Birbirinden farklı hastalıklar olsa da her zaman iç içe anılan, kalp krizi ve kardiyak arrest (kalbin durması) arasındaki farkı, Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanları anlatıyor.
Kalp krizi nedir?
“Miyokart enfarktüsü” olarak adlandırılan kalp krizi, çoğunlukla damar sertliği nedeni ile kalp damarları içerisinde biriken yağ ve kolesterolün oluşturduğu plağın çatlayıp kırılması sonucu oluşan pıhtının kalp damarını tıkamasıyla meydana gelmektedir. Kalp krizi sırasında yeterli kanı alamayan bölgedeki kalp kasında yavaş yavaş bozulma gerçekleşir ve bu durum o bölgedeki kalp kası hücrelerinin ölümü ile sonuçlanır.
Kalp durması (kardiyak arrest) nedir?
Kalbin pompa fonksiyonunu yerine getirememesi ya da büyük arterlerde nabız alınamaması; solunum ve bilinç kaybı ile ani ve beklenmedik şekilde gelişen bir tablodur.
Kalp krizi ve durması belirtileri nelerdir?
Kalp krizinde; kalp kası yeterli oksijenden zengin kan alamadığı zaman genellikle göğüs, omuz, sol kol, sırt ve çeneye vuran ağrıya neden olur. Fakat şeker hastalığında olduğu gibi bazı hastalarda ağrı uyarısı oluşmaz, hasta kalp krizi geçirdiğine dair ağrılı uyaran yerine, kalbin çalışmasındaki bozuklukların oluşturduğu sıkıntılar (bulantı, kusma, soğuk terleme) nedeni ile sağlık kuruluşlarına başvurur. Kalp krizinden kaynaklanan ölümlerin büyük çoğunluğu, kalp krizi sırasında kalbin pompa fonksiyonunu yerine getirmesini bozan ritimler oluşturur. Bu aritmilere en kısa sürede müdahale edilebilmesi için kalp krizi sonrası hastalar koroner yoğun bakım ünitelerinde yatırılarak tedavi edilirler. Kardiyak arrest söz konusu olduğunda ise; kalbin pompa fonksiyonunu yerine getirmemesi sonucunda tüm organlar hızlı bir şekilde görevlerini yapamaz hale gelir. En çok enerjiye ihtiyaç duyan organımız beynimiz olduğu için en hızlı devre dışı kalan organımız da beynimiz olmaktadır. Bu nedenle hasta şuurunu yitirir ve hızlı bir şekilde tüm organların kontrolü beynin kontrolünden çıkar. Dolayısıyla hastanın kan dolaşımı ne kadar çabuk sağlanabilirse, beyin ve diğer organlar da hasar görmeden veya en az hasar ile kurtarılabilir. Bu nedenle ilk yardıma en kısa sürede başlanması hastanın hayatta kalabilmesi ve kalbi çalıştığında diğer organların da fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için çok önemlidir.