Horlama nedir ? Teşhis yöntemleri nelerdir ?

UYKU APNESİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR ?

Uyku apneli kişiler belirgin fiziksel özelliklere sahiptir. Aşırı kilolu, kısa kalın ve geniş boyunlu, orta yaşlı, sigara ve alkol kullanan çenesi geride kişilerdir.

HORLAMA NEDİR ?

Öncelikle sosyal bir sorundur. Uyku boyunca aile bireyleri sürekli bir şekilde rahatsız olmaktadır. Gün içerisinde uyku hali ve mesleki performans düşüklüğünden şikayetçidirler. Uyku boyunca solunum yolu boşluğu yapılarının oluşturduğu daralma hava akım hızını artırır. Dar bir alandan geçen hava yumuşak dokuları titreştirerek gürültü oluşturur.

Horlama erkelerde kadınlardan 2 kat fazla görülmektedir. 40 yaş üstü kişilerin %3 ü uyku bozukluklarından şikayetçidir. Horlayan hastaların yalnızca %10 luk kısmında uyku apnesi tespit edilmiştir.

TEŞHİS YÖNTEMLERİ NELERDİR ?

Öncelikle iyi bir hasta hikayesi alınmalıdır. Horlama süresi, gece uyanma atakları, gün içerisinde uykululuk hali, burun tıkanıklılığı gibi durumlar irdelenmelidir. Tam kan sayımı, tiroid hormonu seviyelerine bakılmalıdır. Uyku testleri (polisomnografi) basit horlama ile uyku apnesininin ayırıcı tanısında çok önemlidir. Uyku testinde gece uyku süresi, horlama düzeyi ve pozisyonu, nefes durma sayısı ve süresi, kan oksijen düzeyi, kalp atım hızı ve değişimi, karın ve göğüs kaslarının hareketleri ve beyin dalgaları gibi birçok parametre kaydedilir. Uyku testi sonucuna göre hangi tedavinin etkin olacağına karar verilir.

HORLAMA VE UYKU APNESİNİN TEDAVİSİ NASILDIR ?

Uyku apnesi hastalarında nefes durması sırasında kandaki oksijen seviyesi düşer. Bu düşmelere bağlı hipertansiyon, kalp hastalıkları ve akciğer rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Yüksek dereceli uyku apne hastalarında kalp krizi ve ani kalp durmasına bağlı ölüm ihtimali artar. Bu sebeple tedavisi en kısa zamanda yapılması gereken bir durumdur. Kandaki oksijen miktarının tekrarlayan azalmaları bağışıklık sistemini baskılamakta ve sonuç olarak enfeksiyonlara yatkınlık artmaktadır.

Uyku apnesi, tedavisi ekip halinde yapılması gereken hastalıktır. Ekip içerisinde kulak burun boğaz ve baş boyun cerrahı, diş hekimi ve çene cerrahı, göğüs hastalıkları, nöroloji, psikiatrist ve diyetisyen bulunmalıdır. Tedavi seçenekleri arasında hem cerrahi hem de cerrahi olmayan tedaviler bulunmaktadır. Cerrahi tedaviler arasında bademcik ve geniz etinin alınması, küçük dilin küçültülmesi, yumuşal damağın asılması veya gerilmesi, dilin küçültülmesi ve öne alınması gibi cerrahi yöntemler vardır.

Cerrahi olmayan yöntemlerden en önemlisi sürekli pozitif solunum yolu basıncı uygulamasıdır. Bu tedavide kişi uyku sırasında ağız ve burnu kapatan bir maske ile uyur. Bu maske yoluyla solunum yolu içerisinde sürekli bir pozitif basınç oluşturulur. Bu basıncı maske aracılığıyla CPAP adında bir cihaz sağlamaktadır. Bu sayede solunum yolunda çökmeye ve kapanmaya engel olunmuş olunur. Davranışsal tedaviler arasında kilo vererek vücut ağırlığını azaltmak, sigara alkol ve uyku yapıcı ilaçların kullanımının kısıtlanması, uyku ortamı ve uyku pozisyonunu uygun hale getirmek bulunmaktadır. Ağız içi apereylerin kullanımı son dönemde oldukça popüler hale gelmiştir. Dili ve alt çeneyi öne almak, solunum yolunu genişletmek amacıyla birçok aperey kullanılmıştır ve farklı modeller denenmektedir.

Exit mobile version