Hamilelikte Gebelik Diyabetine Dikkat
Adatıp Sağlık Grubu’na bağlı olarak Sakarya’da faaliyet gösteren Özel Adatıp Hastanesi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Halil Demirkan gebelikte diyabet hakkında bilgiler verdi.
“Diyabet ya da şeker hastalığı insülin hormonumuzun eksikliği ya da etkisinin azalması sonucu gelişen ve kan şekeri yüksekliği ile seyreden bir hastalıktır. Gebelik ve diyabet birlikte bulunduğu zaman birbirini olumsuz yönde etkiler. Bazı kadınlarda gebelik sırasında diyabet hastalığı gelişmektedir. Buna ‘gebelik diyabeti’ adı verilir. Bu durum gebelik sırasında ortaya çıkan hormonal değişimlere bağlı gelişir ve genellikle gebeliğin ilk üç ayından sonra görülür.” diyen Uzm. Dr. Halil Demirkan sözlerine şu şekilde devam etti; “Gebelik sırasında görülen diyabet vakalarının büyük çoğunluğunu gebelik diyabeti vakaları oluştursa da gebelik öncesinde diyabet tanısı olan hastalar da olabilir. Genellikle doğum yapan her 6 kadından 1 tanesi gebelik diyabetlidir. İnsülinin keşfinden önce diyabetli bir kadının gebeliği bebek için %90, anne adayı için %30’un üzerinde ölüm ile sonuçlanmaktaydı. İnsülinin keşfi ile bu oranlarda ciddi oranda düşme görüldü. Kan şekeri takipleri kontrolü, kötü tip 1 ve tip 2 diyabetli kadınlar gebelik sırasında önemli sağlık sorunları ile karşılaşabilir ve sağlık riskleri gebelik sonrasında da devam edebilir. Ek olarak diyabetik gebeliklerden sonra, diyabet tipine bağlı olarak, hem annenin hem de çocuğun ileriki yaşamında obezite ve diyabet riski yüksektir.”
Uzm. Dr. Halil Demirkan, annesi tip 1 diyabetli olan çocuklarda %2 oranında tip 1 diyabet riskinin olduğunu ve tip 2 diyabetli anneden doğmuş çocuklarda tip 2 diyabet riskinin %25-30 civarında olduğuna dikkat çekti. “Diyabeti olan kadınlarda anne ve çocukla ilgili riskleri minimuma indirmek için gebelik öncesinde iyi kan şekeri kontrolü sağlanmış olmalıdır. Bunun için doğurganlık çağındaki tüm tip 1 ve tip 2 diyabetlilere planlı gebelik önerilmeli, plansız gebeliklerden kaçınmak için doğum kontrolü gerekliliği anlatılarak güvenli bir yöntemin uygulanması için eğitim ve danışmanlık alınmalıdır.” diyen Endokrinoloji Uzmanı Dr. Halil Demirkan, “Diyabetli gebede; artmış düşük riski, gebelik tansiyonu, şekerin organ hasarı varsa ilerleme, artmış gebelik suyu, artmış idrar yolu enfeksiyonu, şeker düşmeleri, artmış şeker komaları riski, çocukta birçok organda ortaya çıkabilecek doğumsal anomaliler, iri bebek, gelişme geriliği, erken doğum riski bulunmaktadır. Diyabet tanısı olup gebelik düşünen kadınların kan şekeri düzene girdikten sonra gebelik düşünmesi hem anne hem bebek sağlığı için hayati önemdedir. Sigara alkol bırakılıp obezite varsa hedef kiloya inilmelidir. Gebelikte kullanımı riskli olan tansiyon kolesterol ve diğer ilaçları gözden geçirilerek değiştirilmelidir. Gebelik öncesi üç aylık şeker değeri (A1C) ≤%6.5. Hatta hipoglisemi riski düşük olabilir. Ciddi hipoglisemi riski olan kadınlarda A1C’nin <%7 olması yeterlidir. Gebe kalmayı planlayan veya gebe kalmış olan tip 2 diyabetli kadınlar daha önce almakta oldukları diyabet hap tedavileri kesilip insülin tedavisine geçilmelidir. Polikistik over ve insülin direnci olan ve metformin dediğimiz ilacı alan hastalar gebe kalana kadar bu ilacı kullanıp gebelikte kesmeleri gerekmektedir. Gebelik süresince hedef şeker düzeyleri sağlanmalıdır. Bunun için hastaya özgü tıbbi beslenme ve egzersiz programı düzenlenmeli ve gerekirse yeterli dozda insülin verilmelidir. Gebelikte tokluk kan şekeri ölçümü 1. saat bakılmalıdır. Gebelik döneminde glisemik kontrol hedefleri A1C <%6-6.5 Açlık şeker <95 mg/dl , 1.saat tokluk <140 mg/d 2.saat tokluk <120 mg/dl. Gebelik süresince tedavi, açlık ve tokluk hedeflerine göre düzenlenir. Tip 1 diyabetlilerde çoklu doz, diyet ve egzersizle kontrol sağlanamamış tip 2 diyabetlilerde ise çoğu kez çoklu doz insülin tedavisi uygulanması gerekir. Gebelikte bazı insülinler güvenli kullanılabilirken bazıları kullanılmamaktadır. Gebelikte ortaya çıkan diyabet için risk faktörleri ; Irk , İleri (>40) yaş, ailede diyabet öyküsü ,kısa boylu olmak, düşük doğum tartısı, doğum sayısı, daha önce prediyabet öyküsü, kortizol veya antipsikotik ilaç kullanılması, kiloluluk/obezite, aşırı kilo artışı, fiziksel inaktivite, polikistik over hastalığı, tansiyon, çoklu gebelik, önceki gebelikte iri bebek doğurma veya gebelik şekeri çıkması ile ölü doğum hikayesi olmasıdır.” dedi.
Gebelik diyabeti tanısı konulması için tüm gebelere 24. Haftada şeker yüklemesinin yapılması gerektiğini belirten Uz. Dr. Halil Demirkan sözlerini şu şekilde tamamladı: “Şeker yüklemesi ya 50 gram takiben 100gram ile ya da tek başına 75 gram glukoz ile yapılabilir. Bu testlerde verilen şekerin bebeğe ya da anneye herhangi bir zararı yoktur. Ama tanı konulamamış ve dolayısıyla tedavi edilmemiş bir şeker hastalığının çok sayıda zararı olabilir. Belirlenen değerlerin üstünde şekeri çıkan hastalar gebelik diyabeti olarak takip ve tedavi edilir. Risk faktörü ya da yapılmış testlerde şeker yüksekliği varsa daha öncede yapılabilir. Gebelik diyabeti tanısı konulan gebelere diyet uzmanı tarafından medikal beslenme tedavisi danışmanlığı sağlanmalıdır. Gebelikte diyabeti olan tüm gebe kadınlara evde kan şeker ölçümü öğretilmelidir. Gebelik diyabeti ya da gebelik öncesi başlamış diyabetin şeker hedefleri aynıdır. Gebelikte başlangıçlı diyabeti olan hastaların %80’den fazlasında sadece diyet ve egzersizle hedef kan şekeri değerlerine ulaşılır. Diyet ve egzersiz ile kan şekeri hedeflere ulaşamayan gebelik diyabetinde çoklu insülin tedavi de eklenmelidir. Gebelikte hızlı değişen koşullar nedeniyle sık şeker takibi yapılması ve konusunda uzmanlaşmış hekim kontrolünde takiplerin sürdürülmesi gerekir.”