Estetik ve estetik cerrahi günümüzde çok sık duyulan sözler. Oysa 1900 lerin başlarında estetik biliniyordu ama anlamı tamamen farklı idi. Daha çok güzel sanatların temel unsuru olarak tanınıyordu. İnsanlarda estetik cerrahi işlemleri o yıllarda pek mevcut değildi.
İlk estetik denilebilecek uygulamalar daha çok tıbbi zorunluluktan doğan ameliyatlar idi. Çok büyük memeler kişinin günlük yaşamını büyük ölçüde zorlaştırır ve bunların ameliyat ile küçültülmeleri çok eski yıllara dayanır. Ancak o dönemlerde memelerin büyük bir kısmı ampute edilerek (kesilerek) çıkartılıyor ve kalan memenin estetik görüntüsüne hiç önem verilmiyordu. Genel anlayış sağlıklı olmayı sağlamaktı. Güzellik cerrahın işi değil gereksiz bir teferruattı. Şişmanlık için yapılan cerrahiler ise yalnızca çok sarkık olan karın derisinin fazla kısımlarını keserek almaktan ibaretti.
Yüz güzelliğinde burun görüntüsünün önemi çok iyi bilinmesine karşın uzun yıllar burun estetiği ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamıştır. 1900 lerde burun güzelleştirme ameliyatları önce uzun burunların kısaltılması ile başlamış ve 20. Yüzyılın ikinci yarısında büyük ilerleme kaydetmiştir.
Estetik Cerrahi normal yapıların daha güzel görünmeleri ile ilgilendiği için tutucu hekimler tarafından kolay kabul görmemiştir. Genellikle güzellik için yapılan ameliyatlar hastanelerin gereksiz olarak meşgul edilmesi şeklinde algılanmış ve hayat kurtarıcı işler arasında bunlara yer vermenin lüks ve gereksiz olduğu vurgulanmıştır. Bu görüş uzun yıllar estetik cerrahinin eğitim kurumlarının dışında kalmasına ve yalnızca kendi başına çalışan hekimler tarafından yürütülmesine yol açmıştır.
Yüzün derisinin kimyasal maddeler ile soyulması günümüzde sık olarak uygulanmaktadır. Oysa bunu ilk yapanın eğiimsiz, sıradan bir kadın olduğu anlaşılmıştır. 1900 lü yıllarda Amerika’da New York ve büyük şehirlerde zengin ve yaşlı kadınlar arasında çok iyi bilinen bir kadın varmış. Bu kadın belirli tarihlerde büyük şehirlerdeki lüks bir otele gelir ve otel odasında müşterisi olan kadınların yüzlerine özel bir madde sürerek derinin soyulmasını sağlarmış. Soyulan kısımların iyileşmesi ile ortaya çıkan yeni deri eskisine göre daha genç ve diri görünürmüş. Bu söylentileri izleyen bir doktor bir şekilde bu kadına ulaşmış ve (belki de büyük paralar vererek) kullandığı maddenin ne olduğunu öğrenmiş. Bugün tıp çevelerinde hala yaygın olarak kullanılan phenol peeling (fenol ile yüz derisini soyma) metodu bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Estetik Cerrahinin ortaya çıkması ve kendini kabul ettirmesi tartışmasız olarak Plastik Cerrahinin ilerlemesi ile olmuştur. Özellikle 1. ve 2. dünya savaşlarında pek çok asker yüzünden yaralanarak insan içine çıkamaz hele gelmişlerdir. Sağ kalabilen ancak güzelliğini kaybetmiş bu insanlara Plastik Cerrahi sahip çıkmıştır. Bozulmuş bir görünümü tekrar düzeltmek bazan bir insanı canlı tutmaktan çok daha zor bir iştir. Görüntüleri insan içine çıkamayacak hale gelen bazı askerler çözümü intihar etmekte bulmuşlardır. Plastik cerrahların bu kişileri topluma kazandırma çabaları günümüzde de devam etmektedir. Bu çaba sırasıda edinilen deneyimler “Estetik Cerrahi” denilen bir dalı ortaya çıkarmıştır. Ancak adındaki estetik kelimesi genellikle yaşam için şart olmayan anlamına geldiği için günümüzde bile sağlık sigortaları tarafından güvenceye alınmamakta ve devletin sağlık hizmetleri arasına girememektedir.
Bu arada güzellik için olan tedaviler ile sağlık için yapılan tedavilerin arasında kesin bir sınır olmadığını belirtmek gerekir. Memesi biraz normalden büyük ve sarkık olan bir kadın ameliyat olarak güzel memelere sahip olmak istediğinde bu estetik sayılmaktadır. Buna karşılık kamburluk ve omurga hasarı yapacak kadar büyük memeler “dev meme – giant breast” olarak isimlendirilmekte ve tedavileri devlet tarafından karşılanmaktadır. İşte dev meme ile büyük meme arasındaki sınırı belirlemek gerekir. Amerika ve Avrupa’da sağlık sigortası veren kuruluşlar çıkartılam meme dokusunun ağırlığına göre ameliyatı gerekli veya estetik olarak değerlendirmeye başladılar. Örnek verirsek her bir memeden 500 gr veya daha fazla doku çıkartıldığında bu ameliyat gerekli kabul edilirken 490 gr doku çıkartıldığında estetik kabul edilebilmektedir. Ayni örneği burun ameliyatları için de verebiliriz. Burunda görünen bir eğrilik olsun veya olmasın nefes alma sorunu yaratan iç çıkıntı veya eğrilik (deviasyon) lerin tedavisi sağlıklı olmak adına sigorta kapsamına alınmışlardır. Ancak nefes alması normal ama dışardan eğri görünen burunlar ise sigorta kapsamında değillerdir. Bu da sorun yaratmaktadır. Bazı hekimler uygunsuz bir şekilde estetik burun ameliyatlarını tıkanıklık açma ameliyatı olarak bildirip devletin olanaklarını kullanarak ameliyat etmekte ve bunun sonucu olarak da çeşitli yasal sorunlarla karşılaşabilmektedirler. Aslında bazı burun tıkanıklığı ameliyatlarını burundaki görünen eğriliği düzeltmeden tedavi etmek mümkün değildir. Bu durumda ameliyat estetik mi yoksa tedavi edici olarak mı değerlendirilecektir?
İnsanlarda estetik uzun süre makyaj, giyim tarzı, saç ve yüz görüntüsü gibi dışarıdan değiştirilebilecek özellikler ile sınırlı olmuştur. Estetik cerrahi ise ameliyat ile gerçekleştirilebilen bir işlemdir ve yalnız bu konuda eğitim almış ve bunu diploması ile kanıtlamış hekimlerin yapabileceği bir iştir. Burun ameliyatı, karın germe, meme büyütme vs gibi işlemlerin başkaları tarafından yapılması hem mümkün değil hem de yasal değildir. Teknoloji güzellik isteğinin getirdiği pazarı çok iyi izlemektedir. Güzellik malzemeleri, kremler, rujlar, ojeler vs çok satan ürünlerdir. Ama güzellik için bunlar yeterli değildir. Kullanılması doktorların tekelinde olmayan ve kişilerin rahatça satın alabilecekleri ürün ve hizmetler de gereklidir.
Bu konuda ilk adım epilasyon konusunda atılmıştır. Gereksiz saç ve kılların temizlenmesi doktorlar tarafından dikkate alınmayan bir konu olmuş ve genellikle kuaförlerde çırak kızların eline verilen bir işlem olarak sürdürülmüştür. Epilasyon lazerleri bu işi çok kolaylatırmış ve güvenli hale getirmiştir. Başlangıçta yalnız hekimlerin kullanabilecekleri öne sürülen bu lazerler zamanla ucuzlamış ve günümüzde neredeyse her güzellik salonunda bulunur hale gelmişlerdir.
Laser ve diğer ışık cihazları ile yapılan tedaviler yalnız epilasyon ile sınırlı kalmamıştır. Laser ve mikrodalga ışınları kullanılarak ameliyata almadan ve görünen bir yara oluşturmadan deriyi germek ve sıkılaştırmak için çeşitli cihazlar üretilmiştir. Bu cihazların çoğu sıradan kişiler tarafından kullanılabilecek kolaylıktadır ve herhangi bir yerde (tıbbi ortam olması gerekmez) kullanılabilmektedirler. Tedavi alan kişiler boş oldukları birkaç saat içinde bunu yaptırıp tekrar işlerine geri dönebilmektedirler.
Botulinum toksini (Botox, Disport) önceleri yalnız uzman hekimler tarafından (nörolog, fizik tedavi uzmanı vs) kasılmaları önlemek amacı ile kullanılırken yüzdeki estetik faydaları keşfedildikten sonra hemen herkes tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bunun bir nedeni uygulamak için yalnızca bir enjektöre ihtiyaç duyulmasıdır. Bir şekilde bu ilacı bulabilenler bunu herhangi bir ortamda herkese yapabilmektedirler. Bu da evlerde botoks partileri verilmesine, güzellik salonu ve kuaförlerde botoks yapılmasına kadar uzanan kontrolsuz uygulamalara yol açmıştır.
Dolgu maddeleri de botox gibi kolay kullanılan estetik malzemelerdendir. Özel bir ortam gerektirmez ve ambalajdan çıkan enjektör ile hemen uygun yerlere verilebilir. Bu da hekim olmayan kişilerin ilgisini çekmekte ve yasa dışı kullanıma yol açmaktadır.
Kılçıklı iplikler ile ameliyathaneye alınmadan ayaktan yapılan güzellik işlemleri giderek yaygınlaşmaktadır. Bu ürünleri üretenler ameliyatların riskli olduğunu ve kendi ürünlerinin ayni işi ameliyatsız olarak yapabildiğini öne sürmektedirler. Bu söylemler güzel olmak isteyen pek çok insan için gerçekten çok çekicidir. Piyasada örümcek ağı ve pek çok etkileyici isim altında satılan bu ürünler geniş bir alıcı bulmaktadır. Ancak yararları henüz bilimsel olarak kanıtlanmamıştır ve uzun dönemdeki etkilerinin ne olacağı henüz bilinmemektedir.
Yukarıda anlatılan nedenler ile son zamanlarda güzelleştirme işlemleri için estetik cerrahi yerine estetik denilen mesleki bir kavram ortaya çıkmıştır. Burada cerrahi olmayan güzelleştirme işlemleri kastedilmektedir. Estetik olarak değerlendirilen işlemler ise botulinum ve dolgu enjeksiyonları, lazer ve ışık tedavileri ve deri altına batırılan çeşitli ipliklerle yapılan işlerdir. İnsanlar kolay, ağrılı olmayan ve ucuz olan bu tür girişimlere rağbet etmeye başlayınca yalnızca bunları uygulayan yeni meslek dalları ortaya çıkmıştır. Doktor veya sağlık personeli olmadığı halde bazı kurslardan sertifika alarak (bu kursları firmalar da düzenleyebilmektedir) “estetisyen” veya “estetik uzmanı” ünvanını kullanmaya başlayan pek çok kişi mevcuttur. Çok hızlı değişen günümüz yaşamında yasalar bu tür olayları takip etmek ve düzenlemekte çok yetersiz kalmaktadırlar.
Özet olarak günümüzde estetik işlemlerin önemli bir kısmının cerrahi olmadığını ve karın germe yüz germe vs gibi büyük estetik ameliyatların giderek daha az talep gördüğünü söylemek yanlış olmaz. Ekonomik açıdan getirisi büyük olan “estetik” sektörü hızlı bir şekilde tıp dışı insanlar tarafından uygulanır hale gelmektedir. Bu tür insanlar ise tıp etiği, insan hayatı ve hekimlik felsefesi gibi bilgilere sahip olmadıklarından kendilerine başvuranlara “hasta” olarak değil bir “müşteri” olarak davranmaktadırlar. Bunun doğal karşılığı olarak da estetik işlem yaptıran kişiler de onları “doktor” değil de bir kuaför veya manikür-pedikürcü gibi değerlendirmektedirler. Bu durum hekimleri ve özellikle “Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanları”nı çok rahatsız etmektedir. Zaman içerisinde taşlar yerine oturacak ve “estetik” konusunda sınırlar yeniden belirlenecektir.
Prof. Dr. Ege Özgentaş