Kaygı (Anksiyete) Bozukluklarının Tedavisi

Kaygı nedir?

Kaygı (anksiyete), insanların belirli dönemlerde yaşadığı korkuya benzeyen şiddetli bir duygudur. Normal şartlarda anksiyete kişiyi tehlikelerden koruyup, hayatta kalmak için gerekli olan kaçma ya da savaşma becerisine zemin hazırlar. Bu donanım hemen hemen bütün insanlarda vardır. Hayatta kalmak için gayet gerekli olan bu donanımın bozulmasıyla ‘Yaygın Anksiyete Bozuklukları’ diye adlandırılan patalojik durum ortaya çıkar. Ortamda korkulacak herhangi bir durum veya nesne olmaksızın kişi sanki çok kötü bir şey olacakmış hissine kapılır ve sürekli bir endişe halinde olur. Bu endişe hali panik derecesine kadar gelebilir. Genellikle günlük yaşamı ve işlevselliği olumsuz yönde etkiler. Genel klinik görünümde huzursuzluk, çabuk sinirlenme, yerinde duramama, dikkatsizlik, unutkanlık, çökkünlük hali olabilir. Bunun yanında fiziksel bir takım belirtiler de bulunabilir. Bunlardan bazıları; çarpıntı, hızlı kalp atışı, ağız kuruluğu, yüksek kan basıncı, kaslarda gerginlik, terleme, titreme, yüzde kızarma, sık idrara çıkma, tüylerin diken diken olması ve nefes alıp vermekte güçlük çekmedir.​

Yaygın Anksiye Bozukluğu Tanı Ölçütleri (DSM 5 TR)

Uzm. Kl. Psk. Başak Baykal 

A. En az 6 aylık bir sürenin çoğunda bir takım etkinliklerle ya da olaylarla (okul, iş başarısı, vb.) ilgili aşırı bir kaygı duyma ve kaygılı beklenti vardır.

B. Kişi kuruntularını kontrol altına almakta güçlük çeker.

C. Bu kaygılara aşağıdaki belirtilerden üçü (ya da daha fazlası) eşlik eder:

Not: Çocuklarda sadece bir belirtinin olması yeterlidir.​

D. Kaygı, kuruntu ya da fiziksel belirtiler, klinik olarak belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili veya önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.​

E. Bu bozukluk bir ilaç ya da farklı bir sağlık durumunun etkileriyle bağlanamaz.​

Anksiyete tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır? Bu ilaçların yan etkisi var mıdır?​

Aksiyete bozukluklarının tedavisinde antidepresanlar, benzodiazepinler, pregabalin, buspiron ve antiadrenerjik ilaçlar kullanılmaktadır. Öncelikli olarak seçici serotonin geri alım inhibitörleri olan antidepresanlar önerilir. Antidepresanların etkileri geç başlar ve uzun soluklu kullanım gerektirir. Benzodiazepin grubu ilaçların uyku ihtiyacı arttırma ve bağımlılık yapma potansiyelleri sebebi ile uzun süreli kullanımları sakıncalı olabilir.

Anksiyete tedavisinde ilaçsız tedavi yöntemleri nelerdir?​

Anksiyete bozukluklarının tedavisinde kullanılan psikoterapi yöntemleri; başta bilişsel davranışçı terapi olmak üzere, çözüm odaklı terapi, destekleyici terapi ve gevşeme teknikleri gibi seçeneklerdir. Bilişsel davranışçı terapi anksiyete bozukluklarının tedavisinde bilinen en etkili yöntemdir. Bilişsel davranışçı terapide değerlendirme sürecinden sonra bireye  rahatsızlığı ile ilgili psikoeğitim verilir. Ardından bireyin düşünce işleme hataları bulunur ve bilişsel yeniden yapılandırma ile yeni düşünce ve değerlendirme sürecinin oluşturulmasında yol gösterilir. Sonrasında korkulan nesne ya da durumlarla aşamalı olarak karşılaştırılır, korku ve diğer fiziksel belirtiler azaltılmaya çalışılır. 

Exit mobile version