Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Bunyaviridae virüs grubundan KKKA virüsünün neden olduğu kene aracılığıyla bulaşan kanamalı ateş tablosuyla seyreden bir enfeksiyon hastalığıdır. İnsanlarda yüksek ölüm oranı ile seyrederek ciddi hastalığa neden olmaktadır. Hastalık Türkiye’nin de dahil olduğu Afrika, Avrupa ve Asya’daki birçok ülkede doğal olarak görülmektedir.
Dünyada ilk vakalar Kırım ve Afrika’nın Kongo bölgesinde görülmekte iken, Türkiye’ de hastalık ilk olarak 2002 yılında Tokat ilinden bildirilmiştir. Vakaların büyük kısmı (%95) İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzey bölgesinden, özellikle Tokat, Sivas, Çorum, Yozgat, Çankırı ve Erzurum’dan gelmektedir. Hastalar ağırlıklı olarak Mart ayı başından Ekim sonuna kadar ve özellikle haziran-temmuz aylarında, kenelerin aktif olduğu sezonda görülmektedir. Hastaların yaklaşık %70’inde kene teması (ısırması, tutunması, elle çıkarılması) öyküsü, %30’unda da evcil hayvanlarla (kentaşıyıcı)e yakın temas öyküsü bulunmaktadır.
Kene tutunmasını takiben 1-3 gün (en fazla 9 gün) içinde KKKA hastalığı bulguları ortaya çıkar. Belirtiler aniden ortaya çıkar;
- Kişide kas ağrıları,
- Baş dönmesi
- Boyun ağrısı ve sertliği,
- Sırt ağrısı,
- Baş ağrısı,
- Boğaz ağrısı
- Işığa duyarlılık
görülebilir.
Erken dönemde mide bulantısı, kusma ve boğaz ağrısı olabilir; bu tabloya ishal ve yaygın karın ağrısı eşlik edebilir. Birkaç gün içinde, hastada keskin ruh hali ile karşılaşabiliriz, hasta uyku halinde veya saldırgan olabilir. Ajitasyon 2-4 gün sonra, depresyon ve halsizlik ile yer değiştirilebilir ve karaciğerde büyüme nedeniyle karnımızın sağ üst kısmında şiddetli ağrı olabilir.
Hastalığın 5. Gününde cildimizde kızarıklık, morarma, göz akında kanama, idrarda ve gaytada kırmızı renkli kan gelme, tükürükle kan gelme gibi şikâyetler başlar. Bu dönemde 38-39 dereceye kadar çıkan ateş yüksekliği mevcuttur. İlk 10 gün içinde hastalığa müdahale edilmezse 2. Haftanın sonunda ölüm kaçınılmazdır.
Ani başlayan; ateş, halsizlik, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, eklem ağrısı, ishal gibi belirtilerin bulunduğu bir kişide; keneyle temas veya kene tutunma öyküsü, hayvanla temas öyküsü, kırsal kesimde yaşama veya son iki hafta içinde kırsal alana seyahat öyküsü varlığında hastalıktan şüphelenmek ve gerekli tahlillerin yapılması için en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Bu tür şüpheli vakalar hemen hastaneye yatırılarak yakın takip edilir ve gerekli tedavilere hızlıca başlanır. KKKA, bildirimi mecburi bir bulaşıcı hastalık olup İl Sağlık Müdürlüklerince takibi yapılır. Şüpheli olgulara hızlıca antibiyotik tedavisi başlanır, kan ve sürüntü örnekleri gönderilerek tanı konur.
Hastalığın özellikle görülme sıklığının arttığı İlkbahar ve yaz aylarında, park ve açık ormanlık alanlar gibi piknik yapılan yerlere ziyarette dikkat etmek önemlidir. Keneler bu bölgelerde özellikle yere yakın bacak, diz ve ayak bileklerine tutunur. Bu yüzden bacaklarımızı ve kollarımızı kapatacak şekilde gezmek önerilir. Açık renk (beyaz) kıyafetler keneleri uzak tutar. Uzun bot tarzı ayakkabılar kenelerin bacağımıza tutunmasını engeller. Pantolon paçalarını çorapların içine koymak de koruyucu bir yöntem olabilir. Ayrıca vücudumuzun açıkta kalan çıplak yerleri için sprey şeklinde haşere kovucu ilaçlar kullanılabilir.
Unutulmamalıdır ki her kene bu mikrobu taşıyor olmayabilir. O yüzden kene tutunmasında gereksiz paniğe kapılmak yersizdir. Herhangi bir şekilde vücudunuzda kene fark ederseniz, en yakın sağlık kurumuna başvurarak (sağlık ocakları, acil servisler) özel kene makasları ile keneyi tutunduğu yerden kanatmadan sağlık görevlilerince çıkarttırabilirsiniz. KKKA hastalığı için özellikle riskli coğrafi bölgelerde yaşayan kişiler veya buraya seyahat edenler (İç Anadolu Bölgesinin kuzeyi, Karadeniz Bölgesinin iç kısımları, Sivas, Tokat çevresi gibi) buna dikkat etmelidir. Hastalık bulguları genel olarak kene tutunmasından sonra en geç 1 hafta-10 gün içinde ortaya çıkar.