İnsülin Direnci ve Beslenme

İnsülin direnci, hücrelere glikozun girmesini sağlayan reseptörlerin bozulmasından dolayı kanda glikozun birikmesi sonucunda pankreasın insülin hormonunu daha fazla salgılaması sebebiyle insülin direncinin oluşmasıdır.

Günümüz de gelişen teknolojinin getirmiş olduğu hızlı yaşam ve sağlıksız hazır gıda tüketimin artması sebebiyle yaşam tarzındaki değişim sonucu insülin direnci ve diyabet prevalansı hızla artış göstermektedir.

İnsülin direncinin neden olduğu tip II DM önemli ve önlenebilir bir hastalık olmakla birlikte gün geçtikçe toplumda artan kronik  bir  hastalığa dönüşmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda yeterli  ve  dengeli  beslenmenin , diyabetin  ortaya  çıkmasının  engellenmesinde, geciktirilmesinde,  komplikasyonların  oluşmasında  ve önlenmesinde önemli bir role sahip olduğu kanıtlanmıştır.

İNSÜLİN DİRENCİNİN EN SIK GÖRÜLDÜĞÜ DURUMLAR 

-Özellikle aşırı kilolu ve dengesiz beslenen bireylerde 

-Aile geçmişinde insülin direnci bulunan bireylerde 

-Hareketsiz yaşam süren bireylerde 

-Gebeliğin özellikle son 3-4 ayında insülin direnci artmaktadır. 

İNSÜLİN DİRENİCİNİN BELİRTİLERİ 

Dyt. Yasemin Gün

Besin tüketimi sonrası kan şekerinin yükselmesi açlık metabolizması üzerine etki ederek, çabuk acıkma, doygunluk hissinin geç oluşması, 2-3 saat aralıklar ile açlık hissinin oluşması, tatlı yeme isteğinin sık olması, ellerde soğukluk ve titreme, hızlı kilo artışı, yorgunluk ve halsizlik sık görülen belirtiler göstermektedir.

İnsülin direnci bulunan bir çok kişide  ileride tip 2 diyabet görülmektedir. Bu evrede diyetisyen kontrolünde dengeli ve yeterli bir beslenme programı oluşturularak diyabet olma riski ortadan kaldırılmalıdır. Kan şekerinin hızla düşmemesi ve açlık krizlerinin olmaması için insülin direnci diyeti iyi planlanmalıdır.

İnsülin Direnci Diyeti yaparken dikkat edilmesi gerekenler :

-Paketli gıda tüketiminden olabildiğince uzak durulmalıdır.

-Beyaz ekmek, makarna, basit şeker kaynakları, pirinç pilavı ve nişastalı besinlerin tüketiminden kaçınılmalıdır.

-Doğru yağ tüketimine dikkat edilmelidir. Etlerin yağlı kısımları tüketilmemelidir. 

-Kuru meyve yerine lif kaynağı olan taze meyveler tercih edilmelidir.

-Beslenme programında karbonhidrat, protein ve yağ kaynaklı besinler dengeli bir şekilde bulunmalı ve tüketilmelidir.

-Karbonhidrat kaynağı olarak tam tahıllı ürünler ve baklagiller tüketilmelidir.

-Yemeklerde pirinç pilavı yerine bulgur pilavı veya kepekli makarna tercih edilmelidir.

– Ara öğünler de tüketilen meyvenin yanında süt, ayran, kefir gibi protein kaynakları tercih edilmelidir.

– Posalı yiyecekler kan şekerinin daha geç yükselmesine etki eder. Bu yüzden öğünlerde yemeklerin yanına mutlaka salatalar eklenmelidir.

Exit mobile version