Kadın HastalıklarıKanser & Onkoloji

Kadın genital kanser türleri ve korunma yolları

Kadın genital kanserleri :

  • Vulva Kanseri,
  • Vagen Kanseri ,
  • Serviks (Rahim Ağzı ) Kanseri ,
  • Uterus’un Kanserleri ,
  • Endometrium Kanseri ,
  • Uterus’un Sarkomları ,
  • Tüp Kanserleri ,
  • Over (Yumurtalık) Kanserleri ,

Sıklık olarak yıllara ve çalışmaların sonuçlarına göre değişse de ilk üç sırayı her zaman over(yumurtalık) kanseri, endometrıum(rahim zarı) kanseri ve servisk(rahim ağzı) kanseri alır.

Genital kansere hangi kadınlar daha yatkındır? Risk faktörleri nelerdir?

-Vulva kanseri daha çok şişman (obez), diyabetik ve hipertansif hastalarda tedaviye yanıt vermeyen uzun süreli vulvar kaşıntısı olan hanımlarda sıktır. Yine son yıllarda adından sıkça bahsedilen Human Papillama Virus(HPV)’de vulva kanserinin gelişmesinde rol oynar.

Vagen kanseri cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha önce maruz kalmış, Human Papillama Virus ve Herpes Simpleks Virus enfeksiyonları ile karşılaşmış, eşte Human Papillama Virus enfeksiyonu olan, başka bir nedenle radyoterapi görmüş kişilerde diğerlerine göre sık görülür.

Serviks (rahim ağzı) kanseri üzerine çok çalışma yapılmış , ırk olarak zencilerde beyazlardan fazla, çok eşlilerde tek eşlilere göre daha sık görüldüğü, erken yaşta cinsel yaşama başlayanlarda görülme sıklığının arttığı belirtilmiştir. Ancak bugünkü bilgilerimize göre artık Serviks(rahim ağzı) kanseri cinsel yolla bulaşan bir kanser türü olarak tariflenmekte ve bunda da asıl rolü Human Palillama Virus oynamaktadır.

Endometrıum (rahim zarı) kanseri daha çok hiç doğum yapmamış, şişman(obez), erken yaşta adet görmeye başlamış, geç menepoza girmiş progesteron ile tamponlanmamış uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmış(polikistik over hastalığı) progesteronsuz östrojen yerine kayma tedavileri kişilerde sık görülmekte, meme kanseri tedavisinde sıkça kullanılan tamaxifen’de gelişiminde rol oynamaktadır.

Prof. Dr.Cazip Üstün
Prof. Dr.Cazip Üstün

Over (yumurtalık) kanserlerinde aile hikayesi öne çıkar. Yumurtalık kanserlerinin %10’u genetik geçişlidir. Bunları kısaca BRCA1 be BRCA2 gen mutasyonu taşıyıcıları ve herediter nonpolipozis kolorektal kanser sendromu olarak özetleyebiliriz. Daha basite indirgersek bir tane birinci derece akrabasında (anne,teyze,kız kardeş) over kanseri hikayesi olan kişide risk %4 iken iki tane birinci dercede akrabasında over kanseri olan kişide over kanserine maruz kalma riski %50’ye kadar çıkar. Yumurtlamayı durduran her şey yumurtalık kanseri gelişimini zaltır (doğum kontrol hapları, gebelik, emzirme).

Genital kanserlerin belirtileri nelerdir? Bir kadın hangi belirtilerde genital kanser kuşkusu taşımalıdır?

Vulva kanserlerinin en erken belirtisi tadeviye yanıt vermeyen uzun süreli kaşıntıdır. Bu nedenle her kaşıntı mantar hastalığı kabul edilmemeli, tedaviye yanıt alınamayan kaşıntılarda mutlaka biopsi alınmalıdır.

Vagen kanseri genellikle anormal vajinal kanama veya akıntı ile kendini belli eder.

Serviks (rahim ağzı) kanserlerinin en önemli belki de ilk belirtisi postkoital (cinsel ilişki sonrası) kanamadır. Bunun yanı sıra kokulu ve kanlı akıntı ile de kandisini belli eder.

Endometrium (rahim zarı) kanserinin belirtisi anormal uterin kanamadır. Buda uzamış adet, sık adet, miktarı artmış adet olarak kendisini gösterebilir. Menopoza girmiş bir kişide yeniden adet başlaması akla birinci sırada endometrium kanserini getirmelidir.

Over (yumurtalık) ve tüp kanserlerinin maalesef erken belirtisi yoktur. Bunlar ancak ileri evrelerde karın içine yayılınca belirti vermeye başlarlar. Bunlar arasında da en sık gözlenen karında sıvı (ascit) toplanmasıdır.

Genital kanserleri erken yakalayabilmek için rutin kontroller gerekir mi? Hangi yaştan itibaren gerekir?

Tabi ki kanser tedavisinde başarı tanının ne kadar erken konulduğuna bağlıdır. Bu da bazen kanserin pereinvaziv (yayılma kabiliyetine ulaşmamış) dönemde yakalanmasını sağlar.

Kadın genital kanserlerinde bu başarı en çok serviks (rahim ağzı) kanserlerinde yakalanmıştır. Bir tarama yöntemi olan smear(yayma)’nın tanı koydurulucuğu %86 ‘dır. Rahim ağzı kanserinin pereinvaziv (yayılma kabiliyetine ulaşmamış) dönemden invaziv (çevreye yayılabilen) hale geçmesi için ortalama 7-10 sene gerekir. Dolayısı ile kişiden alınacak yılda bir kez smear(yayma) olursa ve rahim ağzı kanserni pereinvaziv dönemde yakalama şansınız hemen hemen %100’ dür. Bu da son derece basit yöntemlerle tedavi edilebilme şansı doğurur.

Smear (yayma) için bir yaş sınırı koymak doğru değildir. İdeali cinsel yönden aktif hale geçildiği yaştan itibaren almaktır.

Endometrium (rahim zarı) kanserinde smear aynı başarıyı gösteremez. Burada özellikle menopoza girmiş kişilerin yıllık kontrollerinde tarnsvaginal ultrasonografi ile endometrium kalınlıklarını ölçtürmeleri ve tüm yaştaki kişilerin adet miktar ve düzen değişikliklerinde mutlaka hekime başvurmaları önemlidir.

Yumurtalık kanserinde de maalesef elimizde bir tarama yöntemi yoktur. Yumurtalık kanserlerinin büyük çoğunluğunda artan CA-125 isimli tümör belirteci bu hastalığa özgü olmayıp çok farklı nedenlerle de artabilmektedir.

Genital kanserler nasıl tedavi edilir?

Genital kanserlerin tedavisi hastalığın evresi (ilerleme miktarı) histolojik tipi ve farklılaşması ile doğrudan bağlantı gösterir.İlk tercih edilecek yöntem cerrahi olmakla birlikte, hastalığın yayılan miktarı ve histopatolojik özelliklerine göre cerrahiye ilave radyoterapi veya kemotrapi veya her ikisi birden verilir.Bazen de hastalık ilk başvuruda cerrahi sınırları aşmış olur. O zaman da hastalığın türüne göre ilk seçenek olarak kemoterapi veya radyoterapi veya her ikisine birden başvurulabilir.

Yaşam koşulları, dışsal faktörler genital kanser riskini artırır mı? Artırıyorsa, bunlar hangi faktörlerdir?

Vulva kanserinde dış irritanların rolü küçümsenmeyecek orandadır. Bu nedenle dış genital organlarda irritasyona yol açacak her şeyden kaçınmak gerekir.

Yine vulva, vagen ve serviks kanserinde rol oynayan cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma bu kanserlerden korunmayı da sağlayacaktır. Bu da tek eşlilik ve prezarvatif kullanımı gibi yöntemlerle sağlanabilir.

Rahim ağzı 8serviks) kanseri için aşı geliştirilmiş olup tüm dünya da ve ülkemizde de kullanıma arz edilmiştir.

Over kanserinde ise doğum kontrol hapları yumurtlamayı durdurarak korunma sağlar. Eğer kişinin doğum kontrol hapı kullanımı yönünden tıbbi bir engeli yok ise 5 yılın üzerinde kullanımı over kanseri riskini %50 azaltır.

Kanserden korunmak için alınabilecek önlemler var mıdır?

1. Sigara, savaşılması gereken kanser nedenlerinin başında gelmektedir. Kanserden ölümlerin % 30’undan, akciğer kanseri vakalarının yaklaşık % 90’ından sigara sorumludur. Ayrıca sigara; ağız, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, idrar kesesi kanserlerine de yol açmaktadır.

2.Alkol ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kalın bağırsak, pankreas ve meme kanserine neden olabilmektedir. Özellikle sigara ile beraber alkol kullanmak bu kanserlerin riskini daha fazla artırmaktadır.

3.Güneş ışığına yani ultraviyole B ışınlarına uzun süre maruz kalmak da deri kanserine yol açabilmektedir. Bununla birlikte, uzun süre solaryuma girmek de kanser riskini artırabilmektedir. Yaz aylarında 10.00-16.00 saatleri arasında doğrudan güneş ışığına maruziyetten uzak durulmalı ve koruyucu kremler kullanılmalıdır.

4. Güvenli bir cinsel yaşam ve aşılanma gibi korunma yöntemleri ile HPV, HBV ve HİV gibi kronik enfeksiyonlardan ve neden oldukları kanserlerden korunulabilir.

5. Kanser riskini artıran gıdalardan uzak durmak, kısa zamanda yüksek ateşte ve ateşe yakın pişirme gibi yöntemlerden kaçınmak önemlidir. Kanseri önleyici besin öğeleri olan mevsimsel taze meyve ve sebze içeren gıdalar tüketilmeli, günde en az 2-2.5 litre su içilmelidir

6.Ayrıca besinlerin saklama koşullarına da gerekli özenin gösterilmesi gerekmektedir. Plastik kaplar yerine cam kaplar, nemli sıcak ortamlar yerine serin kuru ortamlar tercih edilmelidir.

7. Düzenli olarak günlük en az 30 dakika egzersiz yapanlarda; meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat kanseri daha az görülmektedir. Aşırı kilolar başta meme kanseri olmak üzere; kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, böbrek, pankreas, prostat ve yumurtalık kanseri ile çok yakın ilişkilidir. Kilo vermek ile kanser riski belirgin olarak azalmaktadır.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir