Dünyada genelinde yaşanan koronavirüs salgını nedeniyle çok zor günlerden geçiyoruz. Yaşadığımız bu süreç birçok şeyi yeniden gözden geçirmemize ve düşünmemize sebep oldu. Bireylerin yaşamlarını, varlıklarını tehdit eden, herkes için sıkıntı verici bir niteliği olan bu küresel salgının sonuçlarından biri de insanların yaşadığı travmadır.
Yaşadığımız bu travmatik dönemde belirsizliklerin olması, hastalığın kendisine veya ailesine bulaşacağı korkusu, kendini güvende hissetmemesi gibi yaşanan yoğun duygular kaygı kaynağı olacaktır. COVID-19 hastalığının tedavisinin tam olarak bilinmemesi ve bu süreçte sevdiklerinden ayrı olma, özgürlüğünü kaybetme, çaresizlik duygusu, öfke sorunları gibi davranış ve iletişim sorunlarının yaşanmasına neden olabilir. Toplumda salgın nedeni ile sadece günlük yaşam biçiminin değişmesi bile bireylerde travma tepkilerine yol açabilir. Bu gibi durumlarda akut stres bozukluğu ya da travma sonrası stres bozuklukları görülebilir. Ancak travma yaşayan her birey olayları ya da durumları aynı şekilde algılamaz ve aynı şekilde tepki de vermez. Bu süreç bitiminde bazılarımız kendiliğinden normale dönerken, bazılarımız ise travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile mücadele edeceğiz.
Travma Nedir?
Travma; bireyin yaşamsal tehlike, yaralanma, cinsel saldırı gibi olaylara fiilen maruz kalması ya da bunların kıyısından dönmesi, bu tür olaylara tanıklık etmesi veya bir yakınının başına böyle bir olayın gelmesi olarak kabul edilir(DSM-5; APA, 2013). Amerikan Psikiyatri Birliği ise travmatik stresi, “ölüm veya ölüm tehdidi ciddi yaralanma ya da olgunun kendisi ya da çevresindekilerin fiziksel bütünlüğünü tehdit edecek bir durum karşısında hissedilen yoğun korku ve çaresizlik durumudur” şeklinde tanımlar.
Hayat, travmatik stres yaratabilecek birçok yaşantı ile doludur. Bireylerin travmatik olay ile ilgili tepkileri çeşitlilik gösterebilir. Tabi ki bu duruma etki eden pek çok etken de bulunmaktadır. Bu etkenler arasında bireyin içinde bulunduğu sınıfsal yapı, sosyo-ekonomik durumu, kültürel özellikleri, bireysel özellikleri, ruhsal tepkilerini etkilemektedir. TSSB yaşayan kişiler travmatik olayla ilgili anıları rahatsız edici biçimde zihinde sürekli tekrar eder. (flashback) Kişi bu olayın tekrar yaşanacağı ihtimalini düşünerek kaygı yaşar ve günlük yaşamında işlevselliği kısıtlayacak uygulamalara gider.
TSSB’da anormal ve aşırı miktarda düşünme (ruminasyon) durumunda düşüncenin bastırılmaya çalışılması, kaçınma gibi adaptif olmayan (uyum bozucu) yöntemleri sıklıkla kullanmakta ve üst bilişsel (bilişleri kontrol eden, düzenleyen ve değerlendiren üst düzey bilişsel yapı) boyutta bunların işlevsiz olduğu kişi tarafından fark edilmemektedir. Yani kişi burada işlevsel olmayan başa çıkma yöntemlerini alışkanlık haline getirir ancak bu durum asıl problemin kaynağına bir çözüm getirmez.
TSSB tedavisinde belirtilerin sıklığına ve şiddetine bağlı olarak ilaç tedavisinin yanında psikoterapi yöntemleri oldukça etkili olmaktadır. Bazen ilaçsız sadece psikoterapi yöntemleriyle bireyde iyileşme sağlanmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapinin ve EMDR(Göz Hareketleriyle Yeniden İşleme )Yönteminin TSSB ve buna eşlik eden birçok psikolojik rahatsızlık üzerinde oldukça etkili olduğunu göstermektedir.
Ruhsal etkilenmeyi azaltmak için ne yapabiliriz?
Yaşadığımız duygu ve düşünceler göz ardı edilmemelidir. Sevdiklerinden haber alma, iletişim olanaklarının sağlanması, bilgi kirliliğinin önlenmesi, karantina sürecinin kendisinin bir travmatik etkene dönüşmesi engellenmelidir.
Son olarak Covid-19 ile ailece mücadele etmiş bir birey olarak eklemek istediklerim var, “Bu dönem, insanların birbirine ihtiyaç duyduğu, yoğun ve karmaşık duyguların yaşandığı, “neden?”, “niçin?” sorularının sorulduğu, yine sevdiklerinin yanında olduğunu bilmek arzusu, sesini duymanın mutluluk kaynağı olduğu bir dönem…”
Duygularınızı ifade etmekten çekinmeyiniz, deneyimlerinizi ve düşüncelerinizi paylaşınız. Sizlere en iyi gelecek olan şey bu süreçte deneyimlerinizden konuşmak ve bunları paylaşmak olacaktır.Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri durumuyla baş edemediğimiz bir durumda da mutlaka uzmanlardan yardım almalısınız.