Bağışıklık sisteminde yaptığı ağır tahribat nedeniyle istenmeyen sonuçlara yol açan HIV virüsünün, cinsel ilişki, kan ve kan ürünleriyle bulaştığını belirten uzmanlar, virüsten korunmada el hijyeni, temizlik kurallarına uyma ve cinsel ilişkide korunmanın önemine işaret ediyor. Özellikle deri bütünlüğünün bozulmasının bulaşıcılık açısından önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar, güvenli yerlerde manikür, dövme ve piersing yaptırılması uyarısında bulunuyor. HIV/AIDS’e karşı toplumsal önyargılara da değinen Dr. Songül Özer, “Herhangi bir yerinde kan olmadığı sürece HIV/AIDS taşıyan bir kişiye dokunabilirsiniz” diye konuştu.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Songül Özer, Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu’nda eğitim gören öğrencilere “HIV/AIDS’e Pozitif Bakış” başlıklı bir seminer verdi.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Direktörlüğü ile Tıp Öğrencileri Birliği tarafından pandemi nedeniyle çevrimiçi düzenlenen seminerde HIV/AIDS konusunda bilgi veren Dr. Songül Özer, yanlış bilinen doğrulara ve bu konulardaki önyargılara işaret etti.
Dünyada 38 milyon HIV pozitif var
Geleceğin doktor, hemşire ve ebeleri ile bir araya gelen Dr. Songül Özer, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2019 Aralık itibariyle dünyada 38 milyon kişinin HIV pozitif olduğunu belirterek “Tabii bu bilinen, herhangi bir şikayetle ya da şikayet olmadan tarama yapılımış, kan testi yapılmış, HIV pozitif olduğundan emin olunan kişi sayısı 38 milyon. Bir bu kadar da bilinmeyen vardır. 2019’da sadece 1.7 milyon yeni vakanın tespit edilmiş, sadece 690 bin kişi HIV pozitif AIDS ilişkili hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirmiş. Bunlar çok yüksek rakamlar” dedi.
Türkiye’de 35 yılda 24 bin 300 vaka tespit edildi
Türkiye’de 1985 yılında ilk HIV/AIDS tanısının konulmaya başlandığını belirten Dr. Songül Özer, 1985 ile 2019 yılları arasında 24 bin 300 HIV pozitif vakasının tespit edildiğini kaydetti. Özer, bu sayının da üç katı olduğunun tahmin edildiğini belirterek “Çünkü bu hastalık çok bilinmiyor ve tahlil yaptırılmıyor” dedi.
HIV virüsü, bağışıklık sistemini çökerttiği için ölümcül
HIV virüsünün bu kadar ölümcül olmasının nedeninin bağışıklık sistemini çökertmesiyle ilgili olduğunu kaydeden Dr. Songül Özer, “HIV virüsü çok akıllı. Gelip özellikle vücudun en kuvvetli askeri ve birçok virüs enfeksiyonunda en başta savaşan komutanını yani CD 4 dediğimiz T lenfositlerini seviyor. Gidip onlara yapışıyor. CD 4 hücrelerinin çalışmasını ve normal faaliyetini engelliyor. Bu sayede T hücreleri sadece HIV’e değil, birçok virüse karşı özellikle virüslere karşı cevap verememeye başlıyor. Yani bağışıklık sistemini çökertiyor. HIV’in kendi verdiği zarardan ziyade özellikle üçüncü dönemde HIV’in kendi oluşturduğu zarardan ziyade çok küçük nezle ve grip gibi viral hastalıklar veya bunların üzerine eklenen streptokok enfeksiyonları ve bazı maliniteler çok fazla görülmeye başlanıyor. Hastalarımızı maalesef araya giren fırsatçı enfeksiyonlardan, mantar ve bakteri enfeksiyonlarından ve kanserlerden dolayı kaybediyoruz. Hastalığın kendisinden değil, bağışıklık sistemi çöktüğünden aslında normal bir kişide ölüme neden olmayacak mikroorganizmalar nedeniyle bu insanları kaybediyoruz” dedi.
HIV nasıl bulaşır?
HIV/AIDS’in cinsel ilişkiyle, kan ve kan ürünleriyle bulaştığını vurgulayan Dr. Songül Özer, HIV taşıyıcısı kadınlardan bebeklerine bulaşma olduğunu da söyledi. Dr. Songül Özer, “Sağlam deriden asla geçmeyeceğini biliyoruz. Bütünlüğü bozulmuş deriye o kanın gelmesi, kan içerdiği için doku nakli, kemik iliği nakli ya da organ nakli AIDS’i bulaştırabilir. En önemli bulaşma yollarından biri cinsel yoldur. HIV pozitif olan kadınların bebeklerine hem plasenta aracılığıyla yani gebeyken hem doğum sırasında normal doğum yapıyorsa hem de bebeği emziriyorsa anne sütüyle bulaştırması mümkündür” dedi.
El temizliğine dikkat edin
Dr. Songül Özer, HIV virüsünden korunmak için günlük hayatta dikkat edilmesi gereken noktalara da dikkat çekti: “Elinizi her zaman yıkamak zorundasınız. Enfeksiyon hastalıklarına karşı önlem almada el yıkama çok önemlidir. Dışardan geldikten sonra eller mutlaka yıkanmalıdır. Yemekten önce ve yemekten sonra eller yıkanmalıdır. Hemşire ve hekimler hastayı muayene etmeden önce mutlaka ellerini yıkamalıdır. Hastayı muayene ettikten sonra elinizi yıkayın. Hastanın eşyalarına dokunduysanız elinizi yıkayın. Başka hastaya geçerken elinizi yıkayın. Normal su ve normal sabunla yıkayın. Su ve sabuna ulaşamadığınız durumlarda alkol bazlı el dezenfektanı kullanabilirsiniz.
Kendi manikür aletlerinizi kullanın
Bu sizi AIDS, koronavirüs ve hepatitten de korur. Elinizde deri bütünlüğü bozulmuşsa kan ve kan ürünleri ile temas olacaksa eldiven kullanabilirsiniz. Temizliğine güvenmediğiniz yerde manikür yaptırmayın, manikürü mümkünse kendi aletlerinizle yaptırın. Temiz olduğuna emin olmadığınız diş hekiminde diş dolgusu, diş çekimi, özellikle kanal tedavisi yaptırmayın. Kulağınızı güvenli olmayan yerde deldirmeyin. Piersing ve dövme yaptırırken merdivenaltı yerleri değil, temiz ve güvenli yerleri tercih etmelisiniz. En büyük bulaş buralarda oluyor”
Önyargıdan uzak olun ve dışlamayın
HIV/AIDS’in cinsel yolla, kan ve kan ürünleriyle bulaştığını vurgulayan Dr. Songül Özer, özellikle geleceğin doktor, hemşire ve ebelerine bu konudaki önyargılardan uzak durmalarını tavsiye ederek “HIV/AIDS taşıyan bir kişiye dokunabilirsiniz. Onu çıplak elle muayene edebilirsiniz. Bizim görevimiz onlara bakmaktır. Siz geleceğin sağlık profesyonelleri olarak bu kişilere önyargılı olmaktan uzak durun. Onları dışlamak ve ötekileştirmek yerine onların yanında olduğunuzu gösterin” dedi.