Her yıl 18 Eylül tarihinde kemik iliği nakli sayesinde kalıtsal metabolik hastalıklar başta olmak üzere, bazı kanser türleri ve birçok hastalığın tedavisine destek vermek için farkındalık oluşturulan ‘Dünya Kemik İliği Bağışçılar Günü’nde siz de üç tüp kan vererek yaşama tutunmayı bekleyen binlerce hastaya umut olun.
Yeryüzünde bazı hastalıklar var ki, günümüz bilgi ve teknolojisinde tek çözüm maalesef kök hücre naklinde yatıyor. Bunların arasında ilk aklımıza gelen hastalık çoğunlukla lösemiler, diğer anlamda kan/kemik iliği kanserleri; ancak bu hastalık dışında diğer organ kanserleri, doğumsal metabolik hastalıklar, bağışıklık sistemi yetersizlikleri ve Akdeniz anemisi gibi doğumsal kansızlıkların da günümüzdeki tek kesin çözümü kemik iliği naklidir.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Kemik İliği Nakil Merkezi’nden, Prof. Dr. Barış Malbora ‘kemik iliği nakli ve nakil süreci’ ile ilgili bilinmesi gereken önemli noktalara dikkat çekti
Hepimizin bildiği ismiyle kemik iliği nakli, bir kök hücre naklidir; ancak biliyoruz ki kök hücre naklinin tek kaynağı kemik iliği değildir. Kök hücre kaynağı olarak sıklıkla kemik iliği kullanıldığı için kök hücre nakli ile kemik iliği nakli eş anlamlı gibi kullanılmaktadır.
Kemik iliği bağış sürecinde bağışçılar nakilden vazgeçmeyin
Dünya bankalarında gönüllü bağışçı sayısı toplam 41,3 milyon ve halkımız, kemik iliği bağışçısı olmakta birçok ileri ülkeye kıyasla oldukça duyarlı; fakat doku grubu uyumu sağlandığı tespit edildiği ve Türkök tarafından hasta için verici olması talep edildiği noktada, verici (donör) adaylarının büyük bir kısmı bağış yapmaktan vazgeçiyorlar. Bu gerçekten de çok üzücü bir durum. Bununla birlikte, kemik iliği bekleyen bazı hastalarımızın birden fazla tam uyumlu verici adayı olabiliyor ve bu hastalarımız ise daha şanslı. Eğer bir verici adayı vazgeçerse hemen diğerine yönelebiliyoruz; ancak bazen bir hastaya bu koskoca dünyada yalnızca bir verici adayı uygun olabiliyor. Bu durumda bu tek gönüllü bireyin bağışçı olmaktan vazgeçmesi hem bizler için hem de küçük masum çocuklarımız ve onların ebeveynleri için tam bir hayal kırıklığı yaratıyor.
Bağışçıların nakilden vazgeçme sebepleri nelerdir?
Bağışçıların vazgeçiş nedenlerinden bir tanesi için korku diyebiliriz. Bu da halkın büyük bir çoğunluğunun kemik iliği nakli ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmamasından kaynaklanıyor. Kişi, yapılan işlemin kendi hayatını tehlikeye atmayacağını net bir şekilde bilirse, bu tür durumların yaşanma olasılığı oldukça düşecektir.
İnanması güç ama maalesef bir diğer neden de eşlerin, anne- babaların donör adayına kemik iliği bağışı konusunda izin vermemesi oluyor.
Bazen de verici adayının, hasta ve yakınlarından maddi beklentileri olabiliyor; ancak yasalar bu durumun önüne geçmek için duvarlarını çok güzel örmüş durumda. Bugün 8 yaşında olan Türkök de bu konuda çok olumlu adımlar atıyor. Öncelikle, bağışçı ve donör nakilden 2 yıl sonrasına kadar kesinlikle yüz yüze gelemiyorlar, hasta ve bağışçı kimlikleri kesinlikle saklı tutuluyor. Nakilden 2 yıl sonra iki tarafın da onayı olmak koşuluyla bir araya gelmeleri mümkün olabiliyor.
Bağışçı kemik iliği naklinden vazgeçerse bu durum hastanın ölümüyle sonuçlanabiliyor.
Kemik iliği bağışçısı olup sonrasında vazgeçenler olabiliyor; ancak doku uyumu tespit edildiği halde, kemik iliği bekleyen hastaya iliği vermemek en vahimi oluyor. Bu, birden fazla bağışçısı olmayan hastalar için yaşam ve ölümün sınırı. Hasta, bağışçı kemik iliğini verecek ve yaşama tutunacağım veya hayata tutunma iplerim elimden alınacak duygusunu yaşıyor. Bu kadar net ve trajik bir durum bu ve böyle bir şey yapmamak gerekiyor.
Elbette hepimiz bağışçı adayı olalım, bu çok güzel bir duygu; ama asıl süreç bir hasta ile dokunuzun tam olarak uyduğunu öğrendiğiniz zaman başlıyor. Eğer bu aşamada vazgeçerseniz, bağış bekleyen birey ciddi bir hastalıkla pençeleşmeye devam edecek ve belki de yaşamını kaybedecek. Bunun manevi yükü çok ağır ve daha da kötüsü doku eşleşmesi sonrasında verici olmayı kabul edip, nakilden 1 hafta-10 gün önce bizler tarafından hastalarımıza kemoterapi başladığımız süreçten sonra vazgeçmek. Bu dönemde hastaya verdiğimiz kemoterapi, hastaların kemik iliğini geri dönüşümsüz ortadan kaldırıyor. Bu noktadan sonra ‘Pardon, vazgeçtim.’ deme lüksümüz tıbben yok. Eğer bu noktada vazgeçilirse hastayı kemik illiği yetersizliğinden kaybetmek çok da uzak bir ihtimal değil.
Kemik iliği bağışından vazgeçen vericinin yasal bir yükümlülüğü var mıdır?
Bu konu ile ilgili yasalar vericileri sonuna kadar koruyor. Bağışçılık gönüllülük esasına dayandığı için belki bir yere kadar da anlaşılabilir bu; ama hastaya hazırlama rejimi başladıktan sonra ‘Ben vazgeçtim.’ deme lüksümüz olmamalı ve bu noktada yasal düzenlemelerle vericilere yaptırım da getirilmelidir. Her aşamada vazgeçme hakkına sahipsiniz ama lütfen nakile çok az bir süre kala asla vazgeçmeyiniz!
Kemik iliği nakil süreci nasıldır, nakil nasıl yapılır?
İliğin, daha doğrusu kök hücrelerimizin vücudumuzda 3 kaynağı vardır:
Birincisi, bebek doğduğu zaman kordon kanındaki kök hücrelerdir. Bu doku, kök hücre açısından oldukça zengin bir dokudur; ancak çoğu zaman hacim olarak yeterli olmamaktadır. Vücut ağırlığı düşük olan bebek ve küçük çocuklarda kordon kanı iyi bir kök hücre kaynağı olabilmektedir.
İkincisi, kemik iliğidir; yani kemiklerimizin ortasında bulunan yumuşak dokumuzdur. Bizler kök hücre kaynağı olarak kemik iliğini kullanacaksak eğer, bağışçımız bir gece önceden 12 saatlik açlık sonrasında ameliyathanede genel anestezi altında uyutulur. Hiçbir acı hissetmeden, 30-40 dakikalık bir zaman diliminde leğen kemiğinin arka çıkıntılarından özel iğneler yardımıyla kök hücrelerini toplarız. 1 günlük izlem sonrasında bağışçımız çok rahat bir şekilde hastaneden çıkar. En çok şikâyet edebileceği nokta iğnelerle giriş yapılan yerdeki acı hissidir ve onu da basit ağrı kesicilerle çözmek mümkündür.
Üçüncü yöntem ise damarlarımızda dolaşan kök hücrelerin toplanmasıdır. Ayrıca, bu yöntem Türkök’ün en sık kullandığı yöntemdir. Damarlarımızdaki kök hücreler doğal seyrinde bağış yapmak için yeterli değildir. Bu kök hücrelerin sayısını artırmak için toplama işleminin 5 gün öncesinden itibaren kök hücreleri artırıcı aşılar yapılır. Kişi, toplama günü kapalı ve tamamen steril bir sistemle çalışan cihaza bağlanır. Bir kolundan alınan kan cihaza girer ve cihazda kök hücreler ayıklanır. Geriye kalan diğer tüm kan bileşeni bağışçıya geri verilir ve bu işlem ortalama 2-3 saat sürer. Burada şunu belirtmekte fayda var; eğer hastanın kollarındaki damar yolları bu işlem için uygun değilse, bağışçıya kateter isminde geçici bir damar yolu takılır ve işlemden hemen sonra çıkarılır. Şunun altı ısrarla çizilmelidir ki; lütfen Kızılay’a, Türkök’e gelin ve üç tüp kan vererek yaşama tutunmayı bekleyen binlerce insana umut olun. Bununla da kalmayıp eğer bir hastayla doku grubunuz eşleşiyorsa bağışçı olmaktan vazgeçmeyin. Hele ki nakil tarihine yakın zamanlarda hiç geri dönmeyin; çünkü burada sadece insanların umutlarını söndürmekle kalmayıp yaşamını tehlikeye atacak geri dönülmez bir noktaya gelmiş olursunuz. 18 ila 50 yaş arasında, herhangi bir kronik hastalığı, bulaşıcı hastalığı (hepatit B, C gibi) olmayan herkes bağışçı olabilir.