Ergenlik Depresyonu

Ergenlik, bireyde çocuksu tutum ve davranışlarının yerini erişkin tutum ve davranışlarının aldığı, cinsiyet yetilerinin kazanıldığı, bireyin erişkin rolüne bedensel ve psikolojik olarak hazırlandığı bir değişim ve yeniden yapılanma dönemidir. Fiziksel değişimlere bağlı olarak kişinin kendi bedenini keşfettiği ve kimlik yapılanmasının kurulduğu ‘ben kimim?’, ‘hayatın anlamı ve amacı ne?’ gibi kritik sorulara yanıt aradığı bu dönemde ergen birtakım sorunlar yaşayabilmektedir. Ergenlerde görülen bu değişimler onların sosyal etkileşimlerini ve kendilerini algılamasını etkiler. Ergenlik aynı zamanda, kişisel kimliğin kurulmasıyla, toplumun bir üyesi olarak kendi rolünü belirginleştirme arasındaki dengeyi kurma mücadelesidir.

Depresyon, çok çeşitli durumlara ve stres yaratan faktörlere karşı verilen bir tepkidir. Ergenlerde depresif duygu durum yaygın olarak görülebilmektedir, çünkü bu normal olgunlaşma/büyüme sürecinin, bu sürece eşlik eden stres faktörlerinin, seks hormonlarının ve bağımsızlığını elde etmek için anne-babayla çatışmanın bir parçası olabilmektedir. Depresif duygu durum, bir arkadaşın ya da akrabanın ölümü, sevgiliden ayrılmak ya da okulda başarısız olmak gibi rahatsızlık verici olaylara ve durumlara karşı bir tepki de olabilir. Özgüvenleri düşük, kendilerini kıyasıya eleştiren, olumsuz olaylar ve durumlar üzerinde kontrol gücünün olmadığını düşünmeye eğilimli ergenlerde, stres yaratan olaylar ve durumlarla karşılaşma depresyon riskini arttırabilmektedir. Ergenlerde depresyon tanısı koymak güçtür, çünkü ergenlik döneminde duygusal iniş ve çıkışlar normal bir süreç de olabilir. Bazen dünyanın harika bir yer olduğu düşüncesiyle kendini iyi hisseden ergen, bazen de hayatın berbat bir şey olduğunu düşünebilir. Bu düşünceler birkaç saat içinde değişebileceği gibi birkaç gün bile sürebilir.

Depresif bozukluklar

Uzm. Dr. Fırat Hamidi

Ergenler, depresif duygu durumundan kaçınmak için uyuşturucu ya da alkol kullanabilir ya da rastgele cinsel ilişkiler kurabilir. Düşmanca, saldırganca ve riskli davranışlarla da depresyonlarını ortaya koyabilirler. Ancak bu davranışlar onların sadece yeni sorunlar yaşamalarına neden olur, depresif duygu durumları derinleşir ve arkadaşlarıyla, aileleriyle ve okul yönetimiyle ilişkilerine zarar verir. Depresif bozukluklar ergenlerde sık görülmektedir. Yapılan çalışmalarda ergenlerde %21-56 değişen oranlarda görüldüğü bulunmuştur. 

Ergenlik öncesi eşit olarak görülmekte olan depresif belirti ve bozukluk oranları  ergenliğin başından itibaren kız ergenler lehine artış göstermektedir. Ergen depresyonunda; can sıkıntısı, huzursuzluk, ilgi kaybı, içe kapanma, okul başarısında düşüklük, dikkat toplamakta güçlük, psikomotor yavaşlama, aşırı uyku ve yeme, yalnızlık, sevilmediğini düşünme, benlik saygısında düşüklük, intihar düşünce ve girişimleri, sanrılar görülebilmektedir. Okuldan kaçma, madde kullanma, hırsızlık gibi davranış problemleri ise bu dönemde depresyonu maskeleyebilir.  

Son yıllarda yapılan çalışmalar ergen depresyonunda erken müdahale yöntemlerinin yararlılığını destekler niteliktedir. Daha erken yaşlarda tedavi edilen ergenlerde var olan depresyonun daha az sıklıkla kronikleştiği, işlevselliklerinin daha iyi olduğu, umutsuzluk ve intihar düşüncelerinin daha az olduğu, daha düşük oranlarda komorbid hastalıkların ve melankolik özelliklerin eşlik ettiği gösterilmiştir.  

Ergen depresyonunda ideal tedavi psikoterapi ve farmakoterapi birlikteliğidir. Bir çocuk ve ergen psikiyatrist tarafından değerlendirildikten sonra uygun ilaçlar başlanarak, yeterli süre ve dozda kullanılmalıdır. Tedavi sürecinde genç için uygun psikoterapiler sürdürülür. Genç için sosyal, ev, okul ortamları için gerekli düzenlemeler yapılır. 

Exit mobile version