Psikiyatri – Ruh Sağlığı

Evde Kalma Sürecinin Klostrofobik İnsanlara Etkisi Nedir?

Gündemimizde son zamanlarda, tüm dünyayı derinden etkileyen Covid-19 yer alıyor. Bu sorun kişilerin günlük yaşamını, sosyal yaşantılarını oldukça etkiledi. Hastalığa yakalanma riski, virüs salgınının ne zaman son bulacağını bilememek, belirsizlik, salgın sürecinde yaşanabilecek sosyal ve ekonomik zorluklara yönelik sıkıntı yaşamak ve en önemlisi kendimizi ve ailemizi bu süreçte nasıl koruyacağımıza yönelik endişelerimiz ister istemez yoğun stres ve kaygı yaşamamıza neden olabilmektedir. Asgari düzeyde korku ve kaygı yaşamamız olağandır.

Koronavirüsle birlikte doğan psikolojik rahatsızlıklar

Ancak özellikle bazı psikiyatrik rahatsızlıklarda bu korku ve kaygılar tetiklenebilmektedir. Örneğin; Mizofobi mikrop korkusu olarak geçmektedir. Araştırmalara göre normalde bu korku, toplumda belli bir oranda bulunurken yeni bir fobi olan koronafobiyle beraber artacağı öngörülmektedir. Bununla beraber, Obsesif Kompulsüf Bozukluk, Kaygı Bozukluğu tanısı olanlar, toplu ulaşımdan kaçınan, kapalı ve kalabalık ortamlara giremeyen, sağlığıyla ilgili aşırı endişelenen, işine odaklanamayan, haberlerden aşırı etkilenen ve bu nedenle günlük rutinlerini sürdürmekte zorlanan kişiler bu süreçte tetiklenebilir.

Klostrofobi hastalarının evde kalma süreci

Klostrofobi, kapalı yerlere karşı ya da çıkış bulamama korkusuyla oluşan sebepsiz, mantık dışı korku ve panik anlamına gelir. Baş dönmesi, titreme ve kalp atışlarında hızlanma klostrofobiyle ilgili tipik semptomlardır. Bunların yanında nefes darlığı, mide bulantısı, da gözlemlenebilir. Klostrofobisi olan hastalar özellikle bu evde kalma sürecinde içsel sıkıntı ve bunalma ile karşı karşıya kalabilirler. İlk adım bu süreci kabul etmektir. Koronavirüs riskinin kendimiz ve sevdiklerimiz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için psikolojik sağlamlığımızı artırmak önemlidir. Ev içinde bir açık balkon var ise kendimizi iyi hissetmediğimiz de, bunaldığımızda buraya çıkmak, bilişsel anlamda olumlama yapmak, kişinin ruhuna iyi gelen faaliyetleri yapması, nefes ve gevşeme egzersizleriyle desteklemesi gerekir.

Klostrofobi hastaları evin küçük odasında bile korkabilirler

Klostrofobi hastaları için tetiklendikleri alan birçok yer olabilir. Asansör, uçak, tren, araba vb. hatta bazen bir evin küçük bir odası bile korkuya neden olabilir. Bu korku kişiden kişiye değişmekle beraber kendilerini güvenli hissettikleri alan değişebilmektedir.

Klostrofobisi olanlar uzun süre evde kalırsa kötü sonuçları olur mu?

Evde kaldığımız süre zarfında, süreci ne kadar verimli ve kaliteli geçirdiğimizle önemlidir. Sürekli boş duran, hiçbir işle meşgul olmayan bir kişi zihninde kurabilir, olumsuz otomatik düşünceler geliştirebilir, bununla beraber kaygı seviyesinde artış gözlemlenebilir. Uzun süre evde kalmak kişileri olumsuz düzeyde etkileyebilir. Ancak bu kişiden kişiye, kaygıyla baş edebilme gücüne bağlı olarak değişecektir. En önemli adım kişilerin kendilerini bu duruma hazırlaması ve bu durumu kabul etmeleridir. 

Bu durumla baş edebilmek için:

Psk. Sema Özcan
  1. Koronavirüs salgını ile ilgili haberleri 7/24 aralıksız ve aşırı şekilde takip etmekten, sürekli tekrarlayan görüntüleri ve tartışmaları izlemekten kaçının. Medyayı sağlıklı kullanın.
  2. Virüsle ilgili korunma yöntemlerine ve yeterli tedbiri almaya dikkat edin.
  3. Düzenli beslenmeye, düzenli uyku uyumaya, her gün fiziksel egzersiz yapmaya önem gösterin.
  4. Bu süreçte zihin olumsuz düşünceler geliştirebilir. Bu düşünceler geldiğinde uyarılar ve öneriler doğrultusunda gerekli önlemleri aldığımda kendim ve sevdiklerim için olası riskleri azaltabilirim, gerektiğinde yardım isteyebilirim gibi telkin cümleleri geliştirin.
  5. Hissettiğiniz duyguların normal ve geçici olduğunu kabullenin.
  6. Kendinize zaman ayırın. Ruhunuza iyi gelecek etkinlikleri keşfedin.
  7. Kendi stresinizi yönetmek için nefes egzersizleriyle destekleyin.

Nefes egzersizi nasıl yapılır?

Örnek: Rahat bir konumda oturun. Gözlerinizi kapayın, sadece aldığınız nefesi, nefesinizin giriş ve çıkışını düşünün. Nefes alırken burnunuzu, verirken ağzınızı kullanın.

Nefes alırken şu kelimeleri defalarca düşünün “gevşiyorum, düzenli ve düzgün nefes alıyorum, taze hava ciğerlerime doluyor ve çıkıyor, sakinlik hissediyorum.”

Ciğerlerini havayla doldurup derin bir nefes alın(3sn), nefesinizi tutun (3sn) ve şimdi 6 sn kadar sürede nefesinizi yavaşça verin.

Bu kaygının hayatınızı olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız gündelik hayatınızdaki aktivitelerde hasta olma kaygısıyla aksaklıklar yaşanmaya başladıysa bir ruh sağlığı uzmanından destek almayı ihmal etmeyin.

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir