Özellikle kadınlarda görülen “huzursuz bacak sendromu” uykuya dalmayı engelleyerek yaşam kalitesinin düşmesine neden oluyor. Ancak bu huzursuzluktan kurtulmak ilaç tedavisiyle mümkün.
Huzursuz bacaklar sendromu, hastanın bacaklarında hissettiği, ancak tam olarak tarif edemediği, rahatsız edici, garip bir his ve bunun sonucu olarak uykuya dalamama ile şekillenen bir sendromdur. İstirahat halinde hissedilen bu garip hissi hastalar, yakınlarına ve hekimlerine anlatamamaktan yakınırlar. Ağrı olarak adlandırılamayan bu his zaman zaman bazı hastalar tarafından karıncalanma, uyuşma, bacakta çekilme olarak tarif edilir. Bazı hastalar da bu hissi “bacaklarım sıkılıyor” diye tarif ederler. Hastalar bu histen ancak bacaklarını hareket ettirerek kurtulurlar. Hareket sonrasında bir müddet rahatlayan hasta, en fazla birkaç dakika sonra tekrar aynı hissi yaşar.
Romatizmal hastalıklarla karıştırılmamalı
Bu hastalığa, toplumda yüzde 5 gibi oldukça sık denebilecek bir oranda rastlanır. Hastalar bacak ağrıları nedeniyle daha çok romatizmal hastalıklar ve fizik tedavi uzmanlarına başvururlar. Huzursuz bacak sendromunun romatizmayla karıştırılmaması gerekir. Çünkü romatizma gece gündüz yaşanan bir sorunken huzursuz bacak sendromu sadece belirli saatlerde yaşanır. Akşam saatlerinde başlar ve yattığınız zaman daha çok artar. Bacaklarla birlikte daha çok kolları ve nadiren vücudun diğer bölgelerini tutar; sabaha karşı da geçer. Romatizmalar hareketle artıp istirahatla geçerken huzursuz bacağın bir başka tipik özelliği var ki sadece istirahat halinde ortaya çıkar. Hasta kalkıp dolaştığı andan itibaren rahatlar.
İlk kez hamilelik sırasında karşılaşılıyor
Türkiye’de en az 2 milyon insan huzursuz bacaklar nedeniyle uyuyamıyor ve bu sendrom kadınlarda daha çok görülüyor. Özellikle hamilelik dönemi çok önemli; hemen hemen kadın hastaların çoğu bu huzursuzluk hissiyle ilk kez hamilelik sırasında karşılaşıyor. Hamilelik ilerledikçe daha sık olmaya başlıyor ve nerdeyse her üç kadından biri hamilelik döneminde bu sorunu yaşıyor. Sendrom, yaşın ilerlemesiyle daha sık oranda görülmeye başlar, şiddeti de gittikçe artar. Huzursuz bacak sendromunun demirle de çok ilişkisi var. Dolayısıyla hamilelikte ortaya çıkması bazı vitamin eksikliklerinden kaynaklanıyor. Ama çift yönlü etkiler de var; hatta huzursuz bacak sendromunun demir eksikliğine neden olduğunu iddia edenler de var. Yani demir eksikliği bir sebep değil bir faktör. Sadece demiri tedavi etmekle de çoğu zaman başarılı olunmuyor.
Sebebi belirsiz, genetik bir hastalık
Huzursuz bacak sendromu yüzde 95 sebebi belirsiz, genetik bir hastalık. Tanı konmuş olsun olmasın aile bireylerinden mutlaka birinde görülüyor. Hastaların ailelerinde genellikle benzer şikayetleri olan yakınlarının olması sendromun genetik geçişinin de olabileceğini düşündürmekte. Yapılan araştırmalarda demir eksikliği, üremi, diyabet gibi hastalıklar saptansa da sendrom, yüzde 50-60 oranında idiyopatik (sebebi belirsiz) bir biçimde ortaya çıkar. Büyük bir çoğunlukla bacaklarda görülen sendromun, seyrek de olsa kolları da etkileyebileceğinin ortaya konmasının ardından sendromun ismi, huzursuz kol ve bacaklar sendromu olarak değiştirildi. Hastalığın kesin bir tedavisi de var ve bizim için çok önemli. Çünkü bunu ilk kez keşfedip dünyaya duyuran, hocamız Prof. Dr. Şevket Akpınar. Huzursuz bacak sendromuyla ilgili bir kitabı da bulunuyor. Çok kesin bir tedavi; yani aldığınız geceden itibaren düzeliyor ama tedaviyi sürdürmek gerekiyor.
Uykuya dalmakta güçlük çekiliyor
Hastalar, bacaklarındaki huzursuzluk nedeniyle akşamları televizyon seyredemez, arkadaş ziyaretlerine gidemez ve en önemlisi yatağa gittiklerinde bu garip hissin hastayı sürekli hareket etmek zorunda bırakması nedeniyle uzun süre uykuya dalamazlar. Birçok hasta uykuya dalamadığı için yataktan çıkıp dolaşmak zorunda kalır. Hastalar aynı hissi gece yarısı uyandıklarında da yaşarlar ve tekrar uykuya dalmakta güçlük çekerler. Huzursuz bacaklar sendromu olan hastalar sinema, tiyatro, uzun seyahatler gibi hareketin kısıtlandığı ortamlardan çok rahatsız olurlar. Buralarda bacaklarını hareket ettirebilmek amacıyla genellikle koridor kenarlarını tercih ederler. Ayrıca sıkan bir şeyler giymişlerse de rahatsız olurlar. Dolayısıyla psikolojik bir yönü de var. Ama psikolojik yön derken ille de canının bir şeye sıkılması gerekmiyor; kemeri sıksa, ayakkabısı sıksa, çorabı sıksa da rahatsızlık tetiklenebiliyor. Çok değişken bir durum; her gün olmuyor ya da aynı şiddette olmuyor; bazen de daha şiddetli oluyor.
Uykuda periyodik bacak hareketi
Huzursuz bacak sendromu uykuya dalmayı engelliyor. Bir de bunun kardeşi var; “uykuda periyodik bacak hareketi”. Huzursuz bacak sendromu varsa uykuda periyodik hareket de vardır. Hasta uyuduktan sonra hareketler devam eder. Ama huzursuz bacak sendromu olmadan da uykuda periyodik bacak hareketi olabilir. Huzursuz bacak yüzde 3-5 sıklığında görülüyor ama uykuda periyodik bacak hareketi yüzde 15 sıklığında görülüyor. Yani huzursuz bacak sendromuna göre üç misli daha fazla görülüyor. Ama bu sorunu yaşayan hastaların şikayeti yoksa onları tedavi etmiyoruz.
Bir uyku bozukluğu sorunu olan hastanın başka bir uyku bozukluğu olma ihtimali yüzde 30-60 arasındadır. Yani huzursuz bacak sendromu varsa başka uyku hastalıkları da olabilir. Ya da başka bir uyku hastalığını teşhis ettiyseniz yanında huzursuz bacak sendromu da olabilir. Birbirleriyle etkileşimleri söz konusu. Diğer uyku hastalıklarından çok farklı, çünkü uykuya dalamamaya sebep oluyor, hasta bütün gece huysuz ve huzursuz olduğu halde, kötü bir uyku uyumasına rağmen ertesi gün o kadar uykulu olmuyor. Halbuki birçok uyku hastalığı ertesi gün uykulu olmaya sebep oluyor. Yani huzursuz bacak sendromu uyanıklığa eğilim olan bir hastalık.
Hipertansiyon ve obeziteye de neden oluyor
Huzursuz bacak sendromu sadece uykuyu bozmakla kalmıyor hipertansiyon ve obeziteye sebep olabiliyor. Bir insanın bir uyku hastalığı olmasa ve onu geceleyin eşik altı uyaranlarla sık sık uyandırsak, uykusunu derinleştirmesini engellesek; bu bile bir süre sonra şeker hastalığına bir eğilim yapıyor. Dolayısıyla bu da kiloya sebep oluyor. Daha az uyuyan toplumların daha şişman olduğu gözleniyor. Mesela İtalyanlar hem öğlen uyuyorlar hem gece uyuyorlar; ne kadar çok yeseler de Avrupa’daki en zayıf toplum. Halbuki Amerikalılar hep sabah uykularından kesiyorlar ve en şişman toplum olarak karşımıza çıkıyorlar. Almanlar da uyku kısıtlaması yaşayan bir toplum ve onlar da kilolular. Uykunun süresiyle böyle bir toplumsal ilişki var. Çocuklarda da böyle; yetersiz uyuyan, sabahları erken kalkıp okula gitmek zorunda olan ya da bir solunum bozukluğu yaşayıp az uyuyan çocuklar da aynı sorunu yaşıyorlar.
Sağlıklı bir uyku için öneriler
Sağlıklı uyku için öncelikle bir uyku hastalığına sahip olmamak gerekiyor. Ardından da uyku hijyeni kullarına uyulması gerekiyor. Uyumakta güçlük çeken insanlar, iyi uykunun kurallarına uyduklarında bile zaman zaman uyku problemleri yaşamaya devam ederler. Uyku problemlerini bütünüyle ortadan kaldırmasa bile en aza indirmeyi sağlamak için dikkat edilebilecek bazı kurallar var.
· Uyku saatlerine ve süresine dikkat edin.
· Uykunuza gündüzden hazırlanın.
· Yiyecek ve içeceklerinize dikkat edin.
· Uyku ortamının fiziksel şartlarına dikkat edin.
· Yatak odasını oturma odası gibi kullanmayın.