Koma, Bitkisel Hayat ve Beyin Ölümü Nedir?

“Beyin ölümü, en geniş tanımıyla bütün beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak yitirilmesi demektir.

Bugün hem tıpta, hem de hukukta beyin ölümü geleneksel anlamda bilinen ölümle eşdeğer kabul edilir. Aslında beyin ölümü yeni sayılabilecek bir kavramdır.

Şimdi sırası ile aşamaları gözden geçirelim. Koma, bitkisel hayat ve beyin ölümüne sora ile bakacağız.

KOMA NEDİR?

“Koma” dediğimizde bir insanı insan yapan ‘’bilinç kaybından ‘’ söz etmeliyiz. Bilinçli olmak demek kendinin ve etrafının farkında olmak demektir. Koma sinir sistemimizin sağladığı bu bilinçlilik durumunun kaybıdır. Geçici veya kalıcı olabilir. Çevrede olan bitenden haberdar olunmaz. Sesleri işitemez uyarılar cevap veremez. Şunu bir kenara yazalım zaman zaman bu tür uyarılar cevap verse de yeniden komaya geri dönebilir. Sonra bahsedeceğimiz gibi bazı hareketler refleks düzeyinde olup bilinç lehine kullanılabilecek bulgular değildir.

Koma ve bilinç kaybı diye de adlandırılır. Ama Koma demek zaten bilinç kaybı demektir. İtiraz edenler el kaldırsın. Kişi nefes alabilir (otomatik) ; tansiyon ve nabzın oluşturacak bir kalp aktivitesi (otomatik) vardır. Koma kişinin geri dönüşünün mümkün olduğu durumdur. 

Üç örnek komanın anlaşılabilmesi için bilinmesi gerekir. Somnolans; hasta uykuya eğilimlidir. Sesli uyaranla uyandırılabilir. Sorulara doğru cevap verir. Kendi haline bırakılınca yine uyur.

Konfüzyon; Kabaca ağır kafa karışıklığıdır. Yer ve zaman konusunda doğru cevap veremez. Dikkati dağınıktır. Hırçınlaşabilir. Söz dinlemez. 

Stupor: Hasta uykuda, sesli uyaranla uyanmaz. Ancak kuvvetli, tekrarlayan uyarılar ile gözlerini açar. Sözlü emirleri yerine getiremez.  Ya da çok yavaş ve yeterli düzeyde gerçekleştiremez.

Koma ise bunu bir kademe ilerisidir. Derin ve cevapsız uyku halindedir. Çoğunlukla solunum sıkıntılı olduğundan solunum cihazına gerek duyulur. Komada içinde hafif ve derin koma olarak da ayrılır. Tamamen tek bir tip koma yoktur. Koma için geliştirilmiş. Bir tablo ‘’Glasgow Skalası’’ kullanılır. 

Prof. Dr. Serdar Akgün

GKS olarak adlandırılır.

BİTKİSEL HAYAT

Toplumda kafa karışıklığı da burada başlamaktadır. Bitkisel hayatta geri dönüş şansı kısmen ya da tamamen bulunmaktadır. Bir sonraki aşama ‘’beyin ölümü’’ ise geri dönüşümsüzdür.

Bitkisel hayat; 

Koma sonrasında hastanın uyanıklığa dönmesine rağmen bilişsel işlevlerini tümüyle yitirmesi durumu Beyin sapının sağlam kaldığı, yaygın bilateral serebral lezyonlarında görülür Üç yıl içinde ölüm riski % 75’in üzerindedir.

Gözler açılabilir Uyku ve uyanıklık durumları değişkendir. Zaman, zaman gözler açılabilir. Solunumu normaldir. Uyarılara anlamlı yanıt yoktur. Emirlere uyum da yoktur. Yutma olsa bile çiğneme yoktur. İdrar ve gaitayı tutamaz. İleriki aşamada bitkisel hayat durumu kalıcı hale dönüşür. Herhangi bir cevap yoktur. Kabaca üst merkezde kortikal bölgede bağlantılarda hasar vardır. Beyin sapı normaldir.

Medyada komadan çıktı veya 11 sene sonra bitkisel hayattan çıktı haberleri koma ve bu grup için geçerlidir. Değişik hastalıklar ve oluşturduğu farklı düzeydeki hasarlar hastaların tamamının bir gruba sokulmasını güçleştirir. Tek bir kontrol listesi yoktur.

BEYİN ÖLÜMÜ

Merkezi sinir sisteminin zarar gördüğü her türlü durum (travma veya hastalık, kanama, tümör) beyin ölümüne sebep olabilir. En sık nedeni Genel Vücut Travması denilen ‘’trafik kazalarıdır.

Kalp veya solunumun durması ve sonrasında kişi tekrar yaşama döndürüldüyse beyin hasarı olabilir. Burada bildiğiniz gibi süre önemlidir.

– “Beyin ölümü klinik olarak kullanılan bir tanımdır. Yasal olarak ölüm tanımı beyin ölümü üzerine kurulmuştur. Altı çizilmesi gereken konu yine beyin fonksiyonlarının  ‘’ geri dönüşümü olmayan kaybı’ şeklinde tanımlanır.

Beyin ölümü nasıl saptanır; 

  1. Koma ve geri dönüşümsüz durumun gösterilmesi.
  2. En önemli nokta ‘’ beyin sapı reflekslerinin kaybıdır’’. Beyin sapı, boyun kısmında önemli yaşamsal fonksiyonlarımızdan sorumlu bölgedir. Beyin sapı kökenli refleksler hayatı devam ettirmek için otomatik(istem dışı ). Beyin ölümü gerçekleşen kişide, bu reflekslerin muayenelerde negatif çıkar. 
  3. Kişin kendisinin soluyamadığını gösteren ‘apne testi’dir.

Üç kriterin tamamı karşılanmış olması gerekir.

 Beyin ölümü tanısı için iki farklı branştan hekim ( birisi Nöroloji yada Nöroşirurji uzmanı olmalı diğeri anestezi uzmanı olmalıdır) bağımsız olarak aynı hastayı muayene ederek değerlendirip karar verirler. İlk muayeneden 12 saat sonra ikinci muayyen yapılır. Bu arada önemli konu beyin dolaşımının olmadığının gösterilmesidir.  Beyin anjiyosu ya da doppler gibi tetkikler bunu açıklığa kavuşturulur. Eğer dolaşımın olamadığı gösterilmiş ise üçüncü muayeneye gerek duyulmaz. Eğer şüphe varsa üçüncü muayene gereklidir. Günümüzde Dijital Anjiyografi, Tomografi ve MR gibi ileri tetkikler ‘’beyin ölümü ‘’ tanısında büyük yararlar sağlamakta ve şüpheleri ortadan kaldırmaktadır. .

Beyin ölümü ‘’organ nakli’’ için yönetmelikler tarafından belirlenmiş ve titizlikle uygulanan bir süreçtir.

‘’Fişi çekmek’’terimi bizde sıkıntılı bir şekilde kullanılmaktadır. Yurtdışında bazı hasta yakınları Bitkisel Hayat gibi durumlarda mahkeme kararı ile destek sistemlerini kapattırabilmektedirler. Bazen de mahkemeler bu istekleri geri çevirmektedir. Beyin ölümü saptanmış ve organ bağışında bulunulmuş kişilerin yaşam destekleri yukarıda aktardığımız protokoller tamamlandıktan sonra sonlandırılır. 

Bazen beyin ölümü kanıtlanmasına karşın organ hasarı neden ile organ nakli için hasta verici olarak uygun bulunamayabilir. Organ nakli için en kıymetli grup ‘’ kalbi atan ‘’ hasta grubudur. Kişi organların alınması için ameliyathaneye alındığında kalbi halen atmaktadır. Kalp eğer alınacaksa en sonra bırakılır. Böbrek, karaciğer ve akciğer alındıktan sonra en son kalp alınır.

Teşekkürler..

Exit mobile version