İŞİTME CİHAZLARI
Ortamdaki sesi alıp yükselterek kulağa aktaran cihazlardır. Başlıca kulak seviyesinde kullanılanlar ve gövdeye bağlı olanlar olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Kulak seviyesindeki cihazlar kemik yolu ile iletim sağlayan cihazlar ve hava yolu ile iletim sağlayan cihazlar olarak iki tip olup hava yolu cihazlar kulak arkası, kulak içi ya da kulak kanalı içi olarak üç farklı tipte kullanılmaktadır. Vücut tipi cihazlar genel olarak ses şiddetini daha fazla artırma özelliğine sahip olup ileri derecedeki işitme kayıplarında tercih edilmektedir.
ORTA KULAKTA SIVI BİRİKİMİ (Effüzyon)
Orta kulak enfeksiyonları kulak zarının arkasında yer alan orta kulak boşluğunda oluşan iltihaplardır. Nedeni genellikle virüsler ya da bakterilerdir. Sıklıkla yakın zamanda geçirilmiş bir soğuk algınlığı veya alerjik bir problem nedeni ile orta kulak havalanmasını sağlayan östaki kanalı fonksiyonunun bozulmasını takiben meydana gelir. Tek ya da her iki kulak aynı anda etkilenebilir. Küçük çocuklarda orta kulak anatomik gelişimini tam olarak tamamlamamış olduğundan östaki kanalı fonksiyonlarındaki ve anatomisindeki farklılıkların etkisi ile kulak enfeksiyonu daha sık görülür.
YÜZ FELCİ
Vücuttaki kasları hareket ettiren sinirler içinde en uzun kemik kanala sahip olan yüz siniri (fasial sinir), en sık felç görülen sinirlerden biridir. Bu felçlerin yaklaşık %90 kadarı sinirin kanalının içinden geçtiği kulak kemiği içindeki hastalıklara bağlı olarak meydana gelir. Yüz felçlerinin en sık nedeni genellikle kendi kendisini sınırlayan bir hastalık olan Bell paralizisi olmakla birlikte, kemikte tahribat yapan iltihaplar ya da orta kulaktan köken alan tümörler gibi patolojilerin de felce neden olabileceği akılda tutulmalıdır. Bu bölge hastalıklarının tedavisinin kulak burun boğaz hekimliği alanına girmesi nedeniyle yüz felci tanısı konulan hastalarda mutlaka KBB değerlendirmesi yapılmalıdır.
ORTA KULAK İLTİHAPLARI (Kronik)
Kulak zarı dış kulak kanalının sonunda yer almakta ve orta kulağı dış kulaktan ayırmaktadır . Dış kulak kanalı boyunca gelen ses dalgaları kulak zarını titreştirmekte ve bu titreşim zarla temas halindeki çekiç ve takiben örs ve üzengi kemiklerini titreştirerek sesin iç kulağa aktarımı gerçekleşmektedir. Orta kulağı burun boşluğunun arkasında geniz bölgesine bağlayan ve orta kulaktaki basıncın dış ortam basıncı ile eşitlenmesini sağlayan östaki kanalı ve kulak arkasında mastoid adı verilen kemik içinde yer alan ve orta kulak ile bağlantılı durumdaki hava hücreleri orta kulağın diğer anatomik yapılarını oluşturmaktadır.
Orta Kulak İltihapları (Akut)
Orta kulak, kulak zarının arkasında bulunan bir boşluktur. İçindeki basınç havanın orta kulak mukozası tarafından emilmesine bağlı olarak negatif yönde olma eğilimindedir. Östaki kanalı yolu ile yutkunma sırasında orta kulak basıncı ortam basıncı ile eşitlenir. Zarın her iki tarafındaki basınç eşitlendiğinde zar sesin en iyi iletildiği tam esnek hale gelir. Ancak orta kulaktaki basınç azalırsa sesin iletilmesinde sorunlar oluşmaya başlar. Bu durum genellikle orta kulağı genze bağlayan östaki kanalının fonksiyonlarında oluşan bozulmaya bağlı gerçekleşir. Bu kanal hem orta kulak basıncını kontrol eder hem de orta kulak mukozasının salgılarının drenajını sağlar. Küçük çocuklarda östaki kanalı hem kısa hem de düzdür, ancak yedi yaşından sonra fonksiyonlarını tam sağlayacak bir anatomiye kavuşur.
BAŞ DÖNMESİ
Baş dönmesi bir hastalık olmayıp farklı nedenlerle oluşabilen bir belirtidir ve hastalar tarafından dengesizlik, sersemlik, göz kararması hafif ya da şiddetli dönme gibi farklı şekillerde ifade edilebilir. Pek çok farklı etkene bağlı olarak hafif dengesizlikten çok şiddetli dönme hissine kadar değişen şiddetlerde şikayet oluşabilmektedir. Baş dönmesi tek şikayet olarak izlenebileceği gibi işitme kaybı ve veya kulak çınlaması ile birlikte de izlenebilir.
Kulağın dış, orta ve iç kulak olmak üzere üç bölümü vardır. Dış ve orta kulak yapıları ses dalgalarını toplayıp gücünü artırarak iç kulak sıvısına aktarma görevi görürler. İç kulaktaki işitme ve denge merkezleri kulak kemiği içinde yerleşmiş olup iç kulak sıvıları ile (endolenf ve perilenf) doludur. İşitme ve denge sinirlerinin algılayıcı hassas sinir uçları ve sinir hücreleri bu sıvılarla sürekli temas halindedir. İç kulağa ulaşan ses dalgaları burada iç kulak sıvıları ile iletilerek sinir uçlarını uyarır ve elektrik uyarısı oluşmasını sağlar. Bu uyarının işitme siniri ile beyine iletilmesi ile işitme gerçekleşir.
OTOSKLEROZ (Orta Kulak Kireçlenmesi)
Orta kulak kireçlenmesi olarak ta bilinen otoskleroz hastalığı işitme kaybının sık görülen nedenlerinden birisidir. Genetik geçişli bir hastalık olan otoskleroz birkaç kuşak atlayarak ta ortaya çıkabilir.
İşitmenin ilk aşaması ses dalgalarının dış kulak kanalı boyunca kulak zarına ulaşarak zarı titreştirmesidir. Bu titreşim orta kulakta yer alan çekiç, örs ve üzengi adı verilen minik kemikçikler vasıtası ile iç kulak sıvılarına aktarılır. Burada bulunan sinir uçlarında elektrik enerjisine dönüştürülen ses dalgaları işitme siniri ile beyindeki işitme merkezlerine iletilerek işitme sağlanır.
Ses dalgalarının dış ve orta kulak boyunca iç kulak sıvılarına aktarılması sürecinde gerçekleşen problemler “iletim tipi işitme kaybına” neden olurlar. Bu tip kayıplarda iç kulaktaki işitme organları sağlamdır ancak ses dalgaları bu organlara ulaşamamaktadır. İç kulak ve işitme sinirinden kaynaklanan işitme kayıplarına ise “sensörinöral tip işitme kaybı” adı verilir. İç kulağı da etkileyebilen bir hastalık olan otosklerozda genellikle her iki tip kayıp bir arada görülmektedir. Bu tip işitme kayıpları ise “mikst tip işitme kaybı” olarak adlandırılmaktadır.
KULAK ÇINLAMASI
Ortamda sesli bir uyaran olmadan ses algılamasına kulak çınlaması (tinnitus) denilmektedir. Algılanan ses; çınlama, uğultu, rüzgar sesi veya bir makinenin çalışma sesi gibi değişik tonlarda ve özelliklerde tarif edilebilir. Özelliğine bakılmaksızın her türlü ses “çınlama” ya da “tinnitus” olarak isimlendirilmektedir.
Kulak çınlamasına neden olabilecek çok sayıda sebep vardır. Bunlar arasında dış kulak kanalında salgı birikimi gibi basit bir sebep olabileceği gibi çok nadir de olsa kötü huylu tümör gibi ciddi bir sebep de olabilir. Bu nedenle tüm kulak çınlamalarının önemsenmesi ve temel muayene ve değerlendirmelerin yapılması gereklidir. Kulak çınlaması her yaşta izlenebilen bir problem olmakla beraber daha çok ileri yaşlarda görülmektedir.