Estetik burun ameliyatları bizim branşımızda en çok ilgi uyandıran, en sık sorular sorulan ameliyatların ilk sıralarındadır. Sorulan soruların büyük kısmı ameliyat sonrası ile ilgilidir.
Hasta haklı olarak ameliyatın zorluğu, hangi tekniğin kullanıldığı, ameliyat olacak burundaki avantaj ve dezavantajlar, cilt yapısının etkisi, daha önceki bir burun operasyonun etkisinin olup olmadığını meraktan çok daha fazla sonucu merak eder. Aslında estetik burun ameliyatı olan bir hasta için çok normal bir şeydir, çünkü sonucunda mutluluk beklemektedir.
Çok sık estetik ve fonksiyonel burun operasyonu yapan birisi olarak, sizlere tıbbi bilgiden daha çok bilmeniz gereken konular, bana en çok sorulan sorulan konular hakkında bilgiler vereceğim.
Septum deviasyonu ( burun orta bölmesi eğriliği) insanların %85’inde vardır. Bu hastaların büyük kısmına ameliyat gerekmez.
Sağlık problemi yapan, baş ağrısı, burun tıkanıklığı, sinüzite sebebiyet veren deviasyonlara operasyon öneriyoruz. Hastaların bir kısmı “septum ameliyatı olmuşken rhinoplasti de olayım” diye düşünür.
Bu düşünce hem doğrudur, hemde değildir. Eğer bir kişi estetik ameliyat olmayı istiyorsa, tabiî ki burun içindeki septum ameliyatı ile birlikte olması doğrudur.
Hem zaman olarak, hem ameliyat sayısını azaltmak için, hemde daha sağlıklı bir ameliyat olmak için iki ameliyatı birlikte olmak doğru tercihtir. Fakat kişinin estetik ameliyat olma düşüncesi belirgin değilse, septum ameliyatı olması önerildiğinde bu iki ameliyat aklına geliyorsa, o zaman doğru karar vermek zorundadır.
Estetik ameliyat olmasamda olur diyen kişi, bazı özel durumlar dışında sadece ihtiyaç olan ameliyat dışında kafasını karıştırmamalıdır. Çünkü estetik ameliyatın ek zorlukları var ve iyileşme süreci daha uzundur.
Bazı çökmüş, yana yatmış, çocuklukta travma geçirmiş burunlarda septum ameliyatında elde edilebilien kıkırdaklar burun iskeletini sağlamlaştırmak için kullanılır.
Septum ameliyatı daha önce olunmuşsa, ihtiyaç olan kıkırdaklar enkolay ve ensağlıklı olan burundan elde edilemez. Böyle durumlarda kulaktan, kaburgadan kıkırdak transferleri yapılabilir.
Burun yapısı mekanik ve fonksiyonel olarak tamamiyle iç içedir.
Ameliyatlarda çok önemli kural; estetik yaparken fonksiyonu, fonksiyonla uğraşırken estetiği bozmamaktır. En güzel sonuçlu fakat nefes alamayan veya çok iyi nefes alan fakat güzel ve doğal olmayan sonuçlar kimseyi memnun etmez.
Rhinoplasti ameliyatlarında ortalama olarak burun hacmi %13 küçülür. Nefes almada az miktarda sorunu olan kişinin ameliyatı sırasında burun içindeki problemleri halledilmezse, idare eden burun solunumu sıkıntılı hale gelebilir.
Bu nedenle, eğer hastanın burununda nefesle ilgili az miktardada olsa problem varsa, ameliyat anında düzeltilmelidir. Rhinoplasti ameliyatları sonrası, ameliyat için yapılan insizyonlar(kesiler) nedeniyle iyileşme döneminde geçiçi olarak nefes almada zorlanma hissi olabilir. Dokulak iyileşip ödem geçince ve dokular normale dönünce bu şikayetler kaybolur.
Ameliyat tekniği olarak açık veye kapılı yaklaşımlar uygulanabilir. Bazı doktorlar hepsini kapalı teknikle, bazıları hepsini açık teknikle ameliyat ederler. Benimde içinde olduğum gruptaki doktorlar hastanın ameliyatının özelliklerine göre kapalı veya açık teknikle ameliyat tercih ederler.
Bu konu ile ilgili toplantılarda yapılan tartışmaların genelde sonucunda,” doktor hangi tekniği seçiyor ve rahatsa o teknik doğrudur”. Sonucuna varılır. Aslına bakarsanız, bu konu hastanın yorum yapacağı bir konu değildir.
Doktorunuza güveniyorsanız, bu konu sizi ilgilendirmez. İki teknik arasındaki fark sadece başlangıçta burun alt ucundan yapılan kesi ile başlanması ve ameliyat sonrasında dikiş olması ve 1 hafta sonrasında dikişlerin alınmasıdır. Genellikle görünen bir dikiş izi kalmaz.
Açık teknik rhinoplasti bazı özel durumlarda, örneğin; revizyon(düzeltme) ameliyatları, greft ihtiyacının olduğu, burun ucunun (tip bölgesi) problemli olduğu hastalar gibi durumlarda daha iyi sonuçlar elde edilebilir.
Ameliyattan sonra 2 gün boyunca artan burun ve göz çevresine morluk ve şişlik oluşur. 2. günden sonra şişlikler azalmaya başlar. Ortalama 1 hafta burun sırtında koruyucu maske veya alçı kalır. Maske çıktıktan sonra burun hala şiş fakat şekilli olarak izlenir.
Ortalama 1. ayda, “sana ne oldu?” denemeyecek kadar şişlikler ve morluklar kaybolur. Burun şeklinin kabaca son hali 6. ayda oluşur.
Revizyon ameliyatları (düzeltme, 2. ameliyat) 6. aydan önce yapılamamalıdır. Ameliyat sonrası bakımda doktor takipleri ve önerileri olur. Morluk oluşumunu azaltan kremler bazı durumlarda kullanılabilir.
2 ay süresince gözlük takmak, güneşlenmek, kontakt sporlar yapmak ( boks, futbol, basketbol, karate gibi toplu tekmeli sporlar) yasaktır. Ameliyatın 15. gününden itibaren yüzmek, koşmak gibi sporlar yapılabilir. Estetik ameliyatlar sonrası masaj benim rutin önerim değildir.
Asimetrik iyileşme uzamış ödem olursa probleme özel masajlar önerilebilir.
Antalyada doktorluk yaptığım için, seyahat için gelen hastaların “ameliyat olursam ne zaman gidebilirim ?” sorusunu çok duydum.
Böyle özel bir ameliyat sonrasında 10 gün doktor kontrolünde kalmak iyi olur. Seyahat etmekte, uçak veya karayolu ile 4-5. günden sonra problem olmaz. Pansumanlar, varsa dikiş alınması için bir doktara ara ara ihityaç olur.
Normalde ilk kontroller sık aralıklarla, daha sonra ara açılarak 6. aya kadar yapılır. Ameliyat öncesi mutlaka en az 6 yönden fotoğraf çekilmelidir. Ameliyattan sonra 6. ayda tekrar fotoğraf çekilir.
Estetik burun ameliyatının mevsim olarak yapılmasında çok özellik yoktur. Her mevsimde yapılabilir. Ameliyat sonrası 2 ay güneşten koruma gerektiği için yaz aylarında korumak için özel önlemler (şapka takma, yüze koruma derecesi yüksek güneş kremlerini kullanma) gerekir.