‘Doğum yaptıktan sonra eve geldiğimde tuvaletten çıkamaz hale geldim. Tuvaletteki mikropları bebeğime bulaştıracağımı düşünüyordum. Dirseğime kadar tekrar tekrarellerimi yıkıyordum. Dışarıda bebeğimin ağladığını duyuyor ama yine de bırakamıyordum yıkanmayı. Bebeğime mikrop bulaştıracağım paniği içindeydim. Normalde de titiz ve temiz biriyim ama başıma böyle bir şey gelmemişti daha önce. İlk defa anne olmama verdim ama geçmedi zamanla arttı. Annem geldi, bebeğe bakıp beni rahatlatmaya çalıştı ama tuvaletten 2 saatten önce çıkamaz hale geldim. Ağlamaya başladım. Bebeğime bakamıyorum diye çok kötü hissettim.’
‘Bebeğime bir şey yapacağımdan korkmaya başladım. Aslında çok isteyerek hamile kalmıştım, neden oldu anlamadım. Özellikle bebeğimi camdan atarım diye korkuyordum arada da bıçaklarsam diyordum ama yapmayacağımı biliyordum ama aklımı kaybederim de yaparım diyordum bu sefer. Çok korkuyorum. Ben böyle şeyleri nasıl düşünürüm. Bebeğimle hiç yalnız kalmak istemedim. Evde hep birkaç kişi olsun ve yaparsam beni engellesin istiyordum. Bıçakları toplattım evden.’
Yukarıda örnek OKB öyküleri var. Çeşitli belirtilerle özellikle de doğumun ilk günlerini takiben ortaya çıkan durumda en çok görülen obsesyon örnekleri şunlardır:
- Bebeğine mikrop, hastalık bulaştıracağına
- Bebeğini bıçaklayacağına
- Bebeğini boğacağına
- Bebeğini camdan atacağına
- Bebeğini zehirleyeceğine
- Bebeğine herhangi bir şekilde zarar vereceğine
- Bebeğine cinsel tacizde bulunacağına yönelik düşünce, imajlardır.
Bu ve benzeri düşünceler annenin sıkıntısını çok arttıracağı için bunları yok etmek için bazı kompulsiyonlar ya da kaçınmalara başvurabilirler.
Bunlar ise sıklıkla,
- Evde bebek ile yalnız kalmamak
- Bebeğe mikrop bulaştıracağını düşünerek yoğun tekrarlayıcı temizlik yapma
- Evdeki bıçak, makas gibi kesici aletleri evden uzaklaştırmak
- Evdeki kişilere tekrarlayıcı şekilde bebeğe zarar verip vermediğini sorma
- Bebeğine zarar vereceğinden korktuğu için bebeğinden uzak durma, bebeğinin bakımını başkalarına bırakma
- Bebeğini beslemekten kaçınma
- Bebeğe bir zarar verip vermediğine dair bebeği kontrol etme
- Bebeğine cinsel tacizde bulunacağı düşüncesi ile bebeğinin bezini değiştirmeme
- Çocuk tacizleri, cinayetleri ile ilgili haberlerden kaçınma şeklindedir.
Gebelik ve doğum sonrası dönemde bütün obsesyon ve kompulsiyon türleri görülebilir En sık görülen obsesyonlar bebeğe mikrop vs bulaştırma ve bebeğe çeşitli şekillerde saldırganlıkta bulunacağına yönelik obsesyonlardır. En sık kompulsiyonlar ise temizleme, kontrol etmedir. Anne bebeğe zarar vereceğini ya da bebeğe mikrop bulaştıracağını düşünerek sıkıntı yaşar ve bundan kurtulmak için ve garantiye almak için bebekten kaçınmaya başlar.
Gebelik ve doğum sonrası dönem birçok psikiyatrik hastalığın ortaya çıkması veya alevlenmesi açısından risk taşıyan dönemlerdir. OKB tanısı olan kadın hastaların yaklaşık %18’inde belirtilerin gebelikte başladığı, %55’inde ise belirtilerin gebelikte şiddetlendiği görülmüştür. OKB riski, gebe hastalara oranla gebelik sonrası dönemdeki hastalarda biraz daha artmıştır. Gebelik sonrası dönemde bildirilen yaygınlık oranı, %2-4 arasındadır. Gebelik sonrası dönemde başlayan OKB olguların çoğunda ilk doğumda daha çok gözlemlendiği ve doğum sonrası ilk dört hafta içinde ortaya çıktığı ve ani başlangıçlı şekilde çıktığı bildirilmiştir. Geçmişte major depresif bozukluk öyküsü olan, obsesif ve çekingen kişilik bozukluğu veya kişilik yapılanması olan, fonksiyonel olmayan obsesif inançlara sahip kişilerin ve ilk doğumu olan kişilerde doğum sonrası OKB riski artmaktadır. Erkeklerde de doğum sonrası OKB bildirilmiştir ama bununla ilgili çok çalışma yoktur. OKB’nin bu dönemde ortaya çıkması ebeveynlerde artan sorumluluk ile tehditlere karşı fazla korumacı olunması ve bu durumun yanlış yorumlama ile belirgin kaygıya neden olmasıdır. Bu olumsuz düşünceleri, yarattığı kaygıyı ve oluşması olası olarak değerlendirilen tehlikeli sonuçları önlemek için bir takım obsesif kompulsif belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Gebelik ve doğum sonrası dönemde başlayan OKB’lerde oksitosin, östrojen, progesteron düzeylerindeki dalgalanmaların, hastalık patogenezinde rol oynayan serotonin ve dopaminerjik fonksiyonlarda düzensizliğe yol açarak obsesif kompulsif belirtileri tetiklediği ileri sürülmektedir.
Gebelik ve doğum sonrası OKB hastalarında hafif ve orta şiddetteki belirtiler için ilk tercih bilişsel davranışçı terapi; şiddetli semptomlar için kar zarar dengesi değerlendirilerek farmakoterapi uygun görülebilir. Gebelikte ilk 3 ay organogenez dediğimiz bebeğin organlarının oluştuğu dönemdir. Bu süreçte mümkün olduğunca ilaç kullanmadan sadece bilişsel davranışçı terapi ile tedaviyi yürütme şansı var ise bu yol izlenmelidir, yok ise ilaç kullanımı açısından en masum gruptan antiobsedan etkili serotonerjik antidepresan veya manyetik uyarım tedavisi olanakları hastaya göre ele alınarak karar verilmelidir. Emzirme döneminde tüm psikiyatri ilaçları süte geçmektedir.