Kekemeliğin sebeplerine dair çok farklı görüş bulunmaktadır. Bundan dolayı kekemelik nedenleri ile ilgili kesin bir şey söylemek çok zordur. Her görüşün kendine göre bir doğruluk payı vardır. Ama bu konuda kesin bir fikir birliği sağlanmış değildir. Bu konudaki ortak görüş kekemeliğin bir nedene bağlı olamayacağıdır. Bazı uzmanlar kekemeliği davranışçı ekole göre değerlendirip “kekemelik öğrenilmiş bir davranıştır” diyorlar. Bazı uzmanlarsa kekemeliği bir direniş, bir direnç olarak ele alıp inceliyor. Bazı uzmanlar ise kekemelikte çevresel etmenlerin önemli olduğunu vurguluyorlar.
Bir başka uzman görüşüne göre ise kekemelik psikolojik bir sorundur. Aslında kekemelik bir çok nedenden dolayı ortaya çıkabiliyor. Kekeme bireyin yakın çevresinin kekeme olma ihtimali % 50 civarındadır. Yani kekemelikte genetik yatkınlık etkilidir. Eğer genetik yatkınlık varsa ikinci önemli faktörde korku, travma yaşamış olmaktır. 500 kekeme üzerinde yaptığım bir araştırmada kekemelerin % 50’sinin ailesinde kekemelik problemi yaşayan insan vardı. Yine bu 500 kekemenin yaklaşık % 90’ı korku ile kekeme olmuştu. Bu korku duygusunun yanında kardeş kıskançlığı, ateşli hastalık, taklit gibi etkenlerde kekemeliği ortaya çıkarmaktadır.
Kekemeliğe yatkınlık nörofizyolojik iken kekemeliğin ortaya çıkması ve kalıcı hale gelmesi tamamen psikolojik nedenlere dayanmaktadır.
Kekeleyen kişilerle normal insanların konuşurken beyin faaliyetleri belirgin bir biçimde farklılık göstermektedir. Kısacası işin içinde psikoloji var, nöroloji var, biyoloji var, sosyoloji var. Kekemelik bir çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkıyor ve devam ediyor.