Kanserde yenilikçi uygulama: CTC

Kanserli hücreleri ve sayılarını tespit ediyor, hatta kanserin türünü söylüyor. Üstelik bunları basit bir kan testiyle ve çok erken bir dönemde ortaya koyabiliyor. Kansere bambaşka bir bakış açısı getiren bu yeni sistemi, Anadolu Sağlık Merkezi Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Baloğlu anlatıyor.
Bir test düşünün; adeta bir dedektif gibi, kanınızda dolaşan kanserli hücreleri buluyor ve sayılarını, hatta hangi tür kanser olduğu bilgilerini sizinle paylaşıyor. Böylelikle kanser daha yolun çok başındayken önlem alma şansınız oluyor. Amerikan İlaç Dairesi’nden (FDA) bazı kanser türleri için onay alan ve şu an için çok az ülkede (Almanya, İtalya ve ABD gibi) uygulanan yeni yöntem, artık Türkiye’de de kullanılıyor.
Nasıl bir yöntem?
Kan verme sorunu olmayan her hastaya uygulanabilen yeni yöntemde, hastadan alınan bir tüp kan özel bir cihazla inceleniyor. Alınacak kan için hastanın aç ya da tok olması fark etmiyor. Hatta kan almak için hastanın gelmesi gibi bir şart da yok. Ancak sağlıklı bir sonuç için, gün içinde alınan kanın normal oda ısısı şartlarında 30 saat içinde işleme konması zorunlu. İlk aşamada, alınan kanın içindeki normal kan bileşimini oluşturan hücreler ayırt edilirken; bazı özel algoritmalar aracılığıyla, başka hücre yapıları olup olmadığı tespit ediliyor. Kanın kendi hücrelerini ekarte ederek dolaşımda bulunan diğer hücreleri yoğun olarak içeren bir sıvı oluşturarak sonraki işlemlerde kullanılmak üzere hazırlıyor. İkinci aşamada, bu sıvı içinde kanser hücresi olup olmadığı, kanserli hücrelerin yüzeyindeki özellikler baz alınarak inceleniyor. Söz konusu özellikler mevcutsa ve hücrelerin sayısı belirli bir miktarın üstündeyse kesin kanser tanısı konabiliyor. Böylelikle yeni yöntem hem kanserli hücreleri yakalıyor hem sayısını gösteriyor hem de hangi tür kanser olduğu bilgisini veriyor. Tüm bu aşamalar toplam 4 günde tamamlanabiliyor.
Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Baloğlu
Kanseri çok erken dönemde yakalıyor!
Klasik kanser evrelemesinde bilindiği üzere; tümörün belirli bir boyuta gelmesi, lenf noduna yayılması ve bulunduğu yerde uzak organlara yayılması gibi parametreler kullanılıyor. Fakat yeni yöntem sayesinde artık tümör belirli bir boyuta erişmeden, yani mevcut tarama yöntemleriyle yakalanabilecek boyuta dahi erişmeden kana karıoşan hücrelerini tespit edilebiliyor. Bu da kanserde “çok erken dönemlerine tanımlanabilme olanağı“ anlamına geliyor. Kanser tanısından sonra tedavi sürecine geçiliyor. Yeni sistemde, dolaşımdaki kanda görülen kanserli hücrelerin sayısında, tedaviden önce ve hemen tedaviden çok kısa süre sonra da bakılmak suretiyle sayısal anlamda herhangi bir azalma olup olmadığı inceleniyor. Bu da tedavinin kanser hücreleri üzerinde nasıl bir etki oluşturduğuna ilişkin önemli bilgiler sağlıyor. Tedavide birinci kürün (ilaç uygulamaları) ardından 1-2 hafta sonra bile olumlu sonuçları dolaşımdaki tümör hücrelerinde görmek mümkün olabiliyor.
Kanser hücresi bulunmazsa…
Peki kanda herhangi bir kanserli hücre tespit edilmezse bunun anlamı nedir? Bu asla, “yüzde 100 kanser yoktur” olarak yorumlanmamalıdır. Çünkü büyüyen kanserli dokudan henüz kana geçmemiş hücreler olabiliyor. Ya da kanserl,i hücreler yüzey özelliklerini değiştirerek tanınamaz hale gelebiliyor. Bu nedenle tümör hücrelerinin saptanamaması tam olarak kanser yokluğu anlamı taşımıyor. Fakat kanserli hücreler tespit edilmişse ve belirli bir sayının üstündeyse, bu durum aksi kanıtlanana kadar kanserin varlığı anlamı taşıyor ve önemli bir bir kanıt olarak kabul ediliyor.
Her kanser türü için geçerli mi?
Kanser hastalıklarının önemli bir kısmını oluştuıran kanserler (akciğer, meme, prostat, kalın bağırsak tümörleri gibi) yeni yöntem sayesinde erkenden fark edilebiliyor. Bir konuda şanslıyız ki, bu kanser türlerinin kanın diğer hücrelerinde olmayan belirteçleri var ve bunlar kullanılarak kandaki diğer hücrelerden ayırt edilebiliyor ve sonraki aşamalarda da hangi organa ait olduğu bulunabiliyor.
Yeni yöntem ne gibi avantajlar sağlıyor? –
Kanserin daha erken dönemde fark edilmesi, – Tedavinin erkenden düzenlenmesini ve kanserin tedaviye cevap verip vermediğinin daha önceden kestirilmesi, – Kişiye özel tedavi planlanması
– Hastaya daha konforlu bir tarama süreci