak tümünün çıkarlımasına Laparoskopik Radikal Nefrektomi (Şekil 1), küçük tümörlü böbreklerde sadece tümörün (böbreğin sağlam kısımlarının çok az kısmının alındığı) alındığı kapalı ameliyata laparoskopik Parsiyel Nefrektomi (Şekil 2) ismi verilmektedir. Bunların yanı sıra böbrek kanal darlıklarında darlık ameliyatının düzeltildiği ameliyata Laparoskopik Piyeloplasti denilmektedir.
Laparoskopinin avantajları nelerdir?
En büyük avantajlarından birisi daha önce 20-30 hatta bazen 40 cm civarında yapılan kesilerin yerine çok küçük kesiler yapılmasıdır. Bu sadece kozmetik açıdan iyi bir görünüm değil, aynı zamanda daha çabuk ve daha sorunsuz iyileşme demektir. Özellikle şeker hastaları gibi yarası geç kapanan veya enfeksiyona yatkınlığı olan hastalarda bu durum çok daha önemli hale gelmektedir. Bunun yanı sıra hastaların daha çabuk iyileşmeleri nedeniyle hastanede daha az kalmaları, günlük yaşam aktivitelerine daha çabuk dönmeleri ve işlerine de daha çabuk başlayabilmeleri avantajlarını sunar. Yine ameliyat sonrası hastaların daha az ağrı duymaları ve daha az ilaç kullanma avantajları vardır. Özellikle deneyimli ellerde ameliyat süreleri de açık ameliyatlardan daha kısa sürmekte ve hastanın daha az anestezi alması sağlanmaktadır.
Böbrekteki kistlerin veya kitlelerin tümü kötü huylu (kanser ) mudur?
Böbrekte görülen kitlelerin bazıları kist (içi sıvı dolu baloncuk) yapısında olabildiği gibi, bazıları da doku kıvamında olabilmektedir. Böbrek kistlerinin bazıları ve toplumda en sık görülen şekli “basit kist” olarak adlandırılan kistler olup çoğu zaman hastaya herhangi bir zarar vermez ve tedavi gerekmez. Aynı zamanda kansere dönüşme riski taşımaz. Ancak “komplike kist” olarak tanımladığımız kistlerin bazıları halihazırda kanser hücerleri barındırabileceği gibi, ilerleyen zamanlarda da kanser dönüşümü gösterebilir. Doku kıvamında olan kitleler ise çok çeşitlilik gösterir, bunlar arasında iyi huylu olanlar olabildiği gibi kötü huylu olan birçok böbrek tümörü çeşidi vardır. Ancak buradaki en büyük handikap, gerek tomografi gerek ultrason gerekse de emar (MR) filmleriyle bu kitlelerin iyi mi kötü mü olduğuna karar vermek çok zordur. Çok az sayıda böbrek kitlesinin net ayırımı bu filmlerle yapılabilmektedir.
Hangi durumda ameliyat gerekir?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi eğer böbrekte kötü huylu bir tümör olduğu düşünülen bir kitle varsa, bunun mutlak olarak ameliyat edilmesi gerekir, çünkü bunların ilaçla tedavisi mümkün değildir. Bu durumda yapılacak ameliyata tümörün böbrek içerisindeki yerine ve büyüklüğüne bakılarak karar verilir. Eğer mümkünse böbreğin korunarak sadece tümörün çıkarıldığı operasyon (laparoskopik parsiyel nefrektomi) uygulanır. Şayet tümör böbreğin büyük bölümünü kaplamışsa o zaman tümörün böbrekle birlikte çıkarılması gerekir (laparoskopik radikal nefrektomi).
Tümörler dışında, bir böbreğin çürüyüp çalışmadığı durumlarda ise birkaç kritere bakılarak ameliyata karar verilir. Eğer çalışmayan böbrek sürekli enfeksiyona sebep oluyorsa, ağrı yapıyorsa veya yüksek tansiyona neden oluyorsa o zaman böbreğin alınması (laparoskopik nefrektomi) ameliyatı yapılması uygundur. Bunların hiçbirine neden olmuyorsa ancak içerisinde taş varsa veya çok şişmiş durumdaysa yine operasyon gerekir. Doğuştan küçük olan böbreklerde ise yukarıdakiler yoksa ameliyat gerekmez. Basit kist dediğimiz böbrek kistlerinde ise kist belli bir büyüklüğe geldiğinde yine laparoskopik yöntemle alınması gerekebilir. Çoğunluka çocuk yaşta tespit edilen böbrek kanal darlıklarında ise sintigrafi dediğimiz tetkik yapılarak bu darlığın böbreğe zarar verip vermediğine bakılır. Bu teste göre operasyon kararı verildiğinde yine laparoskopik yöntemle böbrek kanalının dar kısmı çıkarılarak diğer kısımlar birleştirilir ve böbreğin normal çalışması sağlanır.