Kompozit doku nakli

Rekonstrüktif cerrahinin günümüzde en son ulaştığı noktalardan biri kompozit doku nakilleridir. Bu kapsama ekstremite nakilleri denilen kol ve bacak nakilleri, yüz ve saçlı deri, rahim , kas, sinir ve tendon nakilleri gibi dokuların beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan canlı hastaya nakil edilmesidir. Bu taşınan dokuların cerrahisinde ana teknik mikrocerrahi uygulamaların kullanılmasıdır. Bu ameliyatlar cerrahi teknik olarak oldukça zor ameliyatlar olmasının yanında ameliyat sonrası dönemde de hasta için ömür boyu uyması gereken bazı önemli tıbbi uygulamaları kapsamaktadır. Sonuçta nakil edilen doku alıcı vücuda yabancıdır ve onu red etmek için aıcının bağışıklık sistemi bu dokularla savaşır. Eğer bu bağışıklık sistemi baskılanmaz ise vücut nakil edilen bu organı red ederek kayıbına yol açar. Bu nedenle aynı kalp, böbrek, karaciğer nakledilmiş hastaların aldığı bağışıklık sistemini baskılayan ilaçları bu hastalarda almak zorundadır. Ancak bu ilaçlar hiç masum değildir ve ilerde kanser yapma, hayatı tehdit eden fırsatçı enfeksiyonlara yol açma gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle karaciğer ve böbrek gibi hayat için elzem olmayan yüz, ekstremite nakli gibi ameliyatlar -ki bunlar hastanın fonksiyonlarını artırmak veestetik kazanç sağlamak içindir- uygulanmadan önce hastalar çok detaylı araştırmadan geçirilmelidir.

Ülkemizde Sağlık Bakanlığı bu ameliyatların hangi şartlarda nerelerde ve kimler tarafından yapılacağını yönergelerle belirlemiştir. Benim düşüncene göre özellikle ameliyat olacak hastaların seçimi çağın gereklerine uygun olarak değişebileceğini düşünmeme rağmen diğer konular bu yönergede nettir. Şu anda ülkemizde bu ameliyatları yapacak Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış içerisinde Hacettepe Üniversitesinin de bulunduğu dört merkez vardır. Ve bu merkezlerde bu ameliyatları yapma yetisinin Sağlık Bakanlığı tarafından onanmış içinde benimde bulunduğum Plastik Cerrahlar vardır. Size prosedürden bahsedersem ilk olarak hasta uzuv veya yüz nakli için ruhsatlı üniversitenin Kompozit Doku nakil Merkezine başvurur. Burada ilk ön elemeden geçirilerek aşağıda linkini vermiş olduğum Sağlık Bakanlığı Kompozit Doku Nakli Yönetmeliğine bağlı olarak çıkarılan endikasyon listesine uyup uymadığı değerlendirilir. Daha sonra hasta gerekli psikiyatrik, dahili, nefroloji, anestezi, göz, kulak burun boğaz, ortepedi, nöroloji ve hastaya göre eklenecek bir kaç konsültan hekim tarafından ameliyat öncesi bu büyük ameliyata uygun bir ruh ve vücud sağlığının olup olmadığı değerlendirilir. Bu konsültasyonlar bittikten sonra Sağlık Bakanlığı tarafından yeterliliği onanmış ve bu ameliyatların yapılıp yapılmamasına izin verecek Kompozit Doku Nakil Konseyine hasta çıkartılır. Eğer buradan hasta bu ameliyatlar için adaydır kararını alırsa hastanın tüm kimlik ve sağlık bilgileri Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Nakli merkezine bildirilir. Bir doku bağışçısı çıktığı zaman bu merkez tarafından üniversite kompozit doku merkezine bildirilir ve bu merkez kabul ederse cerrahi ve tıbbi süreç başlar. Ameliyatlar bittikten sonra ameliyatın detayları ve sonuçları geç dönemde Sağlık Bakanlığına gönderilerek bu girişimin denetlenmesi sağlanır.

Prof. Dr.Serdar Nasır

Üniversitemiz hastanemizde benim başkanlığımda Dünyanın 3. tam yüz nakli, Türkiye nin 2. ve tüm kısmi ve tam yüz nakilleri içerisinde dünyada 22. Yüz naklini gerçekleştirdik. Yapmış olduğumuz ameliyat sonrası erken fizyoterapi metodlarıyla bu hastamızda çok erken dönemde mimik kas hareketlerini sağladık. Çünkü yüz nakilleri fonksiyonel kazanç yanında en çok başarılmak istenen estetik sonuç olarak en üst düzeyde sonuç almaktır. Şu ana kadar yapılmış yüz nakillerinde en sık karşılaşılan sorun hastanın mimik kaslarını çalıştıramadığından dolayı hastada maske yüz şeklinde hareketsiz bir yüz sağlanmasıdır. Bu durum hastanın travmasının ciddiyetine bağlı olabileceği gibi cerrahi teknikle de alakalı olabilmektedir. Bizim düşüncemize göre yapmış olduğumuz yüz naklinin ulaştığı mimik kaslarının çalışması ile ilgili fonksiyonel sonuç dünyada da nadir saptanabilen bir sonuçtur.

Yüz nakli hastamız ile birlikte yine benim başkanlığımda dünyanın ilk çift kol ve bacak nakli gerçekleştirildi. Bu ameliyatta cerahi olarak başarılı olmamıza rağmen hastamızda gelişen bazı ciddi tıbbi sorunlarla ameliyat sonrası 4. Günde hastamızı kayıp ettik. Ancak bu ameliyat tıp literatürüne dinyanın aynı anda yapılan ilk kol ve bacak nakli olarak yerini aldı.

Son hastamızda bizi çok üzen sonuçtanda anlaşılacağı üzere özellikle uzuv nakilleri bir kalp ameliyat vb ciddi bir ameliyat gibi içerisinde ölüm riskinide içeren girişimlerdir. Bu nedenle hastalara hem Sağlık Bakanlığının istediği onam formu yanında Hacettepe Üniversitesi Kompozit Doku Nakil Merkezinin hazırladığı onam formlarıda imzalatılmakta ve bu formlar içinde hastanın cerrahi sırası ve sonrasında aldığı ölüm dahil tüm riskler, ameliyat başarılı olursa ömür boyu alacağı ilaçların yan etkilerinide kapsayan geniş bir döküman okutulup açıklanmakta ve şahitler önünde imzalanmaktadır. Ancak bu ameliyatlar sonucu hem dünyadaki hemde Türkiye deki örneklerde zaman zaman istenmeyen çok üzücü sonuçlarda gözlemlenmesine rağmen çok önemli bir gerçek vardır. bizim gibi iş veya trafik kazası sonucu veya ülkemizde bizleri çok üzen terör saldırıları sonucu gazilerimizde uzuvlarını kayıp etmelerine veya yüzünde toplum içine çıkışta sosyal fobi oluşturacak tarzda yara ve izlere yol açmaktadır. İşte ilerlemiş tıp ve cerrahi düzeyimizle yapmayı başaracağımız bu kompozit doku nakilleri, bu hastalarımız ve gazilerime sunacağımız ve onları normal yaşama tekrar geri dönmesini sağlayabilecek büyük yardımlardan biri olacaktır. Bu şekilde bu ameliyatlara ihtiyacı olan gazilerimizede şükran borcumuzu bir nebze ödeyebiliriz diye düşünüyorum.

Exit mobile version