Kanser ve kronik hastalıklar sadece hasta olan kişiyi değil, onun ailesini, yakınlarını da etkiler.
Sevdiği, değer verdiği kişiyi kaybetme korkusu ile aile bireyleri hayatın merkezine hasta ve hastalığı alır. Kendi yaşamlarını, özel hayatlarını arka plana atarlar. Panik hali, yüksek kaygı ile iyileştirme çabası içindedirler. Bazı ailelerin kararı olan hastalığı hastadan saklama, tüm aileyi daha fazla sorumluluk ve baskı altına alır.
Hastalık kötü seyrettiği takdirde gelen çaresizlik hissi, duyguları paylaşamama depresyon geliştirebilir. Çoğu zaman hastadan çok hasta yakınlarının psikolojik desteğe ihtiyacı olduğu görülür. Bekleyen tedavi süreci zordur. Bu zor süreçte, hastalık hayatın merkezine alınmamalı, ailede olağan üstü hal ilan edilmemelidir.
Her birey normal hayata devam etmeli, beraberinde tedaviye uyum sağlanmalıdır. Ailede birden fazla birey var ise, tek bir kişi tüm sorumluluğu almamalıdır. Aile, hastanın da içinde olduğu söz birliği ve paylaşım içinde olmalıdır. Paylaşım, hastaya hastalığı saklamaktan daha büyük destek olacaktır. Gerektiği taktirde hasta ve hasta yakınları olarak profesyonel destek alınmalıdır