Fazlaca İçselleşmek, Üretmek, Üretebilmek…
Bedenimize karşı aşırı hassaslaştık değil mi? Sadece fizyolojik sağlık değil, ruh sağlığının da önemini fark ettiğimiz günlerdeyiz. Evdeyiz dışarısız bir hayat yaşamaya çalışıyoruz. Evdeyiz, içerdeyiz, kendi içimizdeyiz… İnsan kendi içine yöneldikçe her şey zorlaşıyor gibi. Bu yüzden hep dışarıya açılmamız gerekiyordu sanırım. İnsan içinde kaldıkça, dışarıya yönelmedikçe bütün duyularımız sanki her bir noktasına kadar kendini hatırlatıyor gibi. Bedene karşı hassaslık. Kaygı, endişe artmış durumda, hafif boğazım ağrısa virüs mü kaptım diye endişelenirken, bin bir türlü kılığa girerken, bedenim başka bir bölgesinde hafif bir ağrı olsa ya da yorgunluk çökse virüs kaptım işte diyecek gibiyim.
İnsan algısı önemli şey, hassas şey. İçimize yöneldiğimiz ve sürekli dışarıdan duyduğunuz baskıyla kaygı daha da artıyor, bedendeki hisler artıyor, bedeni duyumsadıkça kaygı daha da artıyor, kaygı arttıkça beden daha da şiddetleniyor diye dönüp duran bir döngü halinde. En sonunda da beden gerçekten hastalanıyor. Bu sanıyorum şuna benziyor insan kulağını normalde hissetmez ama kulağa ağrıyınca kulağını hisseder, oraya yönelmiştir çünkü ve kulağına ne kadar yönelirse ağrısı o kadar şiddetlenir.
Her şeyin dengeli olması, yeterince olması ne kadar önemli değil mi? Yeterince içerde dışarıda olmak. Hayatımız gibi. Yeterince içeride olmak ve yeterince dışarıda olmak, yeterince kaygı ve yeterince rahatlık, yeterince içselleşmek ve yeterince dışsallaşmak. Fazlaca içselleştiğimiz, evde olduğumuz şu dönemde kendimizi koruyabilmeliyiz. Kendimizi korumaktan kasıt kendimizi yeterince dinledikten sonra üretmek, üretime geçebilmek. Ara ara zamanlarda, keşke bugün bu olmasaydı, şu olmasaydı, iş olmasaydı evde şunu yapardım dediğiniz günlerde yapmak istediklerinizi düşünceden ziyade eyleme, gerçeğe dökebilmek önemli. Evde bugün bunu yapacağım deyip sadece o şeyi yapıyor olmanız sizde daha çok tatmin duygusu oluşturacaktır. Şu süreçte keyifli müzikleri dinlemek, yoga yapmak, örgü örmek, dolap temizlemek, puzzle yapmak, albüm için çıkarılacak resimleri seçmek, kitap okumak, evde egzersiz yapmak özellikle evde bir şeyler yazabilir, çizebilir veya mutfakta gönlünüzden geçen şeyleri yapabilirsiniz ki üretmek her zaman insanın ruhuna güzel gelenlerden. Benim yapmayı en çok sevdiğim mutfakta bir şeyler üretebiliyor olmak. Hem üreten hem beslendiğim hem de besleyebildiğim etkisi var. Ve ben en keyif aldığım yerde mutfakta yemek yaparak bir şeyler üretmeye çalışıyorum, bazı zamanlarda okumaya ve bir şeyler yazmaya çalışıyorum, yazarak üretmeye çalışıyorum ki sizlerde beslenebilseniz diye. Herkesin üretebileceği bir şeyler vardır mutlaka. Üretmek tabi sadece bu klasik şeylerden de geçmiyor içinizden ne gelirse. Evde sıkıldık demeyin çünkü ev ilk ait olduğumuz yer. Yapılacak tonlarca şey var, üretme, üretebilme zamanı. Virüs ne kadar üretiyorsa kendini, bizde üretmeliyiz. Virüsü durdurmak için, fazlaca içselleşmemizi durdurmak için. Dışarı açılabilmek için. Daha çok üretmek için. En kısa zamanda bu virüsün hayatımızdan çıkması ve sağlıklı günlerin tekrardan hayatımıza girmesi temennisiyle.. #evdekal