Her dönemin korkulan bir hastalığı oluyor. Korkunun sebebi tedavisinin bulunamayıp ölüme kadar giden sondur. Bir dönemin en korkulan hastalığı veba idi. Salgınları koca bir şehri ortadan kaldırabiliyordu. Önüne geçilmez hali vardı. Bir dönem verem insanlık için büyük bir sorundu. Bu şekilde tedavisi bulunana kadar her hastalık özellikle de ölümcül olanlar insan için korkunun ta kendisi olmuştur. Öyle ki sinemada dahi önüne geçilemeyen salgın hastalıkları konu edinen birçok film var. Çağımızın hastalığı ise şüphe yok ki kanserdir. Özellikle artan kanser vakaları ve bir türlü tedavisinin bulunamaması ve koruyucu yaklaşımlarında beklentileri karşılamaması sorunu büyütmüştür.
Kanser; canlı organizmalarda oluşan ve hücrelerde kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlerdir. Normal olan hücre çoğalmasının kontrolsüz bir şekilde olmaya başlamasıyla meydana gelir. Kötü huylu diye adlandırılan bu tür, dokulara yayılma eğilimindedir. Kanserin oluşması büyük oradan da yaşam tarzı ve çevresel faktörlere bağlıdır. Az bir oranda da genetik olarak bireyin yatkın olması etkilidir. Kansere neden olan genel sebeplere bakacak olursak: Alkol, sigara, dengesiz beslenme, gıdaların yapısı, mesleki etkenler, çeşitli şekilde vücuda alınan kimyasallar, travma, enfeksiyon hastalıkları bunlardan bazılarıdır. Yani büyük oranda kanser ilgili ön koşulları insan olarak biz oluşturuyoruz. Bunun büyük bir bölümünü beslenme problemleri ve besinlerin yetiştirilmesindeki katkı maddeleri ile biz kendimiz yapıyoruz. Besin maddelerinin yetiştirilmesi sırasında kullanılan kimyasallar sonrasında bize kanser alt yapısını oluşturacak etken olarak dönüyor. Gıdaların raf ömrünü uzatmak için kullanılan maddeler yine aynı şekilde kanserojen madde içeriyor. Gıdalarda ve günlük yaşamımızda kullandığımız diğer ürünler kanser riski açısından büyük bir alt yapı oluşturuyor.
Yaşam tarzımızda kanser için risk faktörlerindendir. Düzenli egzersiz alışkanlığı olan bireylerde çoğu kanser çeşidine yakalanma olasılığının düştüğü yapılan araştırmalarla kanıtlanmış durumdadır. Halkımızın çokta sevmediği düzenli hareket alışkanlığı çağın hastalığı denebilecek konumda olan kanserin önlenmesinde büyük bir role sahip. Bizim genel inancımız fiziksel aktiviteleri iş ya da ev hayatımızda yaptıklarımız olarak görmek şeklindedir. Bu aktivite şekli performans düzeyi üzerinde olanlar için başka fiziksel problemlere de sebep olmaktadır. Günlük hayatımızda yapmak zorunda olduklarımızı aerobik kapasitemizi ve kas gücümüzü artırarak yorulmadan ve vücudumuza zarar vermeden halledebiliriz. Yapılacak olan koruyucu sağlık hizmetlerinden yararlanmaktır. Pekte alışık olmadığımız koruyucu sağlık hizmetleri noktasında ülkemizde de dünya standartlarını yakalamış durumda olmasa da bu noktada artan fizyoterapist meslek elemanı sayesinde kapsamlı bir çalışma yapılabilir. Fizyoterapisttin sizi değerlendirmesi ve size özel bir egzersiz reçetesi vermesi ile kanser için koruyucu sağlık hizmetinden yararlanmış olursunuz. Bunun yanında düzenli bir çalışma ve kontrollerle kanser yanı sıra başka fiziksel problemlerinde önüne geçilebilir.
Kanser çağın sorunudur. Tedavisi içinse çalışmalar sürmektedir. Bir hastalığın en iyi tedavisi ondan korunmaktır. Bu yüzden %90 a yakın oranda davranışsal ve çevresel faktörlerin kansere sebep olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Burada tüketilen gıdaların önemi kadar koruyucu sağlık hizmetlerinin önemi bilinmelidir. Sağlığınızı kaybetmeden önce bir sağlık kuruluşuna gidip fizyoterapiste danışarak size özel bir program hazırlaması ve bunu düzenli aralıklarla kontrol etmesi sayesinde kanser başta olmak üzere çoğu hastalıktan korunmuş olursunuz.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
fzt. Abdullah güdendede