Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler insanların daha rahat yaşamasına yol açarken daha az hareket etmelerine neden olmuştur. Eskiden bütün işler insan bedeni ile yapılırken, günümüzde insan emeğinin yerini makineler almıştır. Artık en kısa mesafeye bile arabayla gidiyoruz. İş yerlerinin çoğunda asansör, alışveriş merkezlerinde yürüyen merdiven, evlerdeki tüm cihazlarda uzaktan kumanda var. İşimizi yaparken istediğimiz cihaza bir kol mesafesi kadar uzaktayız. Birçok eylemi bir tuşa basarak yapabiliyoruz. Tarlalardaki insan emeği ile yapılan işlerin yerini makineler almış durumda. Sonuçta insanoğlu daha rahat bir yaşam standardı yakalamış olmakla beraber daha hareketsiz (sedanter) bir hayat tarzına geçmiş oldu. Tüm bunlar yanlış beslenme alışkanlığı (fast food, aşırı yağ ve et tüketimi, GDO‘lu besinler) ile birleşince obez, hareket etmeyen sağlıksız bir nesil olmaya başladık. Artık doktora gittiğinizde tansiyonunuz yüksek, şekeriniz yüksek, kilonuz fazla, kemik erimesi başlamış, kolesterolünüz yüksek, iki damarınız tıkalı vb gibi kelimeleri sık duyar olduk. Oysa atalarımız kırmızı etle beslenir, tereyağı yer, bir öğünde bir ekmeği tüketir ancak bu hastalıkların hiç birine yakalanmazlardı. Peki neden? Çünkü onlar yediklerini yakıyorlardı. Belki düzenli olarak bir spor salonuna gidip egzersiz yapmıyorlardı ancak gün boyunca bütün işleri beden gücü ile yapıyorlardı. Yani hareketli yaşıyorlardı. İşleyen demir pas tutmaz sözü de tam bu durumu açıklıyor.
Peki, günümüzdeki teknolojileri kullanmadan yaşamak mümkün mü? Sağlıklı yaşamak için eski yaşam şartlarına dönmek mi gerekiyor? Hayır. Ancak hayatımızda bazı düzenlemeler yaparak hareketsizliğin neden olduğu hastalıkları büyük çoğunlukla engelleyebiliriz. Düzenli olarak haftanın en az üç günü 45-60 dakika arası yapılan orta şiddetteki egzersizler bakın bize ne faydalar sağlar.
Obesiteyi Önler: Vücut yağlarını azaltarak obesiteyi önler, böylece obezitenin neden olduğu yüksek kan basıncı (hipertansiyon), şeker hastalığı (diyabet), eklem hastalıkları (osteoartrit), akciger, kalp ve damar hastalıklarını engeller.
Hipertansiyon riskini azaltır: Başlangıç aşamasındaki yüksek kan basıncını düşürür. Bu tür hastalarda ilaç kullanımına bile gerek kalmayabilir. Yapılan çalışmalarda düzenli fiziksel aktivitenin kan basıncında 10 birim düşme sağladığı görülmüştür. Bu tür hastalarda ömür boyu ilaç kullanma zorunluluğu ortadan kalkmış olur.
Şeker Hastalığına Yakalanma Riskini Azaltır: Kan şekerinin daha iyi düzenlenmesini sağlar. Egzersiz yapanlarda insülin daha iyi kullanıldığı için hastaların ilaç kullanım dozu azalır.
Kan Yağlarını Düzenler: Kötü huylu kolesterol (VLDL, LDL) ve trigliserid düşerken iyi huylu kolesterol (HDL) yükselir. Böylece kalp damar hastalıklarına yakalanma riski azalır. Egzersiz yapan bir çok hastada kolesterol ilacı kullanmaya gerek kalmadığı gözlenmiştir.
Kalp Damar Hastalıklarına Yakalanma Riskini Azaltır: Düzenli yapılan egzersizlerin kalp damar hastalıklarını önlediği, damar tıkanmalarından sonra geri kalan damarların daha iyi çalışmasını sağladığı kanıtlanmıştır. Kalp ve damar hastalarında ameliyat sonrası veya tedavi sonrası uzun süreli yürüyüşler önerilmektedir.
Kemik Erimesini Engeller: Çocukluk çağında düzenli egzersiz yapanlarda ileri yaşlarda kemik erimesinin ortaya çıkmadığı görülmüştür. Bazı aktivitelerin kemik yoğunluğunu arttırdığı bilinmektedir.
Vücudumuzun Dinç ve Zinde Kalmasını Sağlar ve Yaşlanmayı Geciktirir: Düzenli egzersiz yapan insanların kendilerini daha dinç ve zinde hissettikleri gözlenmiştir. Böylece çalışma performansı artar. Ayrıca egzersiz veya spor yapanlar daha genç kalırlar. Çünkü yaşlanmaya neden olan zararlı maddeler egzersizle vücuttan daha çabuk uzaklaştırılır.
Kas ve Eklem Ağrılarını Azaltır: Bel, boyun ve sırt ağrılarında, kireçlenmelerde ve eklem yapışıklıklarında da özel egzersiz programları vardır. Bilgisayar başında uzun süre çalışanlarda egzersiz ile bel ve boyun tutulmamalarının önüne geçilebilir.
Depresyon Riskini Azaltır: Egzersizin depresyonlu hastalarda şikayetleri azalttığı görülmüştür Egzersiz sırasında salınan bazı hormonlar insanı iş stresinden uzaklaştırarak kendini daha mutlu hissetmesini sağlar. Ayrıca depresyonlu hastalarda toplu yapılan egzersiz veya sporun insanlar arasındaki ilişkileri arttırarak depresyonu tedavi ettiği tespit edilmiştir.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Düzenli yapılan egzersizin bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı vücudun daha dirençli olmasını sağladığı gözlenmiştir.
Bazı Kanser Türlerine Yakalanma Riskini Azaltır: Aerobik egzersizin kalın barsak ve prostat kanserine yakalanma riskini azalttığı tespit edilmiştir.
Her zaman hastalığı önlemek hastalığı tedavi etmekten daha ekonomiktir. Bunun en iyi, en ucuz, yan etkileri en az ilacı egzersizdir. Teknoloji günümüzde bu kadar geliştiği halde yukarıda saydığımız etkileri sağlayan tek bir ilaç henüz bulanamamıştır.
Yapacağımız en kolay egzersiz her gün 45 dakika orta tempoda yürümektir. Bunu yapamıyorsak gideceğimiz yerlere araba yerine yürüyerek gidelim. Böylece hem benzin harcamamış, hem trafik kargaşası yaratmamış, hem de çevreyi kirletmemiş oluruz. Üstelik park yeri derdi ve kırmızı ışık derdi de yok. Araba kullanırken cüzdan eriyip göbek şişerken yürümekle göbek erir cüzdan şişer. Böylece ülkemizin paraları da dışarıya çıkmamış olur. Mümkün olduğunca asansör kullanmayalım. Evde uzaktan kumanda kullanmayalım, iş yerinde evrakları birilerine taşıtma yerine kendi işimizi kendimiz yapmaya çalışalım. Böylece daha sağlıklı olur, hastanelere daha az gideriz. Ayrıca istediğimiz yiyeceği kısıtlamadan istediğiniz kadar yiyebiliriz. Tabi ki alınan kalorileri yakmak şartıyla.
Çocuklarımızın mutlak suretle bir spor dalı ile uğraşmalarını sağlayalım. Spor yapan çocuk daha sosyal ve daha başarılı olur.