İnsülin; Kas, yağ ve karaciğer gibi kan şekerini kullanan dokulara şekerin alınması ve kullanılmasını sağlayan, pankreastan salınan bir hormondur. Dokularda insülin direnci varsa şekerin dokulara alınıp, kullanılması, yakılması zor olur. Bu durum daha çok insülin salınmasına yol açar. Pankreas daha çok insülin salarak şekerin dokular tarafından kullanılması için adeta “çift mesai” yapar. Aşırı salınan insülin açlık hissine, daha çok yeme ve atıştırmaya neden olarak bir kısır döngü oluşturur. Bu durum hem insülin rezervini azaltır hem de kanda dolaşan aşırı insülin miktarı obezite, hipertansiyon, ateroskleroz gibi kronik hastalıkların oluşması için uygun bir ortam hazırlar.
• İnsülin direncinin görülme sebebi nedir?
İnsülin direnci genetik yatkınlık, hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme sonucu oluşur. İnsülin direncini sıklıkla genetik yatkınlık zemininde görmekle beraber, son zamanlarda insanların daha sedanter bir yaşam sürmesi, rafineri gıdaların tüketiminin artışı ve “fast food” tarzı beslenmeye olan rağbet ile çevresel etkenlerin ağırlığını daha çok hissetmekteyiz. Bu nedenle kimi zaman hastalarımızdan “Annem, babam tereyağı, bal kaymak ile beslenirdi, onlara bir şey olmadı da bana neden oluyor?” gibi sorularla karşılaşmaktayız. Burada unuttuğumuz şey eskilerin yaşam tarzında hareketin göz ardı edilemez olan yeri.
• Bu rahatsızlık kilo vermeyi nasıl etkiliyor? Hastalar, “Az yediğim halde kilo veremiyorum” derken ne kadar haklılar?
İnsülin direncinin kilo vermeyi zorlaştırdığı doğru. İnsülin direnci olanlar daha çok acıkır, hafif bir hareketle hemen yorulur. Ancak sabırla uygulanan bir sağlıklı beslenme programı ve düzenli yapılan ve performansa göre giderek yoğunlaştırılan bir spor programı ile zamanla bu zorluk yenilir, insülin direnci kırılır. “Bir süre diyet yapıp kilo vereceğim, sonra her şeyi yiyebilirim, sporu bırakabilirim” düşüncesi yanlıştır, hayat boyu sağlıklı beslenme ve yeterli egzersiz şarttır. Kilo vermek için yemekleri azaltmanın yanında, glisemik indeksi düşük, kalori içeriği az, posa içeriği yüksek ve tok tutan yiyeceklerin seçilmesi de lazım. Genellikle insanlar spor yapmadan, sadece yemeyi azaltarak ya da öğün sayılarını azaltarak ve çok hızlı kilo vermek istiyor. Yıllar içinde alınan kilonun öyle hemen bir çırpıda verilmesi tabi ki mümkün değil. Harcadığı kaloriden daha az kalori alan birinin kilo vermemesi düşünülemez. Az yenildiği halde kilo verilemiyorsa yeterli spor yapılmıyor demektir.
• Hastalığın belirtileri neler? Kişi insülin direncinin yüksek olduğundan ne zaman şüphelenmeli?
Çabuk acıkma, geç doyma, yemeklerden 2-3 saat sonra olan acıkma hissi, elde ayakta titreme, soğuk soğuk terleme ve baygınlık hissi, tatlı yeme isteği, giderek kilo alan kişinin ailesinde şişman ve diyabetli kişilerin varlığı durumlarında insülin direncinden şüphelenmek gerekir.
• “Kilo veremiyorum”, “şişmanım” diyen herkeste insülin direnci yüksektir diyebilir miyiz?
%100 olmasa da sıklıkla evet. Bazen insülin direnci dışında, hipotiroidi, bazı endokrin hastalıklar (cushing hastalığı vs) da obeziteye yol açabilir. Ancak ailesinde obez ve diyabetli bireylerin varlığında kilo verememekten yakınan kişilerde mutlaka insülin direnci ve ilişkili hastalıklar aranmalıdır.
• İnsülin direnci başka hangi hastalıkları tetikliyor?
İnsülin direnci ve obezite ile kanser arasında ilişki saptanan çok sayıda çalışma vardır. Yemek borusu, Kalın bağırsak, Safra yolları, Pankreas, Meme, Rahim, Yumurtalık, Prostat, Böbrek, Mesane, Tiroid ve Lenf kanseri riskini artırdığı yapılan birçok bilimsel çalışmada gözlemlenmiştir.Ayrıca insülin direnci, şeker hastalığı, inme, kalp damar hastalıkları, ateroskleroz, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, lipid yükseklikleri, polikistik over hastalığı ve infertilite gibi birçok hastalık için suçludur. Alzheimer (bunama) ile insülin direnci arasında bağ olduğu da saptanmıştır.
• İnsülin direnci yüksekliğinin dünyada bu kadar çok görülmesinin, daha önce görülmeyen toplumlarda bile rastlanmasının nedeni nedir?
İnsülin direnci sıklığındaki artış teknolojinin gelişimi ile doğru orantılıdır. Halen ilkel diyebileceğimiz şartlarda doğal ortamlarda yaşayan Afrikalı yerlilerde ve insanların besin maddesine özellikle de rafineri gıdalara ulaşımı mümkün olmayan Afrika ülkelerinde insülin direnci ve ilişkili hastalıklar görülmemektedir. Ulaşım araçlarının günlük yaşamda kullanımının artışı, kırsal yaşamdan, sanayileşmiş topluma geçişin getirdiği masabaşı hareketsiz iş yaşamı, televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilen hareketsiz uzun süreler vücuttaki yağ oranını, kilo alımını artırarak insülin direncine zemin hazırlamaktadır. Buna ilave işlenmiş, yüksek kalorili, keyif vericiliği artırılmış ve bağımlılık yapıcı gıdaların aşırı tüketilir hale gelmesi bu süreci hızlandırmaktadır.
• Hastalığın tedavisi nasıl yapılmalı?
İnsülin direncinin tedavisi her şeyden önce, hastada tabloyu oluşturan faktörlerin ortaya konması ve tanınmasını gerektirir. Yaşam tarzı değişikliği ve düzenli egzersiz ile harcanan kalori artırılıp, vücut yağ oranı azaltılmalı, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırılmalıdır. Sadece egzersiz ve sağlıklı besleme ile %60 düzeylerinde insülin direnci düzeltilebilir. Gereken hastalarda insülin direncini kıran ilaçlarla bu faktörlere destek olunabilir, ancak bilinmelidir ki sadece ilaçlar tek başına insülin direnci ile baş edemez.
• Şeker vücudumuza nasıl zarar veriyor?
Şeker hücreler için primer enerji kaynağıdır. Şekerin dokular tarafından alınıp kullanılamaması ve kanda belli bir seviyenin üzerine çıkması vücutta adeta bir zehir gibi etki gösterir. Yakıt olarak kullanacakları glukoz (şeker) hücre içine alınamayınca yeterince beslenemez, hücre ve dokular temel fonksiyonlarını göremezler. Ayrıca şekerin ortamda yüksek olması da tahribata direk katkıda bulunur. Böylece nerdeyse tüm dokularda kronik bir hasar süreci başlar.
• Sizce gelecekte şeker, sigara gibi yasaklanır mı? Bu konuda görüşünüz nedir?
Sigara baştan sona sadece zarar olan bir alışkanlıktır. Şeker için ise azı karar, çoğu zarar daha uygun bir tabir. Bu pencereden bakılırsa sigara ile eşdeğer tutamayız. Ama insanlardaki obezite, diyabet ve hipertansiyon sıklığındaki artışa bakacak olursak basit çay şekeri gibi glisemik indeksi yüksek gıdaların kullanımının kısıtlanmasının işe yarayacağı kesin.
• Bize nasıl bir beslenme programı önerirsiniz?
Sağlıklı bir beslenme programında basit çay şekeri içeren tüm gıdalar, hazır meyve suyu ve içecekler, işlenmiş yiyecek maddeleri (işlenmiş et ve et ürünleri dahil), beyaz unla yapılan hamurişiler, hazır gıdalar yer bulamaz. Doymuş yağ oranı yüksek besinler yerine çoklu doymamış yağ içerenler tercih edilmelidir (tereyağı yerine sıvı zeytin yağı gibi). Ne tüketilirse tüketilsin miktarı azaltılmalıdır. Örneğin ceviz faydalı diye miktarını abartırsak tüketemediğimiz fazla kalori alımı nedeniyle kilo veremeyiz. Yemekleri lezzetli pişirmek yerine sağlıklı pişirme yolları seçilmelidir. Kızartma sebze yerine, çiğ ya da haşlanmışı tercih etmek, yemeklere daha az tuz, yağ, baharat katmak, beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği yemek, meyve suyu yerine su ve meyve tüketmek kalori alımını azaltmak için bazı ipuçları olabilir. Sadece bir tür gıda ile beslenerek yapılan zayıflama programları doğru değildir. Bazı vitamin, element eksikliklerine davetiye çıkarırlar. Sağlıklı besinlerden azar azar tüketmek daha uygun bir beslenme şekli olur. Her öğünde salata ve az yağlı yoğurt olmalı, öğün öncesi ve esnasında su içmekten kaçınmamalıdır. Yemekleri büyük kaplarla değil yiyeceğimiz kadarını sofraya getirmeli, hızlı yemek yerine, lokmaları çok çiğneyip yavaş yavaş yemek yenmelidir.
o Nelerden kaçınalım, neler yemeye ve içmeye son verelim?:
o Nelere soframızda yer açalım:
• Günde ne sıklıkta ve ne aralıklarla yemek yemek doğru?
İnsülin direnci olan insanlar çabuk acıktıkları için sık küçük öğünler şeklinde ve glisemik indeksi düşük besinlerle beslenmeleri uygun olur. Üç ana üç de ara öğün yapılabilir. Ancak insülin direnci olmayan normal insanlar için bu yemek tarzını önermiyoruz. Üç öğün, ki bu öğünlerden biri meyve öğünü olabilir, sağlıklı beslenmek için tercih edilebilir. Örnek olarak, sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam meyve öğünü (1-2 porsiyon meyve). Bizim toplumumuzda akşam yemeğinin yeri biraz daha farklı olduğu için, akşam yemeği biraz hafif tutulmak şartıyla öğle ile akşam yer değiştirilebilir. Beslenme programı yaparken kişinin yaşantısı, işi, alışkanlıkları, kilosu, insülin direnci durumu gibi birçok faktöre bakmak gerekir, yani beslenme programı kişiye özgü olmalıdır. Herkese aynı diyet programı öneriliyorsa bunun başarı şansı yüksek değildir.
• Spor ile insülin direnci arasında nasıl bir bağ var?
Düzenli spor yapmak ve kilo vermek insülin direncini kıran en önemli faktörlerdir. Düzenli ve etkili spor yapanlarda insülin direnci, çok nadir genetik hastalıklar dışında olmaz. Spor yaparken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar da vardır. Yeterli kalp hızı artışına erişilmeli, hareketler arasında gereğinden fazla mola verip vücudu soğutmamalı, kişiye uygun spor yapılmalıdır. Beslenmede olduğu gibi egzersiz de kişiye özgü olmalıdır.