Doğum Korkusu
Doğum, bedenin yaptığı fizyolojik bir olaydır. Kadın bedenine güvenmeli ve de doğumun istemsiz bir süreç olduğunu bilmeliyiz ve bunu korumalıyız. Sosyo kültürel kalıpların önüne geçmeliyiz.
Doğumun iki aktörü var biri anne biri çocuk oysa şu anki kültürel koşullanmada bir sürü figüran filmin karesinde rol almakta. İşte bu kadar kalabalık bir kadroda doğum eylemi yavaşlamakta oksitosin salınamamakta sevgi hormonu oksitosinin yerini korku ve stres hormonu adrenalin almaktadır.
Dünyadaki bütün memeliler doğum yapmakta, doğum primitif beyin işidir. İnsanlarda Neo korteks ileri düzeyde gelişti. Neo korteks düşünen beyin doğumda ve doğum travayında durmalı, doğum yapan kadını düşünen beyinin etkilerinden korumalı.
Sessizlik, karanlık, huzur, güven, anneye ve bebeğe saygı, etrafındaki bakışları yok etmek ilkel beyni etkileyip korkulardan arınarak coşkulu doğumun kapılarını açacaktır. Doğum korkusunu yaşam sevincine döndürecektir. Kadının doğumdan duyacağı memnuniyet doğru destek, karar alma ve uygulama kendi doğumunun sahibi olmasını sağlar.
İdeal bir doğumda kendini güven içinde hisseden anne bebeğini de güven ortamında doğurarak bedenindeki tüm olumlu düşüncelerini bebeğine ve sağlıklı nesillerine iletir.