Kadın kanserlerinde yaşam kurtaran öneriler!

Ülkemizde meme kanserinden sonra en yaygın görülen kadın kanserlerinde ihmal edilen bazı belirtiler aksine yaşamsal önem taşıyor. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör kadın genital kanserlerinin en sık görülenlerinin rahim, rahim ağzı ve yumurtalık kanseri olduğunu belirterek “Dünyada her yıl bir milyondan fazla kadın jinekolojik kanserle karşılaşıyor. Ülkemizde her yıl 5 bine yakın kadına rahim kanseri, yaklaşık 3 bin kadına yumurtalık kanseri, 1.500 kadına da rahim ağzı kanseri tanısı konuyor. Ancak çoğunlukla bu kanserler belirti vermeden sinsice ilerlediği için, çoğu kişi de ya korkudan ya da ihmalkarlıktan düzenli kontrollerini yaptırmadığı için ne yazık ki ileri evreye ulaşmış oluyor. Oysa ölümcül kadın kanserleri düzenli rutin kontroller ve testler ile erken teşhis edilirse tedavi edilebiliyor” diyor. Jinekolojik kanserler açısından toplumsal farkındalığın yok denecek kadar az olması nedeniyle tüm dünyada farkındalık oluşturabilmek için toplumun dikkati her yıl Eylül ayında jinekolojik kanserlere çekiliyor. Prof. Dr. Mete Güngör, Eylül ayı Jinekolojik Kanserler Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada en sık görülen üç kadın kanserinin ihmale gelmez belirtilerini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

1. Rahim Kanseri (Endometrium Kanseri)

Kadınlarda en sık görülen kanserler arasında yer alan rahim kanseri riski menopoz döneminde artıyor. Rahim içini döşeyen tabakanın hücrelerinden kaynaklanan rahim kanserinin genellikle erken evredede tespit edilebildiğini belirten Prof. Dr. Mete Güngör “Çünkü sıklıkla adet periyotları arasında veya menopoz sonrası vajinal kanama şeklinde belirti verir” diyor. Prof. Dr. Mete Güngör rahim kanseri riskini artıran faktörlere yönelik şöyle konuşuyor: “Adet dönemi 12 yaşından önce başlar ya da menopoz geç yaşta olursa, o kadar fazla östrojen hormonuna maruz kalınır ve bu da riski artırır. Aşırı kilo da vücuttaki östrojeni artırır ve rahim kanseri açısından riskli gruba sokar. Obez kadınlarda rahim kanseri riski üç kat fazladır. Yağlı diyet, hiç gebe kalmamış olmak, adet döneminin düzensizliği, diyabet, ailede meme veya yumurtalık kanseri hikayesi olması ve menopozda progesteron hormonu olmaksızın tek başına östrojen tedavisi verilmesi de riski artırır.” 

Bu belirtilere dikkat!

Rahim kanseri en fazla kanama ile belirti verdiği için, kadınların özellikle menopoz döneminin ardından baş gösteren en küçük bir kanamaya hatta lekelenmeye karşı bile çok dikkatli olması ve hemen bir uzmana görünmesi gerekiyor. Adet kanamalarının fazla olması ve uzun sürmesi, pelvik ağrı, ilişki sırasında ağrı, anormal kanlı akıntı ve kilo kaybı da rahim kanserinin başlıca belirtilerini oluşturuyor.

2. Yumurtalık (Over) kanseri

Yumurtalık kanseri genelde sindirim sistemi ve mesane sorunları gibi bir çok hastalığın belirtilerini taklit ediyor. Bu nedenle çoğunlukla tanısı geç ve ileri evrede konuluyor. Yumurtalık kanserini önceden tespit edecek bir yöntem olmadığını, teşhisin tesadüfen rutin jinekolojik muayenelerde konulduğunu belirten Prof. Dr. Mete Güngör “Kadınların hiç olmazsa senede bir kez rutin jinekolojik muayene ve pelvik ultrason yaptırması gerekir” diyor. Kalıtsal gen mutasyonları, ailede yumurtalık kanseri öyküsü, önceki bir kanser tanısı, artan yaş, hiç hamile kalmamış olmak yumurtalık kanseri riskini artırıyor. 

Bu belirtilere dikkat!

Karında basınç hissi ve şişkinlik, kasıkta dolgunluk veya ağrı, uzun süreli hazımsızlık, gaz veya bulantı, bağırsak alışkanlıklarında (kabızlık) gibi değişiklikler, kanama düzensizliği, mesane alışkanlıklarında sık idrara çıkma ihtiyacı dahil değişiklikler, iştah kaybı veya hızlı bir şekilde tokluk hissi, vajinal kanama ve kilo kaybı gibi sorunların yumurtalık (over) kanserinin belirtileri arasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Mete Güngör; bu şikayetlerden bir veya birkaçı varsa kesinlikle ihmal etmeyip doktora görünmek ve gerekli tetkikleri yaptırmak gerektiğini vurguluyor. 

3. Rahim Ağzı (Serviks) kanseri

Dünya çapında 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü olan rahim ağzı (serviks) kanserini aşı ile önlemenin mümkün olduğunu ancak ne yazık ki çok sayıda kadının bundan haberinin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Mete Güngör “Rahim ağzı kanserinin yüzde  72-75’inden Human Papilloma Virüsün (HPV) 16 ve 18 tipleri sorumludur. HPV oldukça yaygın görülen ve cinsel yolla bulaşan bir virüs olduğu için bu tiplere karşı geliştirilen aşılar büyük koruma sağlıyor. Küçük yaşta cinsel ilişkiye başlamak, çok sayıda partner, sigara, sağlıksız beslenme, bağışıklık sistemini etkileyecek bir sağlık sorunu olması, uzun süreli doğum kontrol hapı kullanımı ve üçün üzerinde doğumun rahim ağzı kanseri açısından riski artırıyor” diyor.  

Bu belirtilere dikkat!

Rahim ağzı kanserinin erken evrede genellikle belirti vermeyen ancak kadın kanserleri arasında düzenli taramayla önlenebilen tek kanser türü olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör; bu nedenle her kadının hiçbir yakınması olmasa bile düzenli muayene olmasının ve 21 yaşından itibaren en geç 3 yılda bir Pap Smear testi yaptırmasının da hayati önem taşıdığını vurguluyor. Prof. Dr. Mete Güngör “Anormal vajinal kanama, cinsel ilişki sırasında veya sonrasında ağrı veya kanama, vajinadan anormal sulu, kokulu ve kanlı akıntı gelmesi, normal adet dönemi dışında kan lekeleri veya hafif kanama rahim ağzı kanserinin ileri evredeki belirtileri olduğundan bu şikayetlerden biri veya birkaçı varsa hemen doktora görünmek gerekir” diyor. 

Exit mobile version