Önce alerjinin tanımını yapalım: Bağışıklık sisteminin bir maddeye (gıda alerjisindeyse gıdaya) karşı ortaya çıkan uygunsuz reaksiyonudur. Bir besin alındıktan sonra o besine veya besinin içindeki bir katkı maddesine karşı bağışıklık sistemi hücreleri ve antikorlar aracılığıyla bir reaksiyon ortaya çıkar. Reaksiyon, bağışıklık sistemi aracılığıyla olmazsa “alerjiden” söz edilemez. (Mesela IgE denen antikorlarla, lenfositlerle veya daha nadiren hem antikor hem lenfositlerle birlikte ortaya çıkan reaksiyonlar, immünolojik reaksiyonlara örnek gösterilebilir). Sütte bulunan laktozu sindirememeye bağlı hazımsızlık, süt alerjisi değil, enzim eksikliğine bağlı bir reaksiyondur.
İmmün Sistem Nasıl Çalışır?
Bağışıklık sistemimiz vücudun “kendi” doku ve proteinlerini tanıyan ve “yabancı” dokuları, proteinleri, mikropları ayırt eden hücrelerle, bunların işlevlerine yardım eden antikorlardan oluşur. Normalde yabancı bir protein (mesela arı zehri, böcek ısırığında böceğin salgısı veya aşı yapılınca bakteriler) vücuda girince hücreler ve antikorlar çalışmaya başlar; ısırık yeri şişer, aşıda vücuda giren bakteriye karşı “hafıza hücreleri” gelişir ve “o” maddeye karşı reaksiyon gelişmiş olur. Gıda alerjilerindeyse aslında doğal olarak vücudun “yabancı” olarak algılamaması gereken bir besin maddesine vücut “yanlışlıkla” aşırı tepki vermektedir. O gıda madesine karşı aşırı antikor üretmekte veya antikor üretmek yerine lenfosit hücreleriyle tepki vermekte.
Gıda alerjilerinde tanıyı zorlaştıran bir faktör, belirtilerin, gıda alımından hemen sonra ortaya çıkmayabilmesidir.
Bazen gıda alımından hemen sonra reaksiyon ortaya çıkar ki o zaman gıdayla alerjik reaksiyon arasındaki ilişki için deneme-yanılma testi yapmak daha kolay olur. Mesela birçok hastam var ki yoğurtlu kaşık dudağına değdikten hemen sonra yüzü kıpkırmızı olup 1-2 gün içinde de bu bölgelerde başta olmak üzere egzama gelişiyor. Bunlarda İSA (İnek Sütü Alerjisi) olduğunu söylemek zor olmaz.
Ancak bazen immün sistem gıdaya saatler ve hatta bazen günler sonra tepki gösterir ki bu durumda tanı koymak çok güçleşir. Yediği içtiğiyle bağlantı kurulamayan çocuklarda uzun süreli diyetlerle tanı koymaya çalışılır.
Başta İSA olmak üzere gıda alerjilerinde, birden fazla gıdaya karşı alerji görülebilmektedir. Mesela inek sütü alerjisi olan bir bebekte susam veya buğday başta olmak üzere tahıllara karşı da alerji varsa tanı koymak iyice zorlaşır.
Çocuklarda gıda alerjisi belirtileri nelerdir?
Tıbbi pratiğimizde genel hatlarıyla 2 tür gıda alerjisinden bahsedebiliriz:
Besinsel
ReaksiyonBelirtilerBağışıklık
MekanizmalarıTanı KoymaErken belirtiler
(IgE aracılıklı)Kızarıklık, döküntüIgE üretimi artar
ve alerjik
reaksiyonlar başlarKanda IgE ve
deneme-yanılma
yöntemiGeç belirtiler
(non-IgE aracılıklı)Egzama, ishal,
büyüme geriliğiIgE artışı olmadan, hücreler aracılığıyla alerjik reaksiyon olur.Zor
Kaynak: Johansson EAACI Report, Allergy 2001; 56 (9): 813-24
Meraklısına
Tip I reaksiyon: IgE aracılıklı
Besin alerjisinde en sık rastlanan, en çok araştırılan reaksiyondur. Vücuda antijen girmesiyle lenfositlerden çok miktarda IgE salgılanır. Bu IgE, gidip diğer bağışıklık hücrelerini uyarır. Uyarılan hücrelerden hem erken reaksiyona neden olan maddeler salgılanır ve kızarma, karın ağrısı, kramp, kusma, döküntü, tansiyon düşmesi olur hem de geç reaksiyona neden olan hücresel tepkimeler başlar. IgE aracılıklı reaksiyonda der testleri genelde pozitiftir. Ancak 2 yaş altındaki çocuklarda hem deri testleri hem de özgül IgE düzeyleri yanlış negatif çıkabilir. (Yani hasta alerjik olduğu halde IgE düşük ve deri testinde yanıt yok.) Yine de pozitif çıkan çok sayıda vaka bulunduğu için hastaya testler rutin olarak yapılmalıdır.
Tip II Sitotoksik Reaksiyon
Besin alerjilerinde etkinliği olmayan ya da çok az olan bir reaksiyon çeşididir. Kompleman denen bağışıklık maddeleriyle gerçekleşir.
Tip III reaksiyon: Antijen-antikor kompleksi
Yapılan araştırmalarda hem normal insanlarda hem de gıda alerjisi olanların kanında aktijen-antikor kompleksleri saptanmış. Besin alerjisi olanlarda bu komplekslerin düzeyi daha da yüksek bulunmuş ancak bu komplekslerin besin alerjisine yol açtıklarına dair kesin kanıt bulunamamıştır. (SD)
Tip IV reaksiyon: Hücre aracılığıyla olan reaksiyon
Besin alımından saatler-günler sonra ortaya çıkan reaksiyondur. Besin alerjili birçok hastada besin alımından sonra lenfosit sayısı arttığı gösterilmiştir. Ancak bu artış alerji belirtisi olmayanlarda da görülebilmektedir.
En çok alerjik reaksiyon yapan gıdalar hangileridir?
İnek sütü
İnek sütü, süt çocukluğu çağında ilk karşılaşılan yabancı protein olup en sık karşılaşılan gıda alerjilerinin başında gelir. İnek sütünde insanlara antijenik etki yapan 25’ten fazla protein olduğu saptanmıştır. Bunların içinde en önemli protein beta-laktoglobulindir. Daha az olmak üzere diğer inek sütü proteinleri: alfa-laktalbümin, bovin serum albumini, kezein vs. alerjik reaksiyon yapabilir. Goldman ve arkadaşları, provokasyon testiyle inek sütüne alerjisi olan 85 çocuğu incelemişler; bunların %62’sinde beta-laktoglobin, %60’ında kazein, %53’ünde alfa-laktalbümin ve %52’sinde de bovin serum albüminine karşı duyarlılık saptamışlardır. Bu çocukların sadece %50’sinde deri testi (+) çıkmıştır. (SD)
Tavuk yumurtası
Gıda alerjilerinde önemi bir etken de tavuk yumurtasıdır. Yumurta beyazında bulunan ana alerjenler ovomukoid ve ovalbümindir. Daha alerjen olan, yumurta beyazıysa da yumurta sarısındaki gamaglobülin ve avovitellin I de alerjen özellik göstermektedir.
Balıklar ve kabuklu-kabuksuz deniz ürünleri (midye-istiridye- kalamar)
Balık da hem çocukta hem erişkinde alerjik reaksiyon yapabilen bir besindir. Pişirmeyle alerjik özelliği azalmaktadır. Her balığın alerji yapmayabileceğini, bazı balıkları yeyince kızarıp şişen veya kusan bir çocuğun bir başka balığı yediğinde alerjik reaksiyon göstermeyebileceğini görüyoruz. Burada ayırım için gene deneme-yanılma yöntemini uygulamak gerekir. Ancak yapılan bir araştırmada morina balığının beyaz etinden elde edilen 113 aminoasitten oluşmuş “alerjen M” veya “Gad c I” adlı proteinlerin hem ısıya (yani pişirmeye) hem de sindirim enzimlerine dirençli olduğu, üstelik birçok balıkta bu ortak proteinlerin de bulunduğu gösterilmiştir.(SD)
Bazı kuruyemişler
Buğday ve tahıllar
Buğday ve diğer tahıllarda bulunan globülin, glutenin ve gliadin fraksiyonları alerjik reaksiyona neden olabilmektedir. Biz de günlük pratiğimizde sanılandan daha fazla buğday alerjisiyle karşılaşıyoruz. Buğday ile pirinç ve arpa arasında en fazla çapraz alerji olduğu gösterilmiştir.
Yer fıstığı
Soya
Soya, özellikle çocuklarda olmak üzere alerjik reaksiyona neden olabilmektedir. Süt alerjisi olanların birçoğunda soya alerjisi de görülür.
Meyve ve sebzelerin bazıları
İnek sütüne alerji 1-3 yaş civarında kaybolurken fındık, fıstık ve deniz ürünlerine alerji ömür boyu sürebilmektedir.
Yumurta alerjisi ve aşılar:
Bize gelen çocukların ailelerinde, yumurta alerjisi olanlara bazı aşıların “hiç yapılmaması” gerektiği yönünde bazı endişelerle karşılaşıyoruz. Çünkü mesela kızamık-kızamıkçık-kabakulak ve grip aşısı başta olmak üzere virüs aşıları tavuk yumurtası embriyosunda üretilmektedir. Ancak yapılan birçok araştırmada bu aşıların, yumurta alerjisi olan çocuklarda güvenle kullanılabileceği gösterilmiştir. Üstelik bu aşılara bağlı anaflaksi tablosu gelişen çocukların büyük bir kısmında yumurta alerjisi olmadığı belirlenmiştir.
Yine de Yine de Amerikan Pediatri Akademisi, Enfeksiyon Hastalıkları komitesi, bu aşılardan önce alerjik reaksiyon ve anaflaksi için önlem alınarak aşı yapılmasını önermektedir
Eyvah şimdi ömür boyu her şey yasak mı?
Başta süt alerjisi olmak üzere gıda alerjilerinde ailelerde ilk ortaya çıkan tepki bu: “Eyvah şimdi ömür boyu her şey yasak mı? “
Ama gözünüz aydın ki hayır… Evet, belki 1-2 sene süren sıkıntılı bir sürece gireceksiniz ama sütlü gıdalar (veya mesela fındık) yiyememesi, ömür boyu yiyemeyeceği anlamına gelmiyor. Ayrıca bazı gıdalara alerjik olması, başka şeylere de alerjik olacağı anlamına gelmiyor. Bir başka çocuğun yiyemediklerini sizin çocuğunuz yiyebiliyor olabilir… Çocuk doktorunuz ve diyetisyeninizle bir beslenme listesi çıkarabilirsiniz…