Hamilelikte tiroid hormonlarının ölçülmesi anne-bebek sağlığı için çok önemli

Merck tarafından başlatılan ve YouGov tarafından yürütülen uluslarası araştırma tiroid bozukluklarının doğurganlık ve anne-bebek sağlığı üzerindeki etkilerini anlamada yetersizlik olduğunu ortaya koydu. 12. Uluslararası Tiroid Farkındalık Haftası’nda (ITAW) sonuçları açıklayan araştırmacılar, “Tiroid bozuklukları, yalnızca hamileliği etkilemez. Daha önce tiroid bozukluğu olmayan bir annede de komplikasyon gelişebilir ve bebeği tiroid bezi fonksiyon bozukluğu ile doğabilir” dedi.

Dünya çapında 1,6 milyar insanın tiroid fonksiyon bozukluğu riski altında olduğu düşünülüyor. Tiroid rahatsızlığı yaşayanların %60’a varan kısmına teşhis konulmamış ve sekiz kadından biri ömrünün bir noktasında tiroide bağlı problemler yaşıyor. Lider bilim ve teknoloji şirketlerinden Merck, teşhis edilmemiş tiroid hastalığının doğurganlık, fetus gelişimi ve anneyle bebeğinin sağlığı üzerindeki olası etkilerini anlamada bir yetersizlik olduğunu ortaya koyan uluslararası araştırma sonuçlarını açıkladı. Merck tarafından başlatılan ve YouGov tarafından yürütülen “İnsanların bu konuda daha bilinçli olmalarına ihtiyaç olduğunu gösteren” araştırmanın sonuçları, 25-31 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen “Anne ve Bebek” temalı 12. Uluslararası Tiroid Farkındalık Haftası’nda paylaşıldı. Merck, Uluslararası Tiroid Federasyonu ve ThyroidChange ile gerçekleştirdiği kampanya ile farkındalık oluşturmayı hedefliyor.

Uluslararası Tiroid Federasyonu Başkanı Ashok Bhaseen ve TyroidChange’in kurucu ortağı Denis Roguz’un 24 Mart-6 Nisan 2020tarihleri arasında 6 ülkeden (Şili, Çin, Kolombiya, Endonezya, Meksika ve Suudi Arabistan) toplam 7 bin 208 kişi ile yapılan araştırmanın bulgularıyla yaptıkları yorumların ortak noktası şöyle: Bu araştırma, yönetimi yapılmamış tiroid fonksiyon bozukluklarının doğurganlık ve anneyle bebeğinin sağlığı üzerindeki etkileri hakkında daha iyi eğitim verilmesi gerektiğini gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre, katılımcıların yalnızca dörtte biri (%24) teşhis edilmemiş tiroid fonksiyon bozukluklarının doğurganlık sorunları yaratabileceğinin bilincinde. %48’i hipotiroidinin (azalmış tiroid bezi fonksiyonu) hamilelik sırasında anne ve bebek açısından komplikasyonlara sebep olabileceğinin farkında.

Araştırmacılar, daha fazla kadının tiroid hormonu seviyelerinin, tiroid fonksiyon test paneliyle taranması ve daha fazla doktorun, hamilelik esnasında optimal tiroid hormonu seviyelerine dair kılavuz bilgilerine sahip olması gerektiğinin altını çiziyor.

Anne adayının tiroid düzeyi bebeğin zeka gelişimini etkiler

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Gönen ise hamilelik döneminde anne ve bebek sağlığı için tiroidin önemine dikkat çekerek şu bilgileri verdi: “Tiroid hastalıklarının tamamı normalde kadınlarda erkeklere oranla 2-4 kat daha sık görülür. Bilinen bir tiroid sorunu olmayıp gebe kalan bir kadında, gebeliğe özgü hormonal değişiklikler ve metabolik gereksinimdeki artışa bağlı olarak iyot ihtiyacı artar. Özellikle otoimmun tiroidit zemini olan gebelik öncesi tolere edilebilen ancak gebelikle birlikte iyot ihtiyacının yüzde 50’ye yakın artmasıyla önemli boyutlara ulaşan tiroid hormonu yetersizliği durumundan, anne ve bebek etkilenir. T4 seviyesinde düşme, TSH’da artmaya neden olur. Özellikle gebeliğin ilk dört ayı, organların oluştuğu evrede hem vücut hem de zeka gelişimi yönünden anne tiroid hormonuna şiddetli ihtiyaç duyar. Bu, bebeğin zeka gelişimini kötü yönde etkileyebilir. Bu olumsuzluklar nedeniyle, hipotiroidisi olan bir kadının gebelik öncesi tedavisinin mutlaka yapılması gerekir.”

Prof. Dr. Sait Gönen gebeliğe karar verildikten sonra yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı: “Gebeliğe karar verildiğinde, menstruasyonun bitiminden hemen sonra tiroid fonksiyon testleri ölçülmeli, ilaç dozu mutlaka düzenlenmelidir. Gebelik oluştuktan sonra, gebeliğin 8, 12 ve 20’nci haftalarında TSH ölçülmelidir. Özellikle gebeliğin ikinci yarısında ilaç dozunu artırmak gerekebilir. İlaç dozunu artırdıktan 1 ay sonra ST4 ve TSH ölçümü yapılarak kontrollere devam edilir. Gebelik sırasında ilk kez hipotiroidi saptanırsa hemen tedaviye başlanmalı, tedavinin ilk ayında tekrar ST4 ve TSH ölçümü yapılarak doz ayarlamasına gidilmeli.”

Anne-bebek sağlığını önemsiyoruz

Merck Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şehram Zayer, “Firma olarak hayata başlarken ve yaşam boyunca insan hayatının kalitesini artırmaya ve hastaların henüz karşılanmamış ihtiyaçlarını karşılamaya dair çaba gösteriyoruz. Hedefimiz, hastaların yaşam kalitesini artıracak ve hasta ihtiyaçlarını karşılayacak tedavileri ülkemizde ve tüm dünyada tıbbın kullanımına sunmaktır. Tiroid bezi fonksiyonbozuklukları dünya çapında, özellikle kadınlarda sıklıkla görülen bir sorundur. Hamilelik ve doğum sonrası dönem hem anne hem de bebekler açısından tiroid hastalıkları riski oluşturmaktadır. Merck olarak, Fertilite tedavisi alanında dünyanın ilk fertilite tedavilerinden birini ürettik. İki buçuk milyondan fazla bebeğin dünyaya getirilmesine yardımcı olmuş bir şirket olarak, anne-bebek sağlığını önemsiyoruz. Doğurganlığı ve anne-bebek sağlığını riske eden tiroid bezi fonksiyon bozukluğunun, teşhis konulması halinde tedavisi mümkündür. Şu an 12. yılında olan Uluslararası Tiroid Farkındalığı Haftası’nda “Anne-bebek” temalı kampanya ile bu konudaki farkındalığı artırmak için çalışıyoruz” dedi.

Merck tarafından başlatılan ve YouGov tarafından yürütülen uluslararası araştırma sonuçlarına göre;

Exit mobile version