Kefir, süt ve süt ürünleri, kemik sağlığının korunması başta olmak üzere vücutta pek çok önemli görevleri bulunan ve insanlarda yaşam boyu gereksinim duyulan minerallerden bir tanesi olan kalsiyumun temel kaynağıdır. Çocukluk döneminde kemik yapımının, büyüme ve gelişmenin sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesi, yaşlılık döneminde ise osteoporoz gibi kemik hasarıyla ilişkili hastalıkların önlenmesi açısından yaşam boyunca günlük olarak en az 2-3 porsiyon süt veya süt ürünü tüketimi önem arz eder. Sütten elde edilen kefir, kalsiyum ve protein gereksinimini karşılarken içerdiği probiyotik bakteriler sayesinde sağlık üzerinde sayısız olumsuz faydayı da beraberinde getiren oldukça değerli bir besin türüdür. Sağlığı koruması ve birçok hastalık türüne karşı koruma sağlaması nedeniyle sağlıklı bireylerin düzenli olarak kefir tüketmesi önerilmektedir.
Kefir Nedir?
Kefir; inek, koyun veya keçi sütünün kefir mayası olarak adlandırılan özel bir maya türü ile fermente edilmesi sonucunda elde edilen, tadı ve kıvamı ayrana benzeyen tuzsuz ve ekşimsi tadı olan bir içecektir. Kökenini Kafkasya bölgesinden, ismini ise Rusça’dan alan kefir bu dilde “keyif veren” anlamına gelen bir sözcüktür. Sütün tüm faydalarını içeren kefir aynı zamanda yüksek probiyotik içeriğine sahiptir. Probiyotik bakteriler, yararlı bakteriler olarak da adlandırılan ve insan vücudunda sindirimin düzenlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, kolesterolün dengelenmesi ve daha pek çok olumlu etkisi bulunan bakteri grubudur. Probiyotik bakterileri içeren probiyotik besinlerin düzenli olarak tüketilmesi tüm bu olumlu etkilerden dolayı sağlığın korunmasına, sonuç olarak çok sayıda hastalıktan korunmaya yardımcıdır. Probiyotik besinler arasında en etkililerinden bir tanesi olan kefir, yüksek besin değeri ile sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemli bir parçasını oluşturduğundan her yaştan bireyin tüketmeyi alışkanlık haline getirmesi gereken besin türlerinden bir tanesidir.
Kefirin Sağlığa Faydaları
Kefir çok değerli bir kalsiyum kaynağı olmasının yanı sıra B grubu vitaminleri, K vitamini ve bazı diğer vitamin ve minerallerden oldukça zengindir. Sütün hazımsızlık sorununa yol açtığı kişilerde kefir tüketimi bu olumsuzluklara neden olmadan kalsiyum ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olabilir. 75’in üzerinde farklı türde probiyotik bakteri içeren kefir, aynı zamanda sağlık üzerinde sayısız faydayı da beraberinde getiren bir fonksiyonel besindir. İşte kefirin faydalarından bazıları…
- Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
Kefirde bulunan probiyotik bakteriler, vücutta savunma sisteminin güçlendirilmesi üzerinde oldukça etkilidir. Bağırsaktaki yararlı bakteri florasını geliştirerek disbiyozis adı verilen yararlı bakterilerin azalıp zararlı bakterilerin artması durumunun önüne geçilmesini sağlar. Bu sayede bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı korur.
- Sindirimi Düzenler
Sindirim faaliyetlerinin düzenli bir şekilde devam ettirilmesi için bağırsaktaki yararlı bakterilere ihtiyaç vardır. Önemli bir probiyotik olan kefir, bu bakteri florasını destekleyerek ishal, kabızlık, gaz ve şişkinlik, bağırsak krampları gibi sorunların önüne geçilmesine yardımcı olur.
- Tansiyonu Dengeler, Kalp ve Damar Hastalıklarına Karşı Korur
Kefirde yer alan probiyotik bakteriler, tıpkı kolesterol düşürücü ilaçlar olan statinler gibi görev yaparak kandaki kolesterol düzeylerinin dengelenmesini sağlar. Ek olarak hipertansiyon hastalarında ve gün içerisinde tansiyon düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk ve göz kararması şikayetleri bulunan bireylerde tansiyonun dengelenmesine ve bu sorunların giderilmesine yardımcı olur. Tüm bu etkileri sayesinde kefir, kardiyovasküler hastalıklara karşı önemli bir koruma sağlar.
- Cildi Güzelleştirir, Dermatolojik Hastalıkların İyileştirilmesine Yardımcı Olur
Kefir cildin elastikiyetinin arttırılması, nem dengesinin sağlanması, yaşlanmaya bağlı cilt sorunlarının geciktirilmesi gibi olumlu etkilere sahiptir. Cildin daha hoş ve parlak bir görünüme sahip olmasını sağlarken aynı zamanda yara ve yanıkların hızla iyileştirilmesine, egzama gibi dermatolojik hastalıkların tedavi edilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda saç ve tırnakların sağlıklı ve hızlı bir şekilde uzamasını sağlar.
- Kas ve Kemik Sağlığını Korur
Kemiklerin çok büyük bir kısmı kalsiyum mineralinden oluşur. Yaşam boyunca en fazla ihtiyaç duyulan minerallerden bir tanesi olan kalsiyum; büyüme döneminde kemik yapımının devam etmesi, ileri yaşlarda ise kemik yıkımının önlenmesi için mutlaka ihtiyaç duyulduğu kadar vücuda alınmalıdır. Kas faaliyetlerinin sorunsuz bir şekilde sürdürülmesi, krampların önlenmesi ve kas gücünün arttırılması için de kalsiyum gereksiniminin karşılanması elzemdir. Kalsiyumun çok önemli bir kaynağı olan kefir, kas ve kemik sağlığının korunması açısından oldukça faydalıdır.
- Karaciğer ve Böbrek Hastalıklarından Korur
Karaciğer ve böbrek dostu bir besin olan kefir ilaç kullananlarda bunların zararlı yan etkilerini önlemeye yardımcı olur. Böbrek ve safra kesesi taşlarının çözülmesine yardımcı olur. Aynı zamanda idrar yolu enfeksiyonları, böbrek ve karaciğer enfeksiyonlarını önleyerek karaciğer ve böbreklerin sağlığını destekler.
- Kilo Vermeye Yardımcıdır
Sağlıklı ve besleyici bir besin olan kefir metabolizmayı hızlandırır, uzun süren tokluk hissi sağladığından açlık krizlerini önler, zayıflama diyetlerinde başarı oranının yükseltilmesine katkı sağlar. Aynı zamanda sindirim sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağladığından, kabızlık ve şişkinlik sorunlarını önleyerek vücudun istenilen forma ulaştırılmasına yardımcı olur.
- Bilişsel Fonksiyonları Güçlendirir
Düzenli kefir tüketiminin çocuklarda zekanın, dil gelişiminin ve bilişsel fonksiyonların geliştirilmesi ile ilişki içerisinde olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Aynı zamanda yetişkinlerde de gün içerisinde hissedilerek yorgunluk, uyku hali gibi sorunların önüne geçilmesine yardımcı olur, konsantrasyonu ve zindeliği arttırır.
Kefir Ne Zaman İçilmeli?
Sağlıklı beslenmeye özen gösteren ve bu doğrultuda kefir tüketimini alışkanlık haline getirmek isteyen bireylerin en sık merak ettiği konulardan bir tanesi de kefirin ne zaman içilmesi gerektiğidir. Doğal bir besin olan kefirin gün içerisinde özellikle tüketilmesi gereken bir zaman dilimi yoktur. Dolayısıyla günün herhangi bir saatinde tüketilebilir. Fakat özellikle de demir eksikliği anemisi sorunu bulunan kişilerde yüksek kalsiyum içeriği bulunan kefirin, demir içeriği yüksek olan besinlerle bir arada tüketilmemesinde fayda vardır. Demir içeriği yüksek olan besinler arasında kırmızı ve beyaz et, yumurta, balık, kuru baklagiller ve koyu yeşil yapraklı sebzeler yer alır. Bunların tüketimi genellikle ana öğünlerde gerçekleştiğinden kefir tüketimi ara öğünlerde tercih edilebilir. Midesinde hassasiyet veya reflü hastalığı bulunan kişiler de yatmadan önceki 2 saatlik süreç boyunca besin tüketiminden kaçınmalıdır. Bu kişilerde kuşluk ve ikindi saatlerinde yapılacak ara öğünler veya yatmadan 2 saat önce yapılacak olan bir ara öğünde kefir tüketilebilir.
Evde Kefir Diyeti Nasıl Yapılır?
Kefir, çok sağlıklı bir besin türüdür. Bu nedenle evde kefir diyeti gibi birtakım uygulamalara konu olan, detoks amaçlı olarak kullanılan besinlerden bir tanesidir. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin devamlılığı vücudun günlük fonksiyonlarının sorunsuz bir şekilde sürdürülmesi ve hastalıklardan korunabilmek açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Bu nedenle tek bir besine yoğunlaşan sıkı diyetler bilimsel çalışmalarla tam olarak kanıtlanmamış olduğundan sağlık açısından önerilmemektedir. Özellikle sindirim sorunlarının yoğun olarak yaşandığı, kolesterolün yüksek olarak seyrettiği ve probiyotiklere ihtiyaç duyulan dönemlerde evde kefir diyeti, günlük süt ve süt ürünleri gereksiniminin tamamı kefirden karşılanarak tüketilebilir. Dolayısıyla 3 ana ve 3 ara öğünden oluşturacağınız beslenme programınıza her ara öğünde 1 bardak kefir ekleyerek kefir diyeti uygulayabilirsiniz.
Kefirin Yan Etkileri ve Zararları
Kefir faydaları ile ünlenmiş ve sağlık üzerindeki olumlu etkileri saymakla bitmeyen bir besin olsa da tüm besin türlerinde olduğu gibi aşırı tüketildiğinde veya bazı hastalıkları bulunan kişilerce tüketildiğinde istenmeyen sonuçlara neden olabilir ve böyle durumlarda kefirin yan etkileri ortaya çıkabilir. Özellikle tedavi gördüğü bir hastalığı olan ve düzenli ilaç kullanan bazı kişilerde kefirin tüketimi sakıncalı olabilir. Dolayısıyla bu kişiler özellikle de kefirle yeni tanışıyorlar ise öncelikle doktorlarına danışmalı, doktorun önerileri doğrultusunda kefir tüketimine başlamalıdır. Bazı kişilerde çok nadir de olsa kefir tüketimine bağlı olarak midede hassasiyet, kramp, kabızlık gibi yan etkiler gözlenebilir. Bu durumda bu sorunların kefir tüketiminin bırakılması ile ortadan kalkıp kalkmadığı kontrol edilebilir. Böbrek hastalarında yüksek fosfor içeriği nedeniyle kefir tüketimi sakıncalı olabilir. Bağışıklık sistemini etkileyen hastalıkları olan veya bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullananlarda kefirin içerisindeki mayalar farklı türde reaksiyonlara neden olabilir. Hamile ve emziren kadınlarda, şeker hastalarında da hekime danışılmadan kefir tüketmekten kaçınılmalıdır. Tüm bunlara ek olarak 1 yaşından küçük bebeklere kefir verilmemesi gerektiği bilinmelidir.