Kronik yorgunluk

Kronik Yorgunluk


Bu rahatsızlık daha çok mevsim değişikliklerinde kendini gösterdiği için kronik yorgunluk hakkındeki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Yorgunluk, sosyal ve teknolojik bakımdan gelişen Dünya’da, bu gelişmenin beraberinde getirdiği stres ve yoğun hayat temposunun bir getirisidir.

Kronik yorgunluk günümüzde artık bir sendrom haline gelmiş olup, kronik yani süreklilik kazanmış olduğu durumlarda bir hastalık olarak değerlendirilmektedir.

Prof. Dr. Hüseyin NAZLIKUL

Bu olgu, kendisi bir rahatsızlık olmakla beraber birçok hastalığa da neden teşkil etmektedir. Çünkü vücudu normal olarak bulunması gereken bir dengenin dışına itmektedir.
Yoğun iş temposu, stres, hava kirliliği, elektromanyetik kirlilik, sosyopsikolojik yıpranmalar, uyku düzensizlikleri gibi etmenler, bedensel ve ruhsal yorgunluk hali yaratırlar. Neticede de vücut, hem fiziksel hem de ruhsal olarak normal dengesinin dışına çıkar.

Bu da hem vücudun bağışıklık yani savunma sistemini yıpratır, hem de canlı ve dinamik olması gereken işlevlerinin aksamasına neden olur. Böylece kalp damar hastalıklarından depresyona kadar geniş bir yelpazede bir çok hastalığın oluşması için uygun bir zemin yaratır.

Kronik Yorgunluk Sendromu’ nun Başlıca Belirtileri
Konsantrasyonda azalmaAşırı uyku eğilimiKilo kaybı veya kilo alımıGece terlemeleriKarın bölgesinde gaz haliBoğaz ağrısı yakınmasıAteş, üşüme haliKulakta uğultu ve çınlamaOkuma güçlüğüTepkisel gerginlikEklemlerde sabah sertliğiKas zayıflığı şikâyetleriBoyun ve koltuk altında lenf bezi, boğaz ağrısı, kas ağrısı ve geçici eklem ağrılarıAğır güçsüzlük hissi, sabah yorgunluğuUnutkanlık, baş ağrısı, depresyonSes ve gürültüye duyarlılıkTekrarlayan gripal enfeksiyonlarBunaltı hissi, gerginlik haliEl ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanmaUyku süresi ve kalitesinde bozulmaGenel halsizlik durumu

Vücudun normal işlevsel zaman ritmi olarak belirtilen ve sirkadien ritm adı verilen normal ritminin dışına çıkması ile gece uyku düzensizlikleri, gündüz uyuklamaları, unutkanlıklar, cinsel fonksiyonlarda bozulma, entelektüel fonksiyonlarda gerileme gibi bir çok negatif sapmalar meydana gelmektedir.

Bu olumsuzluklar iş veriminde de düşme yaratarak, kişisel sağlığın yanında toplumsal olarak da maddi ve manevi zarar meydana getirirler.

İŞYERİ YORGUNLUĞUNU ÖNLEYEBİLİRSİNİZ
Beden sinyallerinizi doğru algılamaya çalışın.Yorgunluk hissettiğiniz anda aktivitenizi sınırlayın, çalışma süresince kısa molalar verin.Beslenmenizi olabildiğince en iyi biçimde düzenleyin.Sabahları mutlaka kahvaltı yapın.Kimyasal yollarla elde edilen besinler yerine doğal ve ekolojik ortamda yetişen besinleri tercih edin.Gün içinde tıpkı yürüyüş yapar gibi yavaş yavaş adımlamayı deneyin.İşlerinizi zamana yayın ve gereksiz iş yoğunlaşmalarından kaçının.Güvenebileceğiniz yardımcılar edinin ve işlerinizi onlarla paylaşın.Her gün, bir sonraki günün çalışma takvimini hazırlayın.Oluşabilecek değişikliklerin, yeni iş ve düşüncelerin, beklenmedik gelişme-görüşme ve konuşmaların sizi yormasını önlemeye çalışın.Mümkünse oturarak çalışın ve en az yorulduğunuz beden pozisyonlarınızı belirleyin.Çalışırken müzik dinleyin.Zaman buldukça temiz havaya çıkıp gezinti yapmayı ihmal etmeyin.Masanızda uygulayabileceğiniz gevşeme teknikleri öğrenin ve uygulayın.Yoganın hem egzersiz hem de dinlenme sağlayan sinerjisinden, meditasyon ve self hipnoz tekniklerinden yararlanabilirsiniz.Öğleden sonraları şekerleme yapın.İyimser olun, olaylara olumlu bakın, yardımcı ve yapıcı olun.İyimserliği (pozitif düşünme), enerji verici ve yorgunluk giderici sihirli bir tablet gibi kullanın.

YORGUNLUKLA MÜCADELENİN DESTEKLERİ

Coenzyme-Q1 – NADH: Özellikle depresyon ile birlikte olan yorgunluk olgularında iyi sonuç alınan bir doğal destektir.

Coenzyme-Q10: Uygun dozlarda hücrenin enerji üretim merkezleri olan mitokondrilerdeki enerji üretimini artırarak yorgunluğu azaltır.

Magnezyum: İyi planlanmış bir magnezyum destek programı son derece olumlu olabilir.

S.O.E oksijen: Haftada iki kez 15 dakikanın üzerinde solunan oksijen bedene dinçlik katar.

Muz: Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler. Adet sancılarını gidermeye birebirdir.

Nar: Vücudu kuvvetlendirir. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla yememelidir.

Ginseng: Glikozitler (panaksozidler), saponinler, D grubu vitaminler ve hormona benzer maddeler içermektedir. Kalp kuvvetlendirici ve yorgunluğu giderici özellikleri vardır.

Brokoli: Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebzedir. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine karşı birebirdir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Kadınlarda göğüs kanserini önler.

B Grubu Vitaminler: Özellikle B12 vitamininden yararlanılabilir. Bu grup vitaminler, bağışıklık sistemini destekleyen ve kan hücrelerinin üretimini artıran desteklerdir.

Domates: Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı özelliğe sahip bir sebzedir. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz içerir.

Ginkgo Biloba: Dolaşımı düzenler – hatta kısmen beyinle ilgili sorunlar için kullanılmaktadır.

C Vitamini: Böbrek üstü bezini destekler, bağışıklığı güçlendirir, doku iyileşmesini artırır.

Kuşburnu: Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir.

Lahana: Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C, E vitamini ve potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir.

Meyan kökü (Liquorice): Meyan kökü ekstrelerinin yorgunluk desteği olarak kullanımı çok eskidir. Böbrek üstü bezini destekler. Hipertansiyon sorunu olanların dikkatle kullanmaları gerekir.

Sarı kantaron (Hypericum perforatum): Sinir sistemini besleyerek kuvvetlendirmesi sayesinde, depresyonla mücadelede bütün dünyada çok yaygın olarak kullanılır.

Echinacea ve Astragalus: Uzun süreli yorgunluk sorunu olanlarda, özellikle bağışıklık sistemi sorunlarının eşlik ettiği gözlenirse bu iki bitkisel destekten yararlanılabilir.

Yoğurt: Vücudun çeşitli organlarında bulunan bakterilerden bağırsakta bulunanları, sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Bağışıklık sistemini de canlandırır. Kalsiyum oranı sütten fazla olan yoğurdun, protein oranı süte eşittir.

Soğan ve sarımsak: Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltır. Sarımsağın mayasında bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı korur.

Eğer bu destek ürünler ve tavsiyelerle yorgunluluğunuz iki hafta içinde geçmiyorsa o zaman bir hekime başvurmanızda fayda var. Kronik yorgunluk sendromu tedavisi olan bir hastalıktır.

Exit mobile version