Kişilerin yaşamında her dönem önemini koruyan ruh sağlığı, özellikle pandemi gibi toplumun genelini etkileyen durumlarda sıklıkla gündeme gelen önemli konulardan biri olduğu dikkat çekmektedir. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, açıklamalarda bulundu.
Ruh sağlığını bu kadar önemli kılan noktalardan birisi de hayatın geniş bir alanına olan etkisi olduğu söylenebilir. Her ne kadar ruh sağlığımızı korumanın yollarını öğrenmek ve hayatımız üzerindeki etkilerini fark etmek önemli olsa da öncelikle yapılması gereken şey ruh sağlığının ne olduğunu anlamaktır. Bu bağlamda cevaplanması gereken ilk sorunun ‘’Ruh sağlığı nedir?’’ sorusu olduğunu düşünüyorum.
Ruh sağlığı nedir?
Ruh sağlığı kavramı günlük konuşmalarımızda sıklıkla kullandığımız, televizyon ve radyo gibi kitle iletişim araçlarında, kitap, dergi ve gazete gibi basılı yayınlarda sıklıkla karşılaştığımız bir kavramdır. Genel olarak aşina olduğumuz bir kavram olsa da tam olarak ne ifade ettiği çoğu kişi tarafından bilinmemektedir. Ruh sağlığının aslında içerisinde psikolojik, sosyal ve duygusal iyi olma halini barındırdığı, bununla birlikte düşünce ve davranışlarımızla ilişkili olduğu, kısacası stresle başa çıkma şeklimizden, hayatımızdaki ilişkileri nasıl sürdürdüğümüze kadar geniş bir etki alanının olduğu söylenebilir. Özetle ruh sağlığı kişinin kendisi ve çevresi ile uyumunu arttıran ve dolayısıyla yaşam kalitesine doğrudan etki eden bir kavramdır.
İç huzurla birlikte dışarıya katkı sağlayabiliriz
Genelde kişiler duygu durumlarındaki aşırı dalgalanmalar, enerji kayıpları, aşırı yeme, uykusuzluk ve artan madde kullanımı gibi hayatlarının diğer alanlarına dair olumsuz sonuçlar doğurabilecek veya seçimlerini etkileyebilecek yoğun semptomlarla karşılaşana kadar ruh sağlıklarını korumanın önemini fark edemeyebilirler. Hayatın bir çok alanında olduğu gibi bazı şeyleri yokluğunda fark etmek daha olası olsa da insan yaşamının çocukluk yıllarından başlayarak genelini etkileyen bu kavramın daha fazla önemsenmesi gerektiği kanaatindeyim. Ruhsal sağlığımızı korumak yaşamın akışındaki olası stresle mücadele edebilmek, üretkenliğimizi koruyabilmek ve kendi potansiyelimizin farkına varabilmek adına yaşamımıza dair olumlu katkılar yapmakla beraber toplumsal anlamda da içinde yaşadığımız topluma sağlayacağımız potansiyel katkının da önünü açabilmektedir. Kişiler ancak iç huzuru yakalayabildiklerinde dışarıya katkı sunabilmektedirler. Duygu düşünce ve davranışlarımız üzerinde böylesine etkili olan ruh sağlığını korumak ayrıca hayattan alacağımız zevkin de büyük belirleyicilerindendir. Düşüncelerimizin çevremizdeki gerçeklikle daha uyumlu olduğu dolayısıyla duygu ve davranışlarımızın daha gerçekçi ve işlevsel olduğu bir senaryoda yapacağımız seçimler ve kuracağımız ilişkilerin daha sağlıklı olacağı söylenebilir. Aldığımız kararlardan, kurduğumuz ilişkilerin kalitesine, stresle nasıl mücadele ettiğimizden ne kadar üretken olabileceğimize kadar geniş bir etki alanına sahip ruh sağlığının bu bağlamda hayattan alacağımız doyumu arttıracağı gerçeği de açıkça görülmektedir. Bu sebeple ruh sağlığımızı korumak ve ruh sağlığımızın bir parçası olan duygusal sağlığımıza dikkat etmek bize düşünce, duygu ve davranışlarımız üzerinde hayatımıza olumlu katkılar sağlayacak kontrol kazandırmaktadır.
Sosyal medyada oluşturulan profiller gibi sürekli mutlu muyuz?
Ruh sağlığı kavramından bahsederken duygusal sağlıktan bahsetmemek kavramın tam anlamıyla anlaşılması önünde engel oluşturabilmektedir. Duygusal açıdan sağlıklı olmak demek bir çok insan tarafından yanlış yorumlanabilmektedir. Günümüzde gerek sosyal medya gerekse diğer mecralar tarafından dayatılan sürekli pozitif kalma ve mutlu olma hali duygusal açıdan sağlıklı olmayı tanımlamamaktadır. Tüm duyguların bir anlamı vardır ve kişiler duygularının farkında olabildikleri ölçüde duygusal sağlıklarını korumaya yakındırlar. Stres, öfke ve mutsuzluk gibi olumsuz olarak düşünülen duyguların farkında olmak ve bunlarla etkili bir şekilde başa çıkabilmek duygusal açıdan sağlıklı olmanın önemli göstergelerindendir. Aynı zamanda kişinin kendisini tanıması ve başa çıkamayacağını düşündüğü noktalarda destek arayışına girmesi de duygusal sağlığın bir göstergesidir. Bu noktada gerek içinde yaşadığımız toplumda gerekse diğer toplumlarda kişileri yardım istemekten alıkoyan bazı dış faktörlerden bahsedilebilinir. Ruh sağlığı konusunda sıkıntı yaşayan bireylerin diğerleri tarafından dışlanma ve damgalanmaya uğramaları bu konuda destek isteklerinin önünde birer engel olabilmektedir. Ruh sağlığını anlamak, insan yaşamının bir parçası olduğunu fark etmek bu konudaki yanlış algıların kırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu noktada kişiler bilmelidirler ki hayatın belirli dönemlerinde hemen hemen herkes ruh sağlığını koruma konusunda zorlanabilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki ‘insan olmak’ fiziksel ve ruhsal anlamda sağlık sorunları yaşamayı ve aynı zamanda bununla mücadeleyi içerisinde barındırmaktadır. Yaşadığınız problem ya da problemler her ne ise yalnız değilsiniz. Ruhsal hastalıklar ve sıkıntılar toplumun genelinde sıklıkla görülmekle birlikte psikoterapi desteği ile daha iyiye gidebilmekte ve tamamen düzelebilmektedir.