Estetik / fonksiyonel burun ameliyatları
Burun estetiği ameliyatı (rinoplasti, rhinoplasty) resmi istatistikler bulunmasa da ülkemizde hem kadınların hem de erkeklerin en sık yaptırdığı estetik ameliyattır. Bu ameliyat bazen sadece estetik amaçlı olarak yapılsa da çoğu kez burundan nefes alma sorunlarını düzelten işlemler de ameliyata dahil edilmektedir (septorinoplasti, fonksiyonel rinoplasti).
NASIL BİR AMELİYAT?
Burun, her ne kadar insan vücudunda nispeten küçük bir organ olsa da, tam yüzün ortasında yerleşmiş olması, nefes alma gibi hayati bir işleve sahip olması ve çok sayıda farklı dokuyu bulundurması açısından ameliyatı teknik olarak zordur. Örneğin görsel ve estetik olarak bazı bölgelerin (birimler, üniteler) değiştirilmesi diğer bölgelerde estetik olmayan görüntülere yol açabilir ya da işlevsel birimlerde sorunlara yol açarak nefes almada zorluklar ortaya çıkarabilir. Burun estetiğinde amaç, burun içindeki kıkırdak, kemik, örtücü doku, bağlar gibi anatomik yapıların miktarını, şeklini ve yapısını değiştirerek buruna yeniden şekil vermektir. Bu işlem sanıldığı gibi heykel hamuruna şekil verme işlemiyle benzerlik göstermez. Daha çok bir binaya şekil vermeye benzer. Bir bina yapılırken nasıl ki temel, kolonlar, duvarlar, kirişler ve çatı gelişigüzel ya da sadece görselliğe hitap edecek şekilde yapılamıyorsa, burun ameliyatı yapılırken de benzer kurallar geçerlidir. Burun estetiği ameliyatını sadece görsel, sanatsal bir yaklaşımla açıklayabilmek doğru değildir. Sanatsal bir bakışın yanında analitik bir mühendislik ve teknik beceri vazgeçilmezdir. Plastik cerrahi ameliyatları arasında cerrahi açıdan yapılması belki en zevkli ama tatmin edici sonuçların alınmasının en zor olduğu ameliyattır.
Teknik olarak lokal anesteziyle de yapılabilse de ben bütün hastalarım da genel anesteziyi (uyutularak) tercih ediyorum. Sadece ufak revizyonlarda lokal anestezi yeterli olabiliyor. Ameliyat öncesi anestezi doktoru ile görüşülerek gerekli planlama yapılıyor. Her ne kadar küçük bir ameliyat gibi görünse de tam teşekküllü bir hastanede yapılması şart.
Burun ameliyatının en sevilmeyen taraflarından biri de tamponlardır. Muhtemelen sizleri de bu konuda korkutacak daha önce burun ameliyatı olmuş arkadaşlarınız vardır. Ameliyat esnasında burun bölmesindeki kıkırdağın yaşaması ve burun şeklinizin korunması için burun içi uzun tamponlar konulması gerekmektedir. Ben daha çok burun bölmesi için bu işin büyük kısmını dikiş atarak hallediyorum, göreceli olarak kısa (15-20 cm) tamponlar böylelikle yeterli olabiliyor. Ancak burun bölmesinde ciddi düzeltmeler yaptığım hastalarda tampondan daha uzun süre kalması için tampon yerine silikon splintler kullanmayı tercih ediyorum. Bu splintler hava kanallı olduğu için az da olsa burundan nefes alma şansı sağlamakta. Ancak her hastaya silikon splint kullanmak doğru bir yaklaşım değildir. Önemli olan, uygun hastaya uygun materyal kullanmaktır. Dış burun kemiklerine verilen şeklin korunması için alçı ya da sert plastik atel kullanmaktayım.
Ameliyat sonrası 3-4 saat bir şey yemek ya da içmek yasak. Sonrasında sıcak olmayan her şey yenilip içilebilir. İlk 24 saat aralıklı buz uygulanması yararlı olmakta. Öğleden önce yapılan ameliyatlarda akşam herhangi bir sorun olmazsa hasta eve gidebilir. Öğleden sonra yapılırsa ertesi gün sabah taburcu edilmekte.
AÇIK MI KAPALI MI?
Burun ameliyatları günümüzde açık ve kapalı yöntem olarak iki farklı şekilde yapılmaktadır. Ben, her iki yöntemi de aktif olarak kullanıyorum. Bu yöntemler sanıldığının aksine birbirine karşı iki yöntem değildir. Yine sanıldığının aksine açık yöntem daha yeni ve modern bir yöntemdir. Hangi yöntemin seçileceğine cerrahın konu üzerindeki tecrübesi daha etkili olmakla birlikte her iki yönteme ait farklı avantajlar ve dezavantajlara göre hasta durumu göz önünde bulundurularak seçim yapılmalıdır.
Kapalı yöntemde burun dışından görülecek bir kesi, dolayısıyla dikiş, ve yine dolayısıyla dikiş izi olmaz. Görüş ve ulaşım zorluğu nedeniyle aynı kesiden burun nefes yolları ile ilgili major işlemler yapılamaz. Ortalama bir ameliyat 45 dakika ile 90 dakika arasında değişir. Yine ağır burun ucu şekil bozukluklarında, ağır doku kayıplı burunlarda bu yöntemin seçilmesini uygun bulmuyorum. Burundan nefes alma şikayeti olmayan ya da burun yeni şekliyle burundan nefes alma zorluğu oluşmayacak hastalarda, burun ucunda büyük değişikliğe gerek görmediğim hastalarda, ufak revizyonlarda kapalı yöntemi tercih etmekteyim.
Açık teknik burun ameliyatında burun ucu orta kısımda yapılan 2-3 mm lik deri kesisi ile burun kıkırdak yapıları ortaya konur. Şekil ve nefes ile ilgili yapılara tam ulaşım ve hakimiyet sağlanır. Ortalama ameliyat süresi 60 dakika ile 120 dakika arasında değişir. Komplike ameliyatlar ise 6 saate kadar uzayabilir. Yapılan kesi 1-2 ay sonra hemen hemen iz kalmayacak şekilde iyileşir. Birçok hastanın ameliyat öncesi aklında önemli bir soru olarak kalan bu iz daha sonra unutuluyor. Açık teknik ameliyattan sonra oluşan şişlik, özellikle burun ucunda kapalı yönteme göre daha uzun sürede iner. Ancak ameliyatın hemen sonrasında oluşan şişlik, morluk gibi bulgular daha çok kişisel faktörlere, ameliyatta yapılan işlemlerin ağırlığına ve ameliyat süresine bağlıdır.
Hangi tekniğin uygulanacağı hastalara sunulan bir seçenek değildir ancak hasta hangi tekniğin neden seçildiği konusunda bilgilendirilmelidir.
NASIL BİR BURUN?
Bir çok hasta bu soruya kısaca “daha küçük bir burun” diye cevap vermektedir. Ülkemiz koşullarında bu doğrudur. Günümüzde estetik burun ameliyatı anlayışı mümkün olduğu kadar doku çıkarıp burunu küçültmekten çok, daha az doku çıkarıp dokuların dağılımını değiştirmeye yönelmektedir. Böylece daha önce sizi tanımayan birinin ilk sorusu “burnunu mu yaptırdın?” olmayacaktır. Aynı felsefe nefes ile ilgili işlemlerde de geçerlidir.
Burun ameliyatı standart bir ameliyat değildir. Her kişinin burun yapısı tek tek bakıldığında farklıdır ve herkes için standart bir “güzel burun” modeli yoktur. Kişinin yüz yapısı, cinsiyeti, kemik çıkıntıları, gözleri, dudakları hatta ruh yapısı bile yapılacak yeni burun şeklinde etkiye sahiptir. Bu şekil kelimelerle ya da başka birisinin fotoğrafını göstererek anlatılamaz. Nasıl ki giysi alırken vitrinde ne kadar güzel dursa da üstümüzde denediğimizde aslında bize pek yakışmadığını fark ediyorsak burun ameliyatı olurken de beklentimizi tek başına burun şeklinden çok yüzümüzde nasıl duracağını düşünerek belirlemeliyiz. Günümüzde bu konuda bize yardımcı olan bilgisayar programları mevcut. Çekilen standart bir fotoğrafla burun üzerinde oynamalar yapılarak ameliyat sonrası burun şekli simüle edilebilmekte. Böylelikle yüzünüze yakışan burun şeklinizi önceden görebilmek ya da en azından seçenekleri değerlendirmek mümkün. Tabii ki burnunuzun birebir bilgisayar simülasyonuyla aynı olacağı garantisini kimse veremez. Bu aşama daha çok hasta beklentisini öğrenebilmek, ameliyat planlaması yapabilmek ve hastaya ileride mutlu olamayacağı işlemlerden kaçınılması açısından daha çok kendim için uyguladığım bir işlem. Eğer hastanın kafasındaki burun şekli benim cerrahi olarak değiştirebileceğim aralıktaysa ameliyatı yapmayı uygun buluyorum.
RİSKLİ Mİ?
Bütün cerrahi işlemler, hatta cerrahi olmayan işlemler bile risklidir. Burun ameliyatı -eğer hayati riskler açısından düşünülecek olursa- aslında pek riskli bir işlem değildir. Ameliyat süresi çok uzun değildir ve normal şartlarda hayati bir boşluğa girilmez. Nadir anestezi riskleri bir yana bırakılırsa normal şartlarda en sık görülen komplikasyon ameliyat sonrası burun kanamalarıdır. Ameliyat öncesi yapılan tetkiklerinizde sık görülen kanama rahatsızlıkları belirlenebilir ancak daha nadir görülen hastalıkları önceden belirlemek mümkün olmaz. Eğer estetik burun ameliyatının yanında nefes ile ilgili ameliyatlar da uygulanmışsa kanama ihtimali daha da artar. Kanama genelde hayatı tehdit edecek seviyede bir kanama değildir ve basit müdahalelerde durdurulur.
Hemen hemen her cerrahi işlemden sonra oluşabilen enfeksiyon burun ameliyatlarından sonra nadiren görülür. Korunmak için ilaç tedavisi rutin olarak verilmektedir. Yine özellikle nefes yolları ile ilgili müdahalelerden sonra burun bölmesinde (septum) delik oluşabilir, nadiren cerrahi işlem gerektirmekle birlikte can sıkıcıdır. Ameliyat sonrası iyi bakım yapılmayan burunlarda iç yapışıklıklar oluşabilir, tedavisi kolaydır.
Estetik burun ameliyatlarından sonra meydana gelebilecek en büyük sorun tatmin olmayan sonuçtur. Ufak düzensizlikler, asimetriler ameliyat öncesi bir burunda kimseyi rahatsız etmezken ameliyat sonrası çok rahatsız edici olabilir. Özellikle önceden de normal ya da normale yakın burun şekline sahip olan hastalarda ameliyat sonrası tatmin edici sonuç almak her zaman daha zor olmaktadır. Kısaca, zaten güzel olan bir burnu daha da güzel yapmak çok daha zordur. Daha da güzel yapılsa bile küçük bahaneler bulmak her zaman daha kolaydır. Dünya üzerinde yapılan ortalama her 8-9 burun ameliyatından birisine düzeltme ameliyatı yapılmaktadır. Kendi hastalarımda çok daha düşük bir oran yakalamakla birlikte hal böyleyken kimse size ek bir ameliyat gerekmeyeceğinin garantisini veremez.
SIK SORULANLAR
Ameliyattan sonra burun ucu düşer mi?
Düzgün şekilde yapılan ve burun ucu desteğinin yeniden sağlandığı ameliyatlardan sonra burun ucunun düşmesi gibi bir olaya rastlanmaz. Burun ucu düşmesi daha çok nefes ile ilgili kapalı ameliyatlarda gereğinden fazla doku çıkarılmasına bağlı olarak ortaya çıkar ki bunun tedavisi de estetik burun ameliyatıdır.
Tamponlar çekilirken çok canım yanar mı?
Kişiden kişiye değişmekle birlikte şu ana kadar çoğu hastamın tepkisi “o kadar da kötü değilmiş” oldu. Tabii bunda septum dikişinin ve kısa tamponun da etkisi var.
İsteyen herkes burun ameliyatı olabilir mi?
16 yaşını doldurmuş kızlar ve 17 yaşını doldurmuş erkeklerin tıbbi açıdan bu ameliyatı olmalarında sakınca yoktur. Bunun dışında, ameliyatın gerekliliği ve getirecekleri konusunda doktorunuzla konuşup ortak bir noktada buluştuğunuz takdirde ameliyat olabilirsiniz.
Daha önce burun ameliyatı geçiren birisine yeniden burun ameliyatı yapılır mı, nasıl yapılır?
Plastik cerrahinin uğraş alanlarından biri de revizyon rinoplasti (düzeltme ameliyatı) dır. İlk ameliyattan farklı olarak düzeltme ameliyatları daha çok rekonstrüktif (yeniden oluşturma) basamaklar içerir. Misal, eksik olan parçalar burun içinde kalmadığı için başka bölgelerden alınması gerekebilir. Sonuç ve riskler konusunda ilk ameliyat kadar başarılı sözler söylemek uygun olmaz.
İstediğim birinin burun şekline sahip olabilir miyim?
Cerrahi tekniğin izin verdiği aralıkta burun şekliniz değiştirilebilir. Elbette istediğiniz bir buruna benzer bir burun yapmak mümkün olabilir. Ancak burada önemli olan o burun yapısının size yakışıp yakışmayacağıdır.
Plastik cerrah mı, kulak burun boğaz uzmanı mı?
Yasal olarak her iki branş da bu ameliyatı gerçekleştirebilmektedir. Her iki branştan da bu ameliyatı çok iyi yapan hekimler bulunmakla birlikte düzeltme ameliyatlarını genelde plastik cerrahlar yapmaktadır. Kişisel önerim, revizyon (düzeltme) ameliyatını da yapabilen doktorlar seçmeniz ve bu konuda önceden doktorunuzla konuşmanız.
Burnumda kemik varmış, ne yapmam gerekiyor?
Önemli olan size ne söylendiği değil, şikayetinizin ne olduğu. Her insanın burun içinde ve dışında kemik, kıkırdak, et vs. olması gayet doğaldır. Eğer şikayetiniz nefes almada güçlük ise bu “kemik” eğri septum (burun bölmesi) olabilir. Beraberinde burun dış kısmında eğrilik ve kemer de bulunması nadir değildir. Şikayetleriniz ve muayene sonucuna göre tedavi belirlenir.
Burun kemerinden (hump) memnun değilim, biraz törpüleseniz olmaz mı?
Yukarda da belirttiğim gibi, burun bir heykel hamuru değil bir bina gibidir. Bir binayı sadece çatısını alarak bir boy küçük hale getiremezsiniz. Dahası, çatısını aldığınız bina işlevsel bir bina olmaktan çıkar. Törpüleme işlemi küçük düzeltmeler dışında tek başına burun estetiği için kullanılmaz. Bu işlemi özellikle yapılan diğer işlemlere (septoplasti vs) ek uygulanan bir bonus olarak görmeyin, bu konudaki tekliflere uzak durun.
Ne zaman çalışabilir, denize girebilirim?
Sağlık açısından ameliyat sonrası ilk 3 gün dışarı çıkmanızı bile önermem. Evinizde serin bir ortamda istirahat etmeniz en uygunu olacaktır. Başınızı öne eğmeden dilediğiniz şeyle meşgul olabilirsiniz. Tamponlar çıkarıldıktan sonra sağlık açısından dışarıya çıkmanızda, ufak tefek işler yapmanızda hatta duruma göre çalışmanızda sakınca yok ancak sosyal açıdan burun üzerinde alçı olması size biraz sorun çıkarabilir. Alçı çıkıncaya kadar su değmemesi için banyo yapamazsınız, kuaförler bu konuda size yardımcı olacak ve en azından saçlarınızı yıkayacaktır.
Alçı çıkarıldıktan sonra burun üzerine şeklin korunması ve ödemin azalması için ince bantlar koyulur. Ertesi gün yıkandığınızda bu bantlar kendiliğinden düşer. Burnunuza içme suyu çekmediğiniz takdirde istediğiniz kadar yüzünüzü yıkayabilir, yıkanabilirsiniz.
Deniz suyu burun ameliyatlarından sonra zaten önerilen bir tedavi olsa da denize girmek için 3 haftanın geçmesini tavsiye ederim. Bu süre güneşe çıkmak için de uygun olacaktır, güneşten koruyucu kremleri şiddetle tavsiye ediyorum ayrıca. Denize girilecekse bile dalma, atlama gibi atletik girişimlerden uzak durulmalı. Havuz için ise en az 2 ay geçmesi gereklidir. Gözlük kullanma için de yine 2 ayın geçmesi uygun olacaktır.
Burnum son şeklini ne zaman alır?
Yapılan ameliyata göre değişmekle birlikte ilk burun ameliyatıysa ve özellikli bir işlem yapılmadıysa ilk ayın sonunda şişliklerin %50-60 ı geçecektir. Bir çok kitapta ve kaynakta burun şeklinin 6 ay ile 2 yıl arası son halini aldığı yazmaktadır. 2-3 ay sonunda burun son halini çoğunlukla alır. 6 aydan sonra çok fazla değişmez. Ama ikinci bir ameliyat gerekse bile 1 yılın geçmesi beklenmektedir.