Kanser, grip ve grip aşısı
Grip, influenza virüsü tarafından oluşturulan bulaşıcı bir hastalıktır. İnsanlarda hastalık yapan A ve B olarak adlandırılan 2 tipi vardır. İnfluenza A virüsü taşıdığı yüzey antijenine (Hemaglutinin ve Nöroaminidaz) bağlı olarak farklı alt tiplere ayrılır. İnfluenza B virüsünün alt tipleri yoktur. İnfluenza A, her yıl kış aylarında 1,5 – 2 ay süren salgınlara neden olan tiptir.
Belirtileri
- – Burun tıkanıklığı, burun akıntısı,
- – Boğaz ağrısı,
- – Öksürük,
- – Ateş,
- – Titreme,
- – Baş ağrısı,
- – Vücut ağrıları,
- – Aşırı yorgunluk,
- – Seyrek olarak bazı hastalarda kusma ve ishal,
Kalp yetmezliği, koroner damar sorunları ve atrial fibrilasyon gibi bazı kalp hastalıkları, KOAH, astım, şeker hastalığı, epilepsi hastalıkları bulunanlarla, hamilelerde, küçük çocuklarda ve 65 yaş üstü bireylerde daha ciddi seyredebilir.
Kanser tanısı almış hastalarda, kanserin kendi etkisi ya da radyoterapi, kemoterapi gibi tedavi yöntemleri nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. Bağışıklık sisteminin zayıflaması, bu hastalara grip olduklarında bazen hayati tehlike oluşturabilecek ciddi risk artışı getirebilmektedir.
Dünya çapında pek çok kuruluş, yukarıda tanımlanmış kanser dışı olmakla birlikte yüksek riski taşıyan bireylerin ve özellikle kanser tanısı alan ve kanser tedavisi görmekte olan bireyler ile aile bireylerinin grip aşısı olmalarını önermektedir.
Grip Aşıları
Temel iki kullanım şekli bulunmaktadır.
1. Zayıflatılmış canlı virüs içeren ve burundan sprey şeklinde kullanılan aşılar. Canlı virüs içermeleri nedeniyle kanser hastalarında kullanılması UYGUN DEĞİLDİR!
2. Ölü virüsler ile yapılan inaktive aşılar. İğne şeklinde uygulanır.
Kanser hastalarında 2.tip, yani ölü virüslerden yapılan aşılar kullanılmalıdır. Zayıflatılmış canlı virüslerle yapılan ve burun yoluyla kullanılan aşıların, kanser tedavisi görmekte olan hastalar ile yakın zamanda kök hücre veya kemik iliği nakli yapılan hastaların yakınlarına bile uygulanması SAKINCALIDIR.
Yumurta alerjisi olduğu bilinen hastalar ile aşının içerdiği maddelerden herhangi birine alerjisi olduğu bilinen hastalarda aşının ciddi alerjik tepkilere neden olabileceği unutulmamalıdır.
Uygulama zamanı olarak genelde Eylül ayı önerilmektedir.
Aşılanmanın yanı sıra salgın dönemlerinde;
- – Ellerin sık yıkanması,
- – Ağız ve burnu kapatan koruyucu maske takılması,
- – Hasta olduğu bilinen kişilerden uzak durulması,
- – Kalabalık yerlerden uzak durulması
gibi koruyucu önlemlerin önemi göz ardı edilmemelidir.
Grip virüsünün 1 yıl içinde birkaç kez yapısını değiştirdiği bilinmektedir. Bu nedenle grip aşılarının her yıl yeni üretilmiş olanlar kullanılarak tekrarlanması gerekmektedir.
Aşının kendisinin de grip benzeri yakınmalar oluşturacağı, aşılanmış bireylerin de daha hafif olmakla beraber grip geçirebileceği unutulmamalıdır.