Yaşam İksirinin Peşinde
Gılgamış destanından bu yana insanoğlu ölümsüzlüğe ve geç yaşlanmaya bitmek tükenmez bir tutkuyla bağlandı. Sihirli iksirler, şifalı otlar yaşama yaşam eklemek adına sürekli peşinden koşulan simgeler haline geldi.İnsan, Dorian Gray’in Portresi romanındaki gibi yılların olumsuz etkilerini üzerine alacak bir aynanın hayali ile yandı tutuştu. Tarih bu arayışların her türlüsüne sahne oldu. Son yüz yıldır da tıp ve teknoloji kol kola insanın bu isteklerine bir nebze yakınlaşması için gayret sarfediyor.
Bir yandan hastaların yaşam konforu ve kalitesini arttırma çabası, hastanın bedensel ve ruhsal iyiliğini üst seviyelere taşıma çabası hastalık tedavilerinin merkezine oturdu. Diğer taraftan da toksinlerden arındırma uygulamaları, doğru beslenme, antioksidan ve besin destekleri , egzersiz, yoga, pilates, zayıflama tedavileri, antiaging ve yüz gençleştirme tedavileri, estetik cerrahi ameliyatları kişilerin genç, dinç, kendileriyle barışık ve mutlu olmaları konusunda hizmet veriyor.
O halde en ideal koşullarda olabildiğince uzun, sağlıklı ve genç kalabilmek adına neleri göze almak gerekiyor?
Cevap bekleyen sorularınızı duyar gibiyim;
- Nasıl beslenmeliyim?
- Ne tür kozmetikler kullanmalıyım?
- Yaşlanmaktan nasıl korunmalıyım?
- Aynada gördüğüm eksiklikleri nasıl gidermeliyim?
Bu soruların ilk cevabı kişisel farkındalığımızın artması ve kendimize özen göstermeye başlamamızdır.
Farkındalık arttıkça ihtiyaçlarımızın tespiti kolaylaşacaktır. Kulaktan dolma bilgilerden, eş dost tavsiyelerinden bağımsız, gerçekçi, mantıklı beklentilerle, bilinçli, gerekli olduğunda profesyonel yardıma açık davranış kalıbı benimsemek bu süreci doğru şekilde başlatacaktır.Özen göstermeye başladıkça hayata dair küçücük ayrıntıların yaşam kalitemizi arttırmada ne kadar kritik ve önemli olduğu anlaşılacaktır. Yeterli su tüketimi, doğru uyku düzeni, düzenli beslenme tarzı kolay söylenen ancak o derece kolay uygulanmayan temel gereklilikler. Yine alkol ve sigaranın yıpratıcı etkilerinden uzak durabilmek bir başka beceri.
Aklımıza estiğinde ya da mecbur kaldığımızda, son çare olarak kontrolsüz bir şekilde saldırdığımız egzersiz programları yerine daha düzenli ama kapasitemiz ölçüsünde, belki onbeş dakika ile sınırlı ama bırakmadığımız, sürekli bir egzersiz anlayışı belki de eksik kalan halka. Kısaca kolay görünen ancak bir disiplin ve program gerektiren bir takım küçük ayrıntılar sinsilesi.
Yaşantımızda ideal olan bunları kendi başımıza organize etmemiz. Bunu yapamadığımız her noktada da eksik olan boşluğu dolduracak, zaafımızı ortadan kaldıracak profesyonel yardım almak.
Yaşamı anlamlı kılan rüzgarlar bizi sürüklese de hedef limanımızın nerede olduğunu bilmemizdir.