Kalp krizi hem Türkiye’de hem de dünyadaki ölüm sebeplerinin başında gelir. Kalp krizini bu listede kanser takip eder. Kalp krizi; kalbi besleyen damarların tıkanmasıyla, kalbe kanın yani besinin gitmemesi anlamına gelir. Kalbi besleyen damarların yani koroner damarların tıkanması ile kalp krizi gerçekleşir. Yüzde 70’in altındaki tıkanıklıklar genelde bulgu vermez. Bu hastalar rutin hayatına devam ederken herhangi bir şikayet hissetmezler. Eğer ki tıkanıklık yüzde 70’in üzerinde ise o zaman vücut hareketleri rutinin dışına çıktığında yani kalbi zorladığınız anda bulgu vermeye başlar.
Hastalar bu dönemde hekime başvurduklarında efor testi, EKG, ekokardiyografi gibi bazı tetkikler yapılı ve bu testler neticesinde siize anjiyonun gerekli olup olmadığını söyleyecektir.
Hastalar bu dönemde şikayetleri ihmal ederler ise tıkanıklığı giderek artar ve günün birinde tam olarak tıkandığı zaman kalp krizi ile hastaneye gelirler.
Yalnız burada bir parantez açmak gerekir hastaların yüzde 60’ı bu şekilde kalp krizi geçirirken kalan %40 ise aniden kalp krizi geçirebilir. Bunun da genelde sebebi damar içinde bulunan plak çatlaması ve üzerine pıhtı oturup damarı aniden %100 tıkalı hale getirmesi.
Peki bu yüzde 40’ın yaşadığı kalp krizini yaşamamak için neler yapabiliriz?
Sürekli bütün doktorların anlattıklarını tekrar edeceğim. Çünkü bütüncül vücut sağlığının en önemli temel ilkeleri bunlar; spor yapın, stresten uzak kalmaya çalışın, sağlıklı beslenin, kilonuzu kontrol altında tutun ve sigara içmeyin.
Kalp krizi anında hastalar ne hisseder?
Göğüste baskı, ağrı ve nefes darlığını aynı anda hissediyorsanız bu kalp krizin en önemli belirtisidir. Şöyle düşünün göğsünüzün üzerine 10 kilo bir ağırlık bırakıldığını ve ağrıdan nefes alamadığınızı. Buna ek olarak hastal birazdan ölecekmiş hissine kapılır ve buna da ölüm korkusu diyoruz.
Kalp krizinin risk faktörleri en sık konuşulan konulardan biri ama sizden de tekrar dinleyelim.
Bir, değiştirilemeyen risk faktörleri dediğimiz yaş, cinsiyet ve ailenizden aldığınız genler var. Mesela kadınlar menopoza girene kadar daha az risk altındadır. Neden mi? Çünkü doğa çocuğunu büyütmemiş bir kadının ölmesini istemez.
Değiştirilebilen risk faktörlerine gelecek olursak, tansiyon ya da şeker hastasıysanız ilaçlarınızı düzgün alarak, kolesterol seviyesini dengede tutarak ve az önce saydığımız sigara içmemek, spor yapmak gibi kurallara uyarak kalp krizi geçirme riskini azaltabilirsiniz. Eğer risk altındaysanız öfke, tartışma, aşırı stres, yoğun egzersiz, aşırı yemek kriz geçirmeniz için son altın vuruş yapabilir. Mesela doğal afetlerden sonra kalp krizi vakaları çoğalır çünkü doğal afetler başlı başına bir stres kaynağıdır. Yapılan araştırmalara göre partnerleriyle cinsel birliktelik yaşarken kalp krizi geçirenlerin sayısı, partnerlerinin dışında birliktelik yaşayanlara oranla çok daha fazladır. Bunun sebebi heyecan, panik, çok yemek yemek, alkol ya da karşınızdakinin sizden genç olması olabilir.
Göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikayetleri üst seviyede yaşayan bir hasta ilk olarak ne yapmalı?
İlk yapmanız gereken 112’yi aramak. Sonra da yatar pozisyona geçip bacaklarınızın altına yastık koymak, evde aspirin var ise çiğnemek, baş dönmesi ve baygınlık hissi var ise öksürmek. Bu süreçte en yakınınızdaki kişilerin mesela komşularınızı arayarak ambulans gelene kadar yanınızda durmasını isteyebilirsiniz.
Peki tıkalı damar tedavisi ya da kalp krizi geçirdikten sonra tedavi seçenekleri neler?
Ani damar tıkanıklığında tedavi, tıkanan damarın anjiyo ya da stent ile açılmasıdır. Bu imkanların olmadığı yerde ise doktorlar güçlü kan sulandırıcıları kullanıp pıhtı ile tıkanan damarları açmaya çalışır.
Kriz sonrası kalpte kalıcı hasar kalıcı mı?
Bunu belirleyen şey, şikayetin başladığından damarın açılmasına kadar geçirdiğiniz süredir. Burada bir konuya dikkat çekmek isterim. Eğer düzenli spor yapıyorsanız ve aslında damarında tıkanıklık varsa bile, vücudunuz tıkalı damarın geçiremediği kanı zamanla diğer damarlarınızdan geçirir. Yani kalbe giden 3 damarınızdan biri tıkalıysa spor yapmak diğer damarlarınızı geliştirir ve tıkalı damarın beslediği alana bu damarlardan kanı götürür.. Bu noktada sanırım spor yapmanın ne kadar önemli olduğunun altını bir kez daha çizmiş oluyoruz.
Erken müdahale edilen hastalarda genellikle 3 ay sonra kalp fonksiyonun çoğu yerine gelir, geç kalınmış vakalarda ise hasar kaçınılmazdır ve kalbin gücü bir miktar azalır.
Kalp krizden sonra ne zaman normal hayata dönebilirim?
Kalp krizinde erken müdahale edilirse hasta, 1-2 hafta içinde normal hayatına yavaş yavaş dönebilir. Yani mesela araba kullanabilir, işe girebilirler.
Hastaların müdahale sonrası en çok sorduğu sorulardan biri de cinsel hayatlarına ne zaman geri dönebilecekleri oluyor. Tekrar ediyorum eğer erken müdahale edilmişse ve hasar yoksa 2 hafta sonra diyebiliriz. Yani mesela 3 kat merdiveni dinlenmeden ve rahatsızlık hissetmeden çıkmaya başladıysanız normal hayatınıza yani cinsel hayatınıza da dönebilirsiniz. Takviye ilaç kullanıyorsanız bu noktada mutlaka doktorunuza danışın, sizin kullandığınız ilaçları gözden geçirsin ve gerekirse değiştirsin.
Eğer ki ağır bir kriz geçirdiyseniz ve kalbiniz ciddi hasar gördüyse kardiyak rehabilitasyon programına girmesi gerekir. Yani bizlerin hazırladığı bir egzersiz planına uyması gerekir.