Doğru Yaklaşım ve Tedavi ile daha sağlıklı bir Andropoz dönemi mümkün
Erkeklik hormonu ‘testosteron’da azalma ile başlayan, ilerleyen yaşa bağlı olarak vücutta hem fiziksel hem de psikolojik etkileri bulunan andropoz dönemi, uzman doktor danışmanlığında daha rahat ve sağlıklı yönetilebilir.
Uzman Doktor Osman Çelik, sağlıklı bir andropoz dönemi için bilinmesi gereken farklı başlıkları anlatıyor.
Kelime kökeni Latince’den gelen ve “erkeklerde cinsel etkinliğin sona ermesi” anlamı taşıyan andropoz dönemi, ilerleyen yaşla beraber görülen, semptomlar bütününe verilen isimdir. Andropozu tanımlamak için testosteron hormonunun, vücuttaki işlevlerini ele almak gerekir. Cinsel dürtüyü sağlamak, kemik kütlesini sağlıklı oranda tutmak, yağ dağılımını düzenlemek, kas gücünü arttırmak ve kırmızı kan hücresi üretimini sağlamak gibi işlevleri olan testosteron hormonu; erkeklerde, üreme potansiyelinin oldukça yüksek olduğu 18-40 yaş aralığındaki dönemde, en yüksek seviyelerde seyreder.
Testosteron azalmaya başlayınca ne gibi sorunlar ortaya çıkar?
Andropozun, doğal ve kaçınılmaz bir durum olduğunu belirten Uzman Doktor Osman Çelik, andropoz dönemi ile ilgili şu açıklamaları yapıyor:
“40 yaşından itibaren, yavaş yavaş testosteron düzeyi azalmaya başlar. Azalma hızı ve düzeyi, öznel bir durumdur. Kişinin; genetik özellikleri, yaşam biçimi ve beslenmesi ile direkt ilişkilidir. Andropozu geciktirmek mümkün; fakat tamamen durdurmak mümkün değildir. Genellikle 50 yaşlarında andropoza giren erkekler; testosteronda azalma, göbek bölgesinde yağlanma, fiziksel aktivelerde zorlanma, zaman zaman depresif duygu durumları gibi fiziksel ve psikolojik belirtiler taşır.”
Testosteron eksikliğinde en sık görülen belirtiler nelerdir?
Testosteron eksikliğinde sıklıkla şu belirtiler görülür:
• kas kütlesinde azalma
• yağ oranında artış
• cinsel istekte azalma
• ereksiyon kapasitesinde azalma
• kemik yoğunluğunda azalma
• kognitif fonksiyonlarda azalma
Testosteron azalmasının etkileri, aynı anda yaşanabileceği gibi farklı zamanlarda, farkı bulgular da ortaya çıkabilir. İlk bulgu genelde; “Neden mi?”/ “Sonuç mu?” olduğu tartışmalı olan yağlanma ve kas kütlesinin kaybı durumudur. Yağ oranı artışı ve andropoza giriş süreci arasındaki ilişkiye dair araştırmalar, günümüzde devam etmektedir. Bu konuda bilinen temel ilke; egzersiz ve beslenme ile kas kütlesinin arttırılabildiği ve yağ oranının ise düşük tutularak andropozun geciktirilebildiğidir. Modern zamanlarda, andropozu hızlandıran beslenme modelleri ve yaşam tarzı, giderek; erkeklerin daha erken yaşlarda, andropozla tanışmasına neden olmaktadır. Özellikle kozmetik ürünlerde ve hayvansal gıdalarda bolca bulunan ksenoöstrojenler, çağımızda erken andropozun en büyük nedenleri arasında yer alır. Hareketsiz yaşam da diğer önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar.
Andropoz nasıl yönetilir?
Uzman Doktor Osman Çelik, andropoz dönemine yönelik klinik yaklaşımları, şu sözlerle değerlendiriyor:
“Andropozun öncelikli başvuru nedeni, genellikle cinsel işlev bozukluğudur. Hastalar, cinsel isteksizlik ve sertleşme bozukluğu nedeniyle hekime başvururlar. Bu şikâyetle başvurmuş her hastanın, total ve serbest testosteron düzeylerine bakılmalıdır. Testosteron düzeyleri düşük olan hastalarda, TRT (Testosteron Replasman Tedavisi ) yapılır. Tedaviden önce ve tedavi boyunca hastalar, düzenli olarak; tam kan sayımı, PSA, karaciğer fonksiyon testleri açısından değerlendirilir.
Testosteron Replasman Tedavisi; oral ilaç kullanımı, cilde sürülen jel formlu ilaçlar ve kas içine enjeksiyonlarla yapılabilir. Hangi yöntemin uygulanacağı, tedaviye karar veren hekim tarafından belirlenmelidir.
Testoteron Replasman Tedavisinin olası yan etkileri ise şunlardır:
• kardiovasküler yan etkiler
• pıhtılaşma mekanizmaları ile ilgili yan etkiler
• üreme sağlığıyla ilgili yan etkiler
• prostat kanseri ile ilgili yan etkiler
Testosteron eksikliği, başta cinsel işlev bozukluğu olmak üzere; birçok olumsuz etki oluşturur. Bir uzman tarafından değerlendirildikten sonra, uygun bir Testosteron Replasman Tedavisi, birçok semptomda hızlı düzelme meydana getirir. Bilinçsizce kullanılan testosteron, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.”