Adatıp Sağlık Grubu Sakarya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hacı Koç, her yıl Mart ayının 12’sinde kutlanan ‘Dünya Glokom Günü’ne özel bilgilendirmede bulundu.
Op. Dr. Hacı Koç, “Glokom, göz içi basıncının yükselmesi sonucu optik sinirde (göz sinirinde) hasara sebep olan, giderek görme alanında daralmaya yol açan ve kalıcı görme kaybına yol açan bir hastalıktır. Göz tansiyonu olarak da bilinir. Glokom erken dönemde hiç bir belirtiye ve şikayete yol açmayabilir. Sadece göz içi basıncı çok yükseldiğinde gözde kızarıklık, ağrı ve bulanık görmeye yol açabilir. Glokom çoğu kez belirti vermediği için, sinsi seyreden bir hastalık olduğundan hasta tarafından hastalığın son dönemlerinde, görme alanının çok daralmasıyla ya da görme kaybının çok fazla olmasıyla fark edilir. “ dedi.
Glokom hastalığının, 60 yaş üzerindeki körlüğün en önemli sebeplerinden birisi olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Hacı Koç sözlerine şu şekilde devam etti; “Glokom sinsi seyreden bir hastalık olduğu için tanı konulduğunda geri dönüşsüz görme alanı ve görme kaybı oluşmuş olmaktadır. Bu yüzden, glokomda erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Erken tanı konulan hastaların çoğunda tedavi ile hastalığın ilerleyişi durdurulabilmektedir. Rutin göz muayeneleri bu yüzden çok önemlidir. Özellikle 40 yaş üzeri ve ailesinde glokom hikayesi bulunan kişiler düzenli göz muayenelerini önemsemelidir. Glokom tanısında en çok kullanılan yöntemler göz tansiyonu ölçümü, gözün biyomikroskopla incelenmesi, kornea kalınlığı ölçümü, göz dibi muayenesi, görme sinir lifi analizi (OCT) ve görme alanı taramasıdır. Glokom tedavisi, glokomun tipine, hastalığın derecesine ve hastanın uyum sağlayabileceği yönteme göre düzenlenir. Glokom tedavisinde kullanılan yöntemler, damla tedavisi, ağızdan veya damardan ilaç alımı, lazer ve cerrahi tedavidir. Özellikle tekrar belirtmekte fayda var. Glokom körlük yapan hastalıklardan birisidir. Ama erken tanı ve tedaviyle çoğunlukla ÖNLENEBİLİR bir hastalıktır.”