Diyetisyen Ceren Karahan konu hakkında bilgiler verdi.
Karnitin, besinlerin enerjiye çevrilmesinde rol oynamaktadır. Yağların sindirilmesinde, enerji üretimi için yağ asitlerinin mitokondriye girmesinde karnitine ihtiyaç duyulmaktadır. Karnitin, L-karnitin ve D karnitin olarak iki formdadır. L- karnitin doğada bulunan, vücutta doğal olarak üretilen biyolojik olarak aktif formudur. L- karnitin, vücutta kaslarda, kalpte, beyinde saklanan bir amino asittir. D karnitin ise biyolojik olarak aktif değildir.
L karnitin, vücutta depolanmış yağ hücrelerinin enerjiye dönüşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu dönüşümün gerçekleşemediği durumlarda kaslarda zayıflama gibi problemler ortaya çıkabilmektedir. Metabolizmada yağ yakımını destekleyici, kasların güçlenmesini sağlayıcı özellikleri bulunmaktadır. Antioksidan aktivitesi sayesinde bağışıklığı güçlendirici, lipid seviyelerinde olumlu etki sağlayıcı özellikleri de bulunmaktadır. Aynı zamanda kan şekeri seviyelerini dengelemede de rol oynamaktadır.
Spor ve egzersiz sırasında vücut enerjiye ihtiyaç duymaktadır. En çok enerji sağlanımı ise yağ hücrelerinin yıkımı sonucu üretilmektedir. L karnitin ile egzersiz sırasında yakılan yağ ile birlikte yüksek enerji kullanımı sağlanabilmektedir. Aynı zamanda sporcuların dayanıklılığını arttırarak performans gücüne destek olmaktadır. Egzersiz sonrası da iyileşme sürecine katkıda bulunduğu, kas yaralanmalarının ve ağrıların iyileşmesine destek olduğu bilinmektedir.
L karnitin kırmızı et özellikle kuzu eti ve sığır eti, balık özellikle morina balığı, kümes hayvanları ve süt, peynir özellikle kaşar peyniri gibi hayvansal kaynaklarda ve kepekli ekmek, kuşkonmaz, avokado ve buğday gibi besinlerde yüksek oranda bulunmaktadır.