Genetik olarak taşıdığımız olumsuz özellikleri kaderimiz olmaktan çıkarmak kendi elimizde olabilir. Nutrigenetik (beslenme genetiği) beslenme ile kişinin genetik yapısı arasındaki ilişkiyi moleküler seviyede araştıran ve ortaya koyan bir bilim dalıdır.
- Beslenme belirli şartlar altında bazı bireylerde belirli hastalıklar açısından ciddi bir risk faktörü olabilir.
- Çok tüketilen besin maddeleri insan genomunu doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyerek genlerin yapısını ve etkilerini değiştirebilir.
- Bir besin maddesinin bireyin sağlığını ne kadar etkileyeceği o kişinin genetik yapısına bağlıdır.
- Beslenme ile ilgili bazı genler ve bu genlerde görülen varyasyonların, bireylere kronik hastalıkların görülme sıklığında hastalığın başlaması, ilerlemesi ve şiddeti üzerinde etkisi olabilir.
- Kişilerin beslenmelerinde o kişinin gıda ihtiyacı, beslenme durumu ve genetik yapısı ile ilgili bilgilere dayanarak yapılacak düzenlemeler, kronik hastalıklara karşıkoruyucu, hastalığın şiddetini azatlıca ve hatta tedavi edici olabilir.
- Tüm insanların gen diziliminin % 99,9’u birbirinin aynıdır.
- Gen dizilimindeki % 0,1’lik farklılık, yani varyasyon insanlar arasındaki çeşitliliğin genetik kökenini açıklar.
- Genetik varyasyonlar iki ana grup altında ele alınır. Polimorfizmler, Mutasyonlar POLİMORFİZM, Bir bireysel farklılıktır. Genlerdeki bu bireysel farklılıklar kişilerin; Farklı fiziksel özelliklerinden, hastalıklara yatkınlıklarından, hastalıklara dirençlerinden sorumludur. İnsülin direnci geliştirmeye direnç ve yatkınlık sağlayan bazı genler vardır. Kimi insanların bunlara sahip olması, kimilerinin olmaması bir polimorfizmdir.
Genetik ve Çevresel Etmenler Etkileşimi ile Ortaya Çıkan Kompleks Hastalıklar
Kardiyoasküler hastalıklar
- Tip II Diyabet
- Kanser
- Osteoporoz
- Obesite
Genlerimizde görülen değişiklikler farklı hastalıklara neden oluyor. Örneğin; İnflamasyonla ilgili IL-6 ve TNFalfa genlerinde bir değişiklik varsa kalp hastalıkları ve immün sistem hastalıkları riski artıyor. Bu durumda Omega 3 tüketilmesi gerekiyor. Örneğin; MTHFR geninde bir polimorfizm’ olan kişi, folik asitten yeterince yararlanamaz ve kanında homosistein maddesi yükselir. Homosistein yüksekliği kap sağlığı açısından bir risk faktörü oluşturmaktadır. Beslenmemize dikkat eder aldığımız folik asit miktarını arttırırsak, kanımızda homosistein yükselmeyecek ve homosistein açısından taşıdığımız kap krizi riski azalmış olacaktır. Genetik yapımız bizde kalp hastalıkları açısından riske yol açmaktadır. Bu riskin bir hastalık nedeni olarak ortaya çıkması için diyetimizde yeterince folikasit almamış olmalıyız. Böylece, bir genetik özellik yanlış bir yaşam tarzıyla bir araya gelince, hastalık riskini ortaya çıkarır.
Genler Korunma
- APOC3* Folat’B vit.
- CETP* Sebze ve meyve
- LPL* Antioksidan
- eNOS* Omega 3 yağ asidi
- MTHFR* Fiziksel aktivite
- MTR
- MS-MTRR* Rafine karbonhidrat
- CBS* Doymuş yağ
- IL-6* Kolestrol
- ACE* Tütün
- MnSOD* Vücut ağırlığı çoksa
GSTM1, GSST1, GSTP1 genlerinde değişiklik varsa vücut toksik maddeleri ve tehlikeli serbest radikalleri uzaklaştırmakta zorlanıyor. Bu durumda erken yaşlanma, kanser ve kalp hastalıklarına yol açıyor. Bu kişilerin meyve ve sebzeleri sık aralıklarla tüketmesi gerekiyor. Özellikle lahana, karnabahar, brokoli gibi Brasika sebzeleriyle sarımsak ve soğan diyetinde bulunmalıdır.
İNFLAMASYON GENLER
- IL-6
- TNF- alfa
KORUNMA
- Omega 3 yağ asidi alımı artırılmalı
- Antioksidanlardan zengin beslenmeli
KEMİK SAĞLIĞI GENLER
- VDR
- COLIA1
- IL-6
KORUNMA
- Kalsiyum alımı artırılmalı
- D vitamini alımı artırılmalı
- Fiziksel aktivite artırılmalı
- Kafein alımı azaltılmalı
İNSÜLİN DİRENCİ GENLER
- PPAR-gama 2
- ACE
KORUNMA
- Fiziksel aktivite artırılmalı
- Rafine karbonhidrat tüketimi azaltılmalı
- Vücut ağırlığı fazlaysa kilo verilmeli