Epilepsi (sara)!
Epilepsi nedir?
Çoğu insan epilepsiyi, hastanın yere serilmesine, kontrol edilemez biçimde titremesine, ağzının köpürmesine ve işemesine neden olan nöbetlerin oluşturduğu bir hastalık olarak bilmektedir. Eski Yunanlılar böyle bir kişiyi cin tuttuğuna inanırlardı. Ve bu sözcüğün kökeni de buradan gelmektedir: Yunanca’da “yakalanma veya hücuma uğrama” anlamına gelmektedir.
Hiç şüphesiz, bir nöbet sırasında (bazen sara veya atak da denir) hasta çeşitli vücut işlevleri üzerindeki kontrolünü kaybetmektedir: bazıları kaslarının kontrolünü kaybeder, diğerleri düşünme süreci ya da mesaneleri üzerindeki kontrolünü kaybeder… Bunun nedeni beyindeki bir bozukluktur.
Nöbet nedir?
Bir epilepsi nöbeti en iyi biçimde, beyinde ani bir fırtına olarak tanımlanabilir. Beyindeki milyonlarca hücre arasındaki bağlantı ağında geçici bir arıza olur. Bu beyin hücreleri sürekli olarak bilgi alışverişinde bulunmaktadır. Normalde bu, planlı bir biçimde gerçekleşir. Epilepsi hastalarında ise, büyük beyin hücresi grupları bazen birbirleriyle bilgi alışverişini ayni anda başlatmaktadır. Ortaya çıkan bu kargaşa da bir epilepsi nöbetini doğurur. Ancak, beyin kendi düzenini geri kazanma yeteneğine sahiptir. Dolayısıyla, nöbet yavaş yavaş kaybolacaktır. Ancak bazı hastalarda nöbetler daha uzun sürebilmektedir.
Bir epilepsi hastasının beyninin sağlıklı birinin beynine kıyasla biraz daha hassas olduğunu söyleyebilirsiniz. Bir epilepsi hastasında beynin nöbetler arasındaki işlevi çoğunlukla tıpkı diğer insanlardaki kadar normaldir. Beynin elektriksel aktivitesini ölçen bir EEG taraması sırasında bile, genellikle olağan dışı hiçbir şey görülmemektedir. Ancak bu, EEG taramasının değerli bir tanı yöntemi olmadığı anlamına gelmez.
Aslında epilepsisi olan bir kişi yalnızca nöbet sırasında hastadır. Bu nedenle herhangi bir tedavinin amacı, bir nöbetin meydana gelme riskini olabildiğince minimum düzeye indirmektir. Çoğu hastada, ilaç kullanımı nöbet riskini dikkate değer ölçüde azaltabilmektedir.
Bir kişi ancak en az iki nöbet geçirmişse ve düzenli olarak nöbet geçiriyorsa (bu yılda yalnızca bir kez anlamına gelse bile) epilepsi hastası olarak kabul edilir. Bu nedenle, bir nöbet otomatik olarak epilepsi tanısına yol açmaz.
Tüm biçim ve boyutlarıyla epilepsi
Epilepsi belirli bir nedeni olan bir hastalık değildir. Bu hastalık aslında bir semptomlar topluluğudur. Nöbetler tüm biçim ve boyutlarda gelir.
Temel olarak, iki nöbet tipi bulunmaktadır:
Beynin belirli bir bölgesinden kaynaklanan nöbetler; doktorlar bunu parsiyel (kısmi) nöbet ya da parsiyel başlangıçlı nöbet olarak tanımlamaktadır;
Ayni anda tüm beyin hücrelerinden kaynaklanan nöbetler; bu, jeneralize (yaygın) nöbet olarak bilinmektedir. Bu nöbet tipinin önemli bir özelliği genellikle bilinç kaybının olmasıdır. Ancak bu, hastaların her zaman bayıldıkları anlamına gelmemektedir. Çoğu zaman başkaları farkına varmadan geçirilen çok kısa absans (dalma) anları olabilmektedir. Bu nöbet tipi ‘absans nöbeti’ olarak da bilinmektedir.
Çocuklarda, epilepsi tamamen kaybolabilmektedir. Bu bazen erişkinler için de geçerlidir; ancak epilepsileri devam etse bile, çoğunlukla hastalıkları ilaç tedavisi ile kabul edilebilir bir biçimde kontrol altına alınabilmektedir.
Epilepsisi olan kişilerin sayısı ve türü
Dünya çapında epilepsisi olan yaklaşık 50 milyon kişinin bulunduğu tahmin edilmektedir. Genel olarak, nüfusun %0.5 ila %0.8’inde epilepsi hastalığı görülmektedir. Bir kıyaslama yapılacak olursa, Avrupa’da yaklaşık ayni sayıda diyabet hastası bulunmaktadır. Epilepsi hastalarının çoğu ilk nöbetlerini 10 ile 20 yaslar arasındayken yasamaktadırlar. Epilepsi zihinsel özürlü kişiler arasında nispeten daha yaygın olduğundan, birçok insan epilepsi ile zeka arasında bir bağlantı olduğunu düşünmektedir. Şiddetli epilepsinin bir çocuğun gelişimini yavaşlatabildiği doğru olmakla birlikte, bu düşünce kesinlikle yanlıştır. Özellikle eğer aile içinde süregeliyorsa, epilepsi herkeste gelişebilir. Epilepsi erkek ve kadınlarda eşit dağılım göstermektedir. Pek çok insan için, günlük yaşamlarını şiddetle etkileyen bir hastalıktır bu.
Günlük yasam üzerindeki etkisi
Epilepsi hastalığı önemsiz bir konu değildir. Nadiren nöbet yasayan hastalar bile bunu her zaman akıllarının bir kösesinde tutmak durumundadırlar. O esnada gelen bir nöbetin tehlikeli olabileceği, araç kullanma, bisiklete binme, yüzme, banyo yapma, dağcılık vb gibi tüm etkinliklerden uzak durmaları gerekmektedir. Epilepsi ayni zamanda, ‘yasamdaki önemli şeyleri’ yani ilişkiler, is ve bos vakit etkinliklerini de etkilemektedir. Bazı hastalar bir nöbetin gelmekte olduğunu açıkça hissedebilmektedir. Örneğin, nöbetten bir önceki gün daha sinirli hissedebilir, bas ağrısı olabilir, bas dönmesi hissedebilir ya da karınlarında bir gariplik hissedebilirler. Buna aura denmektedir.
Ancak birçok hasta için, nöbet hiç beklenilmedik bir anda gelir. Bir nöbetin şiddeti kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bazılarında nöbet neredeyse fark edilmezken, diğerlerinde hastaneye yatırılmayı gerektirebilir.
Epilepsi ve ilaç tedavisi
Günümüzde epilepsi için pek çok ilaç bulunmaktadır (anti-epileptik ilaçlar). Bunlar beyin hücrelerinin aşırı ve kontrolsüz elektriksel aktivitesine karşı koymaktadır. Buna rağmen, tüm epilepsi hastalarına nöbetsiz bir yasam sunmak hala mümkün değildir. Bazı hastalar için, ilaç tedavisi ise yarıyor görünmez, bazıları yan etkiler yasar, bazıları tolere edilemeyen yan etkiler yasar. Bu nedenle, bir hasta her zaman onun için en uygun ilaçla tedavi edilmelidir.
Bazı anti-epileptik ilaçlar zaman içinde yavaş yavaş daha az etkili olmaktadır. Beyin artık bu ilaca yanıt vermez; hasta ‘dirençli’ olmuştur. Bu gibi durumlarda doktorunuz artık başka bir ilaca geçme zamanının geldiğine karar verecektir.Eğer anti-epileptik ilaçların hiçbiri etkili olmuyorsa, bazen cerrahi girişimler parsiyel nöbetlerde bir çözüm sunabilmektedir.