Her 10 Hepatitliden 8-9’u Hastalığından habersiz
Dünyada 1.1 milyon, Türkiye’de yaklaşık 15-20 bin kişi her yıl hepatit B ve hepatit C’ye bağlı karaciğer sirozu ve kanserinden hayatını kaybediyor. Oysaki her iki enfeksiyonun tanısı son derece pratik yöntemlerle konulabiliyor ve tedavisi de mümkün olabiliyor. Tanı ve tedavi süreçlerinin doğru şekilde planlanması durumunda, 2030 yılına kadar hepatit virüsünün dünya üzerinden silinebileceği düşünülüyor. Memorial Şişli Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Koray Tuncer, “28 Temmuz Dünya Hepatit Günü” nedeniyle hepatitler hakkında bilinmesi gerekenler ile ilgili bilgi verdi.
Hepatit, çoğunlukla viral bir enfeksiyonun neden olduğu karaciğer iltihabıdır. A, B, C, D ve E tipleri olarak adlandırılan beş ana hepatit virüsü vardır. Bu beş tip, neden oldukları hastalıklar ve salgın potansiyeli nedeniyle dünya üzerinde büyük bir endişe kaynağı olmaktadır. Son rakamlara göre 350 milyondan fazla kişi viral hepatitle yaşamaktadır. Hepatiti olan 10 kişiden 8-9’unun bundan habersiz olduğu bilinmektedir. Bunun yanında yılda 1 milyon 100 bin kişi Hepatit B ve C enfeksiyonundan hayatını kaybetmekte, 9 milyon 400 bin kişi kronik hepatit C virüsü enfeksiyonu için tedavi görmektedir. Ülkemizde yaklaşık 2,5 milyon Hepatit B’li; 250 bin civarında da Hepatit C’li hasta vardır.
Hepatit siroz ve kansere yol açabiliyor
Küresel çabalar, hepatit B, C ve D enfeksiyonlarının ortadan kaldırılmasına öncelik vermektedir. Bu 3 enfeksiyon yıllarca tedavi altına alınmazsa siroz ya da karaciğer kanserinden ölümlere neden olabilmektedir. Bu 3 tip kronik hepatit enfeksiyonu, hepatit kaynaklı ölümlerin yüzde 95’inden sorumludur. Bir başka üzücü durumda dünya genelindeki kronik hepatit B hastalarının sadece yüzde 10’na tanı konulabilmekte ve sadece yüzde 22’si tedaviye ulaşabilmektedir. Her gün doğan tüm bebeklerin sadece yüzde 42’sine hepatit B’ye karşı aşı uygulanabilmektedir. Hepatit C’ye bakıldığında dünya üzerinde tüm hepatit C’li hastaların yüzde 20’ne tanı konulmuş durumda olup bu hastaların yüzde 62’si tedaviye ulaşabilmiştir. Dünyada ve Türkiye’de halen viral hepatitli hastaların en az yüzde 80’i hastalığından habersizdir. Bu hastalar uzun vadede siroz ve kanser olma riski altında ve aynı zamanda başkaları için bir bulaş kaynağı olmaktadır.
Önlem alınması çok önemli
Hepatit virüsü nedeniyle karaciğer sirozu ya da kanseri kaynaklı ölümlerin yüzde 65 oranında azaltılması, hepatit için tedavi olan kişi sayısının yüzde 80 artırılması, Hepatit B ve C virüsü taşıyan kişilerin teşhisinin yüzde 90 oranında artırılması gibi hedefler bulunmaktadır. Bu hedeflerin tutması doğrultusunda 2030 senesine kadar bu sorundan kaynaklı ölümler sonlandırılabilir. Bunun mümkün olabilmesi için yeni doğan bebeklerin doğum gerçekleştiği anda aşılanması, kişilerin herhangi bir sağlık kuruluşunda hepatit virüsüne sahip olup olmadığını öğrenip; bağışıklığı yoksa Hepatit B için aşı yoluyla önlemini alması büyük önem taşımaktadır.
Pratik bir kan testiyle teşhis konuluyor
Hepatit B ve C’yi tedavi edebilecek aşı ve/veya tedavilerin olması ile bu hastalıkların eliminasyonu mümkün hale gelmiştir. Hastalığın eliminasyonunda en önemli nokta hastalığın farkına varılmasıdır. Bu da uygulanacak tanı testleri ile mümkün olabilecektir. Herhangi bir sağlık kuruluşuna gidip alınacak kan örneğiyle kısa sürede teşhis konulabilmektedir. Hepatitli hastaların hayatlarını kurtarıcı tedavileri bekleyecek zamanları yoktur. Hepatit eliminasyonu için en önemli adımlardan biri anneden bebeğe hepatit B bulaşının engellenmesidir. Bu nedenle, hamile kadınlara Hepatit B testi yapılması ve tedavi uygulamaları bekleyemez. Yeni Hepatit B vakalarının olmaması için anne adaylarının Hepatit B yönünden taranması ve önlem alınması gelecek nesiller açısından önem taşımaktadır.
Yüzme havuzlarından Hepatit B bulaşır mı?
Hepatit B bulaşıcı bir virüstür. Ancak, Hepatit B’li kişilerle aynı evde yaşamak, aynı işyerinde çalışmak, yemek içmek, delici-kesici-vücuda nüfuz edici (tıraş bıçağı, tırnak makası, diş fırçası vb eşyalar) olmayan eşyaları kullanmakla bulaş olmamaktadır. Kan dışındaki diğer vücut salgıları ile hepatit B’nin bulaştığına dair kanıt yoktur. Bunun yanında yüzme havuzlarından da Hepatit B bulaşmamaktadır. Önlem olarak Hepatit B’li kişilerin aynı evi paylaştıkları arkadaşları, partnerleri veya aile üyeleri mutlaka hepatit testlerini yaptırmalı, aşı olması gerekenler hepatit B’ye karşı aşılanmalıdır. Bu sayede bulaşın ve virüsün de önüne geçilmiş olmaktadır.
Hepatit C’de yeni gelişme
Sağlık uygulama tebliğine (SUT) göre yakın zamana kadar bir kez hepatit C tedavisi alan; tedaviye cevapsız veya hastalığı nüks eden kişilerde yeni ilaçlarla tekrar tedavi yapılamıyordu. Artık ilaçlarla yeniden tedavi gerçekleştirilebilmektedir. Bunun yanında Hepatit C’li hastalarda ilaç tedavisi için biyopsi gerekmekteydi. Şimdi bu şart da kaldırılmıştır. Ancak Hepatit B’li ve tedavi olması gereken hasta kararında hala karaciğer biyopsisi gereklidir. Fakat yeni gelişmelerle birlikte non-invazif metodlarla karaciğer fibrozisi, hastalığın derecesi belirlenebilmektedir. Virolojik testler, görüntüleme, fibrozisi ölçen yöntemlerle bu karar rahatlıkla verilmektedir. Hem sağlık personelinin, hem vatandaşların hem de sosyal politika yürütücülerinin hepatit konusunda üzerine düşenleri yapması gerekmektedir. Daha çok kişi hepatit ve hepatitin neden olduğu olumsuz tablolar hakkında bilgilendirilmelidir. Daha çok hastaya tanı konulmalı, hepatitli hasta sayısı düşürülmelidir. Viral hepatitin bekleyecek bir sorun olmadığı unutulmamalıdır.