Baş edemediğimiz problemlerle karşılaştığımızda, yoğun olumsuz duygularımız olduğunda (öfke , kaygı , çaresizlik vb.) destek almamız gereken sorunlarımız olduğunu düşündüğümüzde , tek başına üstesinden gelemeyeceğimiz hayatın zorluklarıyla karşılaştığımızda aklımıza bir uzmandan yardım almak geldiyse fakat cesaret edemiyorsak ve güven konusunda kaygılarımız varsa ne yapmalıyız?
Bizi rahatsız eden sorunları kimi zaman en yakınlarımıza paylaşmak, hatta belki kendimize bile yüzleştirmekten korktuğumuz problemleri hiç tanımadığımız birine anlatabilmek elbette ki kolay değil. Diyelim ki eşinizle ilgili bazı problemleriniz var ve bu problemleri çözemiyor, kimseyle paylaşamıyorsunuz; bir psikoloğa gidip bu sorunları çözüme kavuşturmak istiyorsunuz. Fakat psikoloğa gitme noktasında tereddütleriniz var; çevrenize bile danışamadığınız bu sorunlar, bir yabancıya nasıl güvenip anlatacağınıza dair ya da doğru uzman olup olmadığına ve size yardımcı olup olamayacağına dair kaygılarınızın, düşüncelerinizin olması çok normaldir.
Artık eşinizle ilgili bu problemlerin çözüme kavuşması için bir yardım alma ihtiyacının farkındasınız. Peki ya kime danışabilirim, benim için doğru uzman ve güvenebileceğim danışman kim? Öncelikle teknolojiyi kullanarak, internet aracılığıyla , sosyal medyadan size yardımcı olacak psikoloğu araştırabilirsiniz ya da çevrenizden tavsiye alabilirsiniz. Diyelim ki İnternetten araştırdınız ya da tavsiye üzerine aklınıza yatan bir uzmandan randevu aldınız. Görüşmeye gitme noktasında tereddütleriniz olabilir, bu konuda cesaretli olun çünkü sorunlarınızı anlatıp anlatmamak ya da ilk seanstaki terapiste karşı izlenimlerinizden sonra devam edip etmemek sizin elinizde.
Terapist – danışan arasındaki terapötik süreçte gizlilik ve karşılıklı güven en önemli ilkelerdendir. Randevunuzu aldıktan sonra tüm cesaretinizi toplayarak ilk seansa gittiniz; terapi ya da danışmanlık süreci hakkında çok fazla bilginiz olmayabilir. Öncelikle bu seansta sürece dair bilmediklerinizi ve merak ettiklerinizi, kaygılarınızı, öğrenmek istediklerinizi yansıtmanız önemli. Ayrıca karşımızdaki uzmanın eğitim durumunu, lisansta hangi bölümden mezun olduğunu, kullanacağı terapi tekniğini, sizin probleminizin çözümüne yönelik eğitim durumunu , terapi sürecinin nasıl ilerleyeceğini sormak en doğal hakkınız ! Karşınızdaki insanın sizin probleminizle ilgili eğitim almamış olabilir; bu da size yardımdan çok zarar verebilir. Terapinin ilk ilkesi, danışana zarar vermemektir. Diyelim ki; eşinizle iletişim problemleriniz ve şiddetli geçimsizlik üzerine psikoloğa gittiniz; fakat eğitim durumunu sorguladığınızda psikoloji mezunu olmadığını yaşam koçu olduğunu fark edebilirsiniz ya da terapist; aile danışmanlığı veya evlilik ve çift terapisine dair bir eğitimi olmadığında sizin sorununuza yeterli desteği veremeyecektir.
Eğer çocuğunuzun hırçın olmasıyla ilgili bir konuda psikoloğa danışacaksanız, çocukların problemlerine yönelik eğitimi olan (oyun terapisi, çocuklarda bdt gibi) kişileri tercih etmelisiniz; bazı kişisel sorunlarınızdan ötürü bireysel terapi almak istiyorsanız, yine bu alanda ( şema terapi, kısa süreli çözüm odaklı terapi, bdt, bütüncül psikoterapi vs.) eğitim almış uzmanlardan ya da eşinizle cinsel problemleriniz varsa o zaman cinsel terapi eğitimi almış birinden destek almalısınız. Terapistinizle kurduğunuz bağ ve ilk görüşme çok önemli ve belirleyici . Eğer terapisitiniz en başta süreç hakkında yeterince bilgilendiriyorsa, güven veriyorsa, bu konu da kaygılarınızı azalttıysa ilk seanstan sonra terapiye devam etmek veya güven vermiyorsa yeterince bilgilendirmiyorsa, devam etmemek sizin elinizde!