Beslenme ve Diyet

Esnek ve dengeli bir yaşam: Fleksitaryen beslenme modeli

Hem insan sağlığına hem de gezegenin sürdürülebilirliğine katkı sağlayan “Fleksitaryen Beslenme”, bitkisel ağırlıklı beslenme modeline geçmek isteyenler için alternatif oluyor.

Son yıllarda, sağlık ve çevre bilincinin artmasıyla birlikte, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzı arayışında olan pek çok kişi, fleksitaryen beslenmeyi tercih etmeye başladı. ‘Flex’ kelimesi, esneklik anlamına geliyor ve bu beslenme tarzı da aslında yarı vejetaryenlik olarak tanımlanıyor.

Acıbadem LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Diyetisyen Zehra Elban, Fleksitaryenler, temelde bitkisel bazlı bir diyeti benimserken, ara sıra et ya da hayvansal ürünler de tüketiyorlar. Yani, tamamen vejetaryen olmayan, çoğunlukla bitkisel besinleri tercih eden bir yaklaşım söz konusu. Bu esnek yaklaşım, beslenme düzenini adım adım bitkisel bazlı hale getirmek isteyenler için kolay bir seçenek olarak öne çıkıyor.

Diyetisyen Zehra Elban

Fleksitaryenler Neler Tüketebilir?

Acıbadem LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Diyetisyen Zehra Elban, fleksitaryen beslenme tarzı için şunları söyledi: “Fleksitaryen beslenme tarzında bitkisel bazlı besinler ön planda olsa da, esneklik sağlamak adına bazı hayvansal ürünler de tüketilebiliyor. Bu beslenme tarzında; süt ürünleri, yumurta, kırmızı et, kümes hayvanları, balık ve deniz ürünleri tamamen diyetten çıkarılmaz. Ancak, bu hayvansal kaynaklar sınırlı (haftada birkaç kez küçük porsiyonlarda) ve çoğunlukla doğal, işlenmemiş biçimde tercih edilmelidir. Fleksitaryen diyeti, kalori saymaya odaklanmaz çünkü temel olarak topraktan gelen, işlenmemiş gıdalar tercih edilir. Bu nedenle sağlıklı bir beslenme için odak noktanız fasulye, soya, tofu, tempeh, mercimek gibi bitkisel protein kaynaklarını diyete eklemek olmalıdır. Zeytinyağı, çiğ kuruyemişler, tohumlar ve diğer sağlıklı yağlar, diyetinize eklemeniz gereken önemli besinlerdir. Ayrıca meyve, sebze, tam tahıllar (kinoa, karabuğday gibi) ve bitkisel süt gibi besinler de bitki bazlı diyetlerin temelini oluşturur. Fleksitaryen diyeti, işlenmiş gıdaların ve içeceklerin minimumda tutulmasını önerir. Bu nedenle alışveriş sepetinizde daha çok doğal, organik ve işlenmemiş ürünler bulunmalıdır. Yani, bu beslenme tarzı, sağlıklı yağlar, bitkisel proteinler ve tam tahıllar ile zenginleştirilmiş, dengeli ve sürdürülebilir bir diyettir.”

Fleksitaryen Diyetin Sağlıklı Yaşama Katkıları Nedir?

Fleksitaryen beslenmenin kilo vermeye yardımcı olabileceğini, ancak porsiyon kontrolüne dikkat edilmesi gerektiğini belirten Acıbadem LifeClub diyetisyeni Zehra Elban, “Başarılı olmanın anahtarı yediklerinizin miktarının kontrol edilmesidir. Araştırmalar, vejetaryenlerin et yiyen bireylere göre genellikle daha düşük kilolara sahip olduklarını gösteriyor. Bunun nedeni, bitkisel bazlı yiyeceklerin genellikle düşük kalorili, besin açısından zengin ve kalp sağlığına faydalı olmalarıdır. Ancak, vejetaryen veya fleksitaryen olmak doğrudan kilo kaybı sağlamaz; önemli olan beslenmeye daha fazla bitkisel besin ekleyerek sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemektir. Fleksitaryen diyeti, doymuş yağ oranı düşük ve kolesterol içermeyen bitki bazlı gıdaların tüketilmesini teşvik eder. Bu da kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ve diyabet gibi sağlık sorunlarının önlenmesine yardımcı olabilir. Sonuç olarak; bu beslenme tarzı herkesin daha sağlıklı bir şekilde bitkisel bazlı gıdalarla beslenmesini sağlayarak kilo yönetimini ve genel sağlığı iyileştirmeye yardımcı olabilir” dedi.

 Hem Vücuda Hem Çevreye Faydalı

Dyt. Zehra Elban, son olarak bitkisel ağırlıklı beslenmenin insan sağlığı ve doğa için faydalarını ise şöyle anlattı: “Esnek vejetaryen diyet, sağlıklı bir yaşam için gerekli besinleri sağlar, bağırsak sağlığını destekler ve kronik hastalık riskini azaltır. Bu diyet yüksek kaliteli proteinler, lif, vitaminler, mineraller ve sağlıklı yağlar içeren besinlerle zenginleştirilmiş olup, kardiyovasküler hastalıklar, tip 2 diyabet, kanser ve obezite risklerini düşürür. Dünya çapında yapılan araştırmalar bitki bazlı diyetlerin sadece sağlık değil, çevre için de faydalı olduğunu ve daha az doğal kaynak kullanımıyla sera gazı emisyonlarını %50 oranında azaltabileceğini göstermektedir.”

Sağlık haberlerine hızlıca ulaşabilmek hem de destek olmak için Google News'te Sağlık News'e abone olun. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir