Kanserlerin 3’te 1’inin nedeni sigara, 3’te 1’inin nedeni de beslenme. Yürüyüş, kolon kanseri riskini % 40 azaltıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Danışmanı ve Atlanta Emory Üniversitesi Üro-Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Küçük, “Soya fasulyesi tüketenlerde meme kanseri oranı yüzde 10-30. Domates, prostat riskini % 30 düşürüyor” dedi.
“Tamamlayıcı Tıp”ın, klasik tedavileri reddederek yerine alternatif tedavi yöntemleri sunmak anlamına gelmediğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Danışmanı ve Atlanta Emory Üniversitesi Üro-Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Küçük , tersine işin içine uygulanan klasik tedavilerin etkisini artıracak ve hastaların daha iyi sonuç almalarını sağlayacak uygulamaların katılması olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Küçük “Tamamlayıcı tıp standart tedavilere ek olarak hastaların daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürüp tedavi sonuçlarının daha iyi olmasını sağlayan yöntemleri içeriyor. Günümüzde ABD’de Harvard, Stanford, Yale, Johns Hopkins, Mayo ve Cleveland Klinik gibi dünyaca ünlü 60’ın üstünde üniversite ve ünlü tıp kuruluşları, bünyelerindeki tamamlayıcı tıp merkezleri ile dikkat çekiyor” açıklamasında bulundu.
Birçok hastalığın temeli vücut ağırlığının fazla olması
Tamamlayıcı tıp kapsamına giren yöntemleri daha sağlıklı sonuçlar almamız için uygulamamız gerektiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Danışmanı ve Atlanta Emory Üniversitesi Üro-Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömer Küçük, bunların başında fiziksel aktivite ve egzersizin geldiğini söyleyerek “Birçok hastalığın temelinde fiziksel aktivite eksikliği ve insanların vücut ağırlıklarının fazla oluşu yatıyor. Yapılan araştırmalar özellikle bazı kanser türlerinde (akciğer kanseri, meme kanseri vb.) egzersiz yapan hastaların tedavi sonuçlarının çok daha iyi olduğuna işaret ediyor. Bu hastalarda hem kanserin nüksetme riski daha az oluyor hem de bu kişilerin yaşamlarını daha sağlıklı ve mutlu geçirdikleri görülüyor” dedi.
Soya fasulyesi meme kanserine karşı
Kanserlerin 3’te1’inin sağlıksız ve yanlış beslenme kaynaklı olduğuna dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Danışmanı Prof. Dr. Ömer Küçük yeterli sebze meyve tüketmemenin, şekerli ve yağlı yiyecekleri tercih etmenin ve vücut ağırlığının fazlalığının kansere yol açan en önemli faktörler arasında olduğunu söyledi. Hastaların tedavilerini beslenme şekilleri ve yaptıkları diyetlerin de etkileyebildiğini dile getiren Prof. Dr. Ömer Küçük “ABD’de meme kanseri hastaları arasında yapılan bir çalışmada diyetlerindeki yağ oranını yüzde 30’dan 15’e düşüren meme kanseri hastalarının daha uzun yaşadıkları ve yaşam sürelerinin hastalık nüksetmeden en az 2 yıl uzadığı görülüyor. Son yıllarda soya fasulyesi üzerinde yapılan çalışmalar ise soya fasulyesi ürünlerini daha fazla tüketen kadınların meme kanserine daha az yakalandıklarına ve bu kişilerin tedavilerinden daha iyi sonuç alındığına işaret ediyor. Tüketilen soya miktarına bağlı olarak meme kanseri vakalarında yüzde 10-30 oranında azalma görülüyor. Tedavi sonrasında soya tüketen hastaların sonuçlarının ise diğerlerine göre yüzde 20 oranında daha iyi olduğuna dikkat çekiliyor” açıklamasında bulundu.
Domates prostat kanseri riskini yüzde 30 düşürüyor
Harvard Üniversitesi’nde 30 yılı aşkın süreyle yaklaşık 47 bin kişinin beslenme şekillerinin incelendiğini ve 30 yıl sonra bu kişilerin bir bölümünde kanser oluştuğuna dikkat çekildiğini vurgulayan Prof. Dr. Ömer Küçük “Görülüyor ki az domates tüketenlerin prostat kanserine yakalanma riski daha yüksek. Durumla ilgili bilimsel veriler ortaya koyan araştırmalar domatesin prostat kanseri riskini yüzde 30 oranında düşürdüğünü gösteriyor. Atlanta Emory Üniversitesi’nde de bu konuda araştırmalar yapıyoruz. Domatesin faydasının içinde bulunan ‘likopen’ adlı maddeden geldiğini düşünüyoruz. Prostat kanserli hastalara likopen verdik. Sonrasında hastaların ameliyatla prostatlarını aldık. Ne gibi değişiklikler olduğuna bakıldığında ise likopen verilen hastaların tümörlerinin daha küçük olduğu görüldü. Bu sonuçla likopenin tümör küçültücü ve kanser riskini azaltıcı etkisi ortaya konmuş oldu” dedi.
Stresi yenen kanseri de yener
Tamamlayıcı tıbbın en önemli unsurları arasında “stres azaltma yöntemleri”nin geldiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Danışmanı Prof. Dr. Ömer Küçük “Bağırsak, tansiyon, diyabet ve kalp hastalıklarının stresle bağlantılı olduklarını bilimsel olarak ispat eden çok sayıda çalışma bulunuyor. Stresin, bağışıklık sistemini zayıflatarak kanser dahil tüm kronik hastalıklara davetiye çıkarma özelliğini ortadan kaldırmada fiziksel aktivite ve egzersiz en güçlü yöntemler olarak değerlendirilse de bunların yanında meditasyon, yoga ve müzik terapisi de yüz güldüren sonuçlarıyla dikkat çekiyor” şeklinde konuştu.
5 yıl içinde tüm kanserler yüzde 25 artacak
ABD’de yılda 1,4 milyon kişiye kanser tanısı konduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ömer Küçük 2025’te bu rakamın 2 milyona çıkacağının düşünüldüğünü belirtti. Prof. Dr. Küçük “Öngörüler tüm kanserlerin 5 yıl içinde yüzde 25 civarında artacağı yönünde. Bu tablo sağlıksız yaşam biçimine ‘dur!’ deme zamanımızın geldiğinin işareti. Bunu söylüyoruz çünkü kanserlerin üçte ikisine kendi elimizle davetiye çıkarıyoruz. Oysa risklerden uzak kalmak ve tehlikeyi önemli oranda azaltmak mümkün. Bu noktada ‘tamamlayıcı tıp’ kavramının önemini görmezden gelmemeliyiz. Klasik tedavilerin etkisini artıracak bu uygulamaların bilimsel temelli ve çok çarpıcı sonuçları var” dedi.
Egzersiz, tedavileri yüzde 20 oranında olumlu etkiliyor
Prof. Dr. Ömer Küçük sözlerine şöyle devam etti: “Düzenli egzersiz yapan meme, akciğer ve prostat kanseri hastalarına uygulanan tedaviler yüzde 10-20 oranında daha olumlu sonuç veriyor. Yani bu hastalarda kanserin nüksetme riski azalıyor, nükste gecikme ve yaşam kalitesinde artış oranı yüzde 10-20 arasında değişiyor. ABD’de hastalar dahil herkese günde en az 30 dakika tempolu yürüyüş ya da eşdeğer yüzme, bisiklete binme, aerobik gibi fiziksel aktiviteler öneriliyor. Bilimsel çalışmalar haftada 150 dakika egzersizin hem kanser riskini azalttığını hem de kanser hastalarının tedavisini olumlu etkilediğini gösteriyor.
Örneğin haftada 5 gün 30 dakika yürüyüş yapmanın kolon ve meme kanseri riskini yüzde 30-40 oranında azalttığını gösteren çalışmalar bulunuyor. South Carolina Üniversitesi’nin 1987-2002 yıllan arasında 18-81 yaşlarında 2863 kadın ve erkek kanser hastası üzerinde yaptığı bir araştırma, düzenli ve tempolu egzersiz yapan kanser hastalarında ölüm oranlarının yüzde 33 düştüğünü gösteriyor. Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir başka araştırma ise menopoz sonrası düzenli egzersiz yapan kadınlarda meme kanseri riskinin ciddi oranda azaldığına dikkat çekiyor. 1986-2006 yıllan arasında menopoz sonrası 95 bin 396 kadını inceleyen bilim insanları, bu kadınlardan 4782’sinin meme kanserine yakalandığını tespit ediyor. Menopoz döneminde ve sonrasında düzenli egzersiz yapanların risklerinin yüzde 95 oranında düştüğü görülürken, meme kanserine yakalanan 4782 kadının düzenli egzersiz yapmadıkları belirtiliyor.”
Sağlıksız beslenme sigara kadar tehlikeli
Sigaranın kanserlerin yaklaşık 3’te 1’inin nedeni olarak görüldüğünü söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Tamamlayıcı Tıp Merkezi Danışmanı Prof. Dr. Ömer Küçük “ABD’de kanserlerin yüzde 30-35’i sigara kaynaklıyken diğer yüzde 30-35’inden beslenme sorumlu tutuluyor. Bu noktada sağlıksız beslenmenin sigara kadar zararlı olduğu görülüyor. Sebze meyve tüketilmemesinin, beslenmede fazla yağlı ve şekerli gıdalara yer verilmesinin kanserle ilişkili olduğunu gösteren çok sayıda örnek bulunuyor. Kötü beslenmenin iyi beslenmeye çevrilmesi ve sigara içilmemesi halinde kanserlerin 3’te 2’si önlenebilir” açıklamasında bulundu.