Göğüs Hastalıkları

Klimalar Yararlı mı, Zararlı mı?

Yaz kış yaşamımız için en uygun iç ortam ısısı 24-25 derecedir. Antalya gibi sıcak kentlerde bu değerler için evlerimizde, iş yerlerimizde ve araçlarımızda sıklıkla klima kullanmaktayız. Klima cihazları bazı gazların (R22-R410) buharlaşma ve yoğunlaşma özelliğinden faydalanarak ortamda bulunan ısıyı dışarı atarlar. İç birim (ünite) içinden geçen gaz ortamdaki ısıyı soğurarak buharlaşır. Buharlaşan gaz dış birime (üniteye) geldiğinde yoğuşur ve soğurduğu ısıyı dışarı atar. Bu sayede ortam soğutulmuş olur.

Antalya’da sıcakların  başladığı bu günlerde özellikle akciğer hastaları için klimalı ortamlar önemlidir. Uygun şekilde yerleştirilen, bakımları yapılan ve süzgeçleri (filtreleri) temizlenen  klimaların olduğu ortamda bulunmak, sanılanın aksine sağlık için tehlike oluşturmaz. Bakımlı klimalar yaz günlerinde ortamın nemini alarak içeriyi soğutur.Havadaki aşırı nem sağlıklı bireyleri bile rahatsız eder ve ısının daha çok hissedilmesine neden olur. Aşırı  sıcaklar ile birlikte artan nem (soluduğumuz havadaki su oranı) oranları iç ortamlarda küf mantarlarının ve ev tozlarının(akarların) üremesini kolaylaştırmakta ve astım belirtilerini arttırmaktadır. Benzer şekilde KOAH hastaları için de nem oranı %45-50 civarında tutulmaya çalışılmalıdır.

Bakımları yapılmamış klimalar ortama ev tozlarını (akarlar), ağaç ve çiçek tozlarını da (polenler) salabilir. Bunun sonucunda bir çoğumuzun yaşadığı inatçı öksürüklerle karşılaşabiliriz. Klima düzeneklerindeki sıvı varlığı; bakım ve temizlik yeterince yapılmazsa mikropların üremesi için uygun bir ortam oluşturur. Tatlı sularda yaşayan Legionella pneumophila (pneumo; latincede akciğer demektir) isimli bakteri gibi bazı mikroplar bu ortamda çoğalabilirler. En büyük tehlike; merkezi ısıtma, soğutma ve sıcak su düzeneği olan oteller ve benzeri binalardadır. Legionella; solunum yolumuza klimadan ya da duş başlıklarından gelen suyun soluk yollarımıza teması ya da mikroskopik düzeyde solunması ile ulaşır. Vücudumuzu savunan akyuvarlar bu bakteriyi yok etmek üzere içine alır (fagositoz). Ancak bazı durumlarda bakteri akyuvar içinde çoğalır ve iki tür hastalığa yol açar; lejyoner hastalığı (pontiac ateşi) ve lejyonella zatürresi. Lejyoner hastalığı kendi kendini sınırlayan ve bizleri fazla yıpratmayan bir üst solunum yolu rahatsızlığıdır. Ancak  özellikle bağışıklığımızın zayıfladığı hastalıklarda (astım, KOAH, romatizma, şeker hastalığı, kalp hastalığı, kötü huylu ur, böbrek yetmezliği vb) bu bakteri ölümcül zatürreye neden olabilir.

Son söz olarak hastalarımıza ve antalya’da yazın kısa süreliğine bile konaklayanlara önerimiz; ateş, üşüme, titreme, öksürük, hırıltı, hışıltı, soluk güçlüğü gibi olağan dışı bir yakınmaları ortaya çıktığında göğüs hastalıkları uzmanına başvurmaları gerektiğidir.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir