Kanser Neden Olur?
Kadında erkekden farklı olan organlarında gelişen kanserler kadınlara özgü kanserlerdir. Bu organlar uterus, meme, yumurtalık ve vajinadır. Kanserin temel nedeni, bir hücrenin kontrol altına alınamıyan üremesidir. Her organda organın özelliğine göre hücrelerin işlev ve çoğalma hızları farklı farklıdır. Yani bazı organlarda hücreler aynı birim zaman içinde çok daha hızlı ürerler. Diğer bir deyişle hızlı bir yaşam içindedir. Yine aynı organda farklı bölgelerindeki hücreler birbirlerinden farklı bir işlev içindedir. Örnek olarak uterusu ele alalım. Uterus tek bir organ olmasına rağmen farklı bölümleri vardır. Bu farklı bölümlenme hem enine hem de boyuna olabilir. Boyuna olarak uterus gövde ve boyun ve ağız kısımlarından yapılmıştır. Uterusu bir armut gibi düşünürseniz sap bölümüne uyan ince kısmı baş aşağı durur ve vajen içine gömülüdür. Muayene sırasında vajenin sonunda yuvarlak bir görüntü olarak belirir. Serviks denilen bu kısımdaki hücreler son derece hareketlidir. Sürekli ve hızlı bir çoğalma mevcuttur.
Kanser; Kontrolden Çıkmış Çoğalma
İşte kanser çoğalan hücrelerin hastalığıdır. Bir organda veya bölümünde ne kadar hızlı ve fazla çoğalma varsa kanser gelişme riski de o kadar yüksektir. Normalde hücreler organlarda yenlenme amacıyla çoğalır. Her hücrenin bir ömrü vardır. Ölen hücrelerin yerine daha genç yeni hücreler oluşur. Ama bu çoğalan hücrelerden biri bir gün kontrolden çıkabilir ve hızla ve durmaksızın çoğalmaya başlar. Aslında vücutta bir çok kontrol mekanizmaları,bu yoldan çıkan hücreleri hizaya sokar. Bu hizaya sokma işlemi olmasa tüm insanlar çok kısa sürede kanserden ölürlerdi.
Kadına Özgü Kanserler Neden Yüksek Oranda?
Kadının cinsel organlarının bir çok bölümü bu nedenle kanser gelişmesine son derece elverişlidir. Örneğin uterusun iç tabakası olan endometrium kadın vücudunun en hareketli bölümlerinden biridir. Bu bölüm bir adet boyunca 0 cm den 1 cm ye varan kalınlıklara ulaşır. Bu şekilde hareket olan bir organda da kanser gelişme olasılığı diğer organlara göre çok daha fazladır.
Yumurtalıklardaki hücre çoğalması ve hereketi de oldukça yoğundur. Özellikle yumurtalıkların etrafını çeviren hücreler son derece yoğun bir çoğalma içindedir. Hücre çoğalması ve yumurtalıkların sürekli bir gelişme içinde olması nedeniyle yumurtalık kanserlerine de çok sık rastlanmaktadır.
Diğer önemli ve kanser açısından riskli olan kadın organı memelerdir. Memelerdeki hücreler hareketli olması ve sürekli hormon değişimlerine bağlı olması nedeniyle kansere yolaçabilecek hastalıklara sık rastlanır. Bu konu geniş bir şekilde meme bölümünde incelenmiştir. Bu bölümde daha çok cinsel organlardaki kanser üzerinde durmak istiyorum…
Kanserden Korunmak için Düzenli Kontrol…
Kanser çok korkutucu bir terimdir, hepimiz için. Gerçekten günümüzde hala kanser korkutucu bir hastalıktır. Eskiden beri bilinen kanserden korkma, geç kalkmaktan kork deyişi gerçekten de kadına özgü kanserler için çok yerindedir. Ilerlemiş hastalık için yapılacak işler son derece kısıtlıdır. Ama erken yakalanmış kanserlerde tedavi son derce basit ve etkilidir. Hatta bazı kanserlerin öncü belirtileri mevcuttur.
Kadının kanserden korunması veya kansere erken yakalanması için bu konuda çok bilgili olması gerekmektedir. O kadar bilgili olmalıdırki hekimini bile bazı yapılması gerekenkler konusunda zorlayabilsin.
Kansere karşı silahlı olmanın ilk şartı düzenli kontrol yaptırmaktır. Kanser başlangıçta çok yavaş gelişir. Belli bir görünüme gelmesi uzun zaman alır. Örneğin 1 er yıllık aralarla yapılan kontroller dahi kanseri çok erken safhada yakalamak için yeterlidir. Son kontrolünüzden hemen sonra kanser gelişmeye başlamış olsa dahi, bu kanserin 1 yıl sonraki kontrole kadar zararlı olabilecek boyutlara gelmesi son derece nadir bir olaydır.Özetle birer yıllık aralarla kontrollerinizi yaptırmanız yeterlidir.
Diğer bir nokta da her organa özgü kanserlerin riski arttıran ve azaltan özelliklerini bilmek ve ona göre önlem almaktır. Bu durumlar ilgili bölümlerde teker teker anlatılmıştır.
Yumurtalık Kanserleri
Yumurtalık kanserleri kadınlardaki kanserler arasında ölüm nedenleri arasında 5. sıradadır.
Ilk dört sırada akciğer, meme, bağırsak, ve pankreas kanserleri gelmektedir. Bir kanserin sık rastlanması ile ölüme neden olması farklı olaylardır. Sık rastlanan bir kanser daha az ölüme neden olurken seyrek rastlanan bir kanser daha çok ölüme neden olabilir. Nitekim yumurtalık kanserleri serviks ve endometrium kanserlerinden daha az sıklıkta rastlanmasına rağmen daha fazla ölüme neden olmaktadır.
40 yaşın üstündeki kadınların ölümlerinin %2 sine yumurtalık kanseri neden olmaktadır.
Yumurtalık kanserlerine en çok 50-60 yaş arasında rastlanmaktadır.
Tüm karın içi organlar arasında hastalığı teşhisi en zor olan organ yumurtalıklardır. Erken dönemde ya da kanser öncesi dönemde bu organın kanserlerini tanıyabilecek çok az ilerleme olmuştur.
Erken Tanı Son Derece Güç..
Yumurtalık kanserlerini erken teşhis edebilmek için neler neler denenmiyor bir bilseniz. Vajinal yolla yumurtalığa giden kan akımı ölçümleri yapılıyor mesela. Acaba kanserli hücrelerle kansersiz hücreler arasında kan akımı farkı varmı diye?.. Ancak henüz yüzgüldürücü sonuç yok ortada.
Ya da kanda birçok özel maddeler aranıyor. Bazı tip kanser hücrelerine karşı vücudumuz özel maddeler geliştiriyor. Bir tür bağışıklık bu. Işte bu maddeleri saptayarak vücüdumuzda o kanserin varlığını anlayabiliyoruz. Ancak birçok sorun var. Kanser olmıyan bir çok durumda da bu maddeler çok yüksek çıkabiliyor.
Bunlardan en meşhuru CA-125 denilen bir madde. Bu madde bazı over kanserlerinde gerçekten kanda artar. Ancak çoğu durumda da artmayabilir. Ayrıca kanser dışı birçok hastalıkta da artışlara rastlanır. Yani tam anlamıyla yararlı bir test değildir. Ama hiç yoktan iyidir.
Sonuç olarak yumurtalık kanserleri genellikle sessiz kalırlar ve ancak çevreye yayılınca farkedilirler.
Erken farkedilmeleri kadının düzenli sağlık muayeneleri yaptırması ile mümkün olabilmektedir.
Riskli Durumlar…
Çocuk doğurmamış, çok sık düşük yapmış, ya da geç doğum yapmış kadınlarda yumurtalık kanserleri daha sık rastlanmaktadır. Daha önce meme kanseri geçirmiş kadınlarda iki kat sık rastlanmaktadır. Bazı ailelerde de aile bireylerinde yumurtalık kanserlerine sık rastlanmaktadır.
Hatta bu tip kişiler yurt dışında kanser gelişme korkusu ile yumurtalıklarını aldırmakta.
Rahim Ağzı Kanseri
Vücudumuzun her yerinde hücreler aynı hızla veya aynı düzenle çoğalmaz.
Bazı bölgelerde çok fazla düzensizlik vardır.
Bu düzensiz yerlerin özelliği nedir? Vücudumuzun dışını örten hücre tabakası çok katlıdır. Halbuki iç organlarımızın yüzeyini örten hücre tabakaları tek katlıdır. Bir çok boşluktan iç organlara geçiş vardır. Işte bu geçiş bölgelerinde hücre çoğalmasında bir düzensizlik vardır. Çünkü çok katlı epitelden tek katlı epitele geçiş okadar kesin sınırlı değildir. Birbirinin içine geçmiştir. Sürekli bir mücadele vardır hücreler arasında. Serviks bölgeside bu geçiş yerlerininin en genişlerinden biridir. Vajen içinden gelen çok katlı epitel dokusu uterus içindeki tek katlı epitele serviksde geçmektedir. Serviks bu nedenle en fazla hücre çoğalması düzensizlikleri olan bölgelerdendir. Bir bölgede ne kadar fazla düzensizlik varsa o bölgede kanser gelişme şansı o kadar fazladır…
Sadece tek başına düzensiz çoğalma da yeterli değildir. Dışarıdan bazı uyarıcı etkenlerin bu hücre çoğalmasını arttırması önemli bir noktadır. İşte bu çoğalmayı arttıran etkenlere risk faktörleri diyoruz.
Rahim Ağzı Kanseri İçin Risk etkenleri:
- Erken yaşta cinsel ilişkiye başlamış olma,
- Fazla sayıda erkekle ilişkide bulunma,
- Erken yaºta gebelik,
- Çok Doğurmuş Olma
- Düşük gelir düzeyi,
- Sigara.
Görüldüğü gibi cinsel ilişki süresi, sıklığı ve eş çeşitliliği arttığı oranda rahim ağzı kanseri riski artmaktadır. Özellikle genelevlerde ya da benzeri şekilde çalışan kadınlar büyük risk altındadır.
Erkeğin sünnetli olması riski azaltmaktadır.
En önemli etken seksüel bulaşan hastalıklardır. Virüs denilen mikroplar bu zayıf epitel içine yerleşerek onun normal düzenini bozarlar.
Rahim ağzı Yarası; Kanserin İlk Belirtisi Olabilir..
Dış etkenlere karşı korunması için derimiz çok katlı hücre ile çevrili iken aynı dış etkenlere karşı ince iç hücre tabakası karşı koyamaz.
Serviksde değişik nedenlerle bu içeriyi döşeyen tek tabakalı hücre tabakası dışarı doğru taşar. Bu taşma muayene sırasında kırmızı renkte bir leke şeklinde görülür. işte halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinen olay budur. Aslında ortada yara falan yoktur. Işgüzar bir hücre dokusu sınırlarının dışına taşmıştır. Burada birden kendisinin alışık olmadığı bir ortamla karşılaşır ve sapıtır. Sapıtması sonucunda hücreler anormal şekilde çoğalmaya başlar.
Bu aynen bir afrikalının eskimolar ülkesine gidip onların giysisini giymeye benzer. Eskimoları koruyan giysi Afrikalıyı koruyamaz, hemen üşütür ciddi hastalıklara yakalanır.
Kanser Uzun Süre Yakalanmayı Bekler…
Bu bozuk hücreler hemen kansere dönmez kansere dönmesi 7 ila 10 yıl kadar uzun bir zaman alır. Işte bu zaman zarfında bu anormal hücreler saptanırsa çok basit tedavilerle rahim içi kanseri önlenir. Nedir bu anormal hücreleri saptamanın yolu?
Yayma diğer adıyla smear. Muayene bölümünde ayrıntılı olarak anlattığımız smear’i yılda bir kez yaptırmakla ileride serviks kanserine yakalanmaktan kurtulursunuz.
Smear bozukluğunun kadınlar arasında herhangi bir anda yakalanma sıklığı %1-4 arasındadır. Yani yoldan geçen 100 kadına o anda smear yapsak en az bir tanesinde bozuk hücre yakalayacağız demektir. Her yakalanan 3 kişiden birinde kanser gelişmesi kaçınılmazdır. Bu rakamı azımsamamak gerekir.
Bu anormal hücreleri anlayabilecek baºka belirtiler yok mu?… Ne yazık ki yok. Tek yol smear. Sadece orta yaş kadınlar değil adet görmeye ve aktif cinsel yaşama başlamış her kadın yılda bir kez bu işlemi yaptırmalıdır.
Diğer önemli ama biraz daha uzun zaman ve masraf gerektiren teşhis yöntemi Kolposkopidir. Kolposkopi rahim ağzının görüntüsünün özel bir mikroskopla büyütülerek gizli olan veya çok erken dönemde olan rahim kanserlerinin incelemesi yapılabilmektedir…
Işte tedavi edilemiyen bu anormal hücreler sonunda kansere döner. 40 yaşını geçen her yüz kadından 2 si ne yazıkki bu rahim ağzı kanserine yakalanmaktadır. Ancak 20 yaşında bile rastlanmaktadır. Erken yakalanan kanserlerin iyileşme şansı %95 in üzerindedir.
Op.Dr.Orhan Doğan