Diyabet ve LASIK
2012’de yazılmış bir yazı dikkatimi çekmişti: 1 Cornea 2002;21:246–248. Lori Baker Shena, editör
Bu yazıda, diyabetik hastalarda LASIK ameliyatında bir sarı bayrak olması gerektiği bilimsel çalışmalara dayanarak anlatılıyordu. Bu çekincelerden en önemlisi diyabetik hastalardaki yara iyileşmesindeki gecikmeydi. 2012’deki yazıdan alıntılar şunlar:
“Prof. Fraunfelder, Diabetik olan ve olmayan LASIK hastalarının altı aylık izleme sonuçlarını karşılaştırdıklarında, diabetik hastalarda %49 oranında komplikasyon varken, diğer gözlerde bu oranın %6.9 olduğunu gördüler. Diabetik hastalarda, kornea komplikasyonları oluşmaktaydı.
Yine de altı aylık takip sonucunda, diabet olan ve olmayan hastalar arasında görme keskinlikleri ve astigmatizm dereceleri arasında önemli bir fark kalmıyordu. Diabetik hastalar, sık gözyaşı damlaları gibi yardımcı tedbirlerle birkaç hafta ya da birkaç ay içinde iyileşmekteydiler. Bu nedenle, durumun diabetli hastalara iyice anlatılması önemlidir.”
Diyabetik hastaların ön muayenesi:
Diabetik hastalardaki retina problemleri iyi bilinmektedir. Fakat birçok klinisyen, diyabetik hastalarda %50-75 oranında kornea problemi olduğunun farkında değildir. Bu problemler, LASIK öncesinde de vardır. Bu yüzden, ayrıntılı bir muayene çok büyük önem taşır.
Korneadaki bu değişiklikler, yani noktasal kornea bozukluğu, tekrarlayan erozyonlar (yüzeysel sıyrıklar), kornea (gözün ön bölümündeki saydam tabaka) yeni-damarlanması, nörotrofik (duyarlık kaybına bağlı) ülserler hiçbir belirti vermeyebilir. Bu da ayrı bir tehlikedir.
Texas Üniversitesinden Mc Culley ise, birkaç kırmızı bayraktan bahsediyor: “Önce şeker kontrol altında olmalı. Sonra, hastada diabete bağlı herhangi bir göz komplikasyonu olmamalı. Sağlıksız göz yüzeyi, katarakt, herhangi bir şekilde retinopati, retina damarlarında hasar veya yeni-damar oluşumu gibi. Bunlar varsa, hasta benim için LASIK adayı değildir.”
Kontrollü diyabet hastalarında LASIK yapan bir diğer doktor, S. Durrie (Kansas), bu hastalarda son derece detaylı bir göz taraması gerektiğini söylüyor. “ Ayrıntılı retina muayenesi, biomikroskop ile göz yüzeyinin ayrıntılı muayenesi, gözyaşı ve göz yüzeyine ait testler gibi… LASIK olan diabetli hastalarda, yüksek komplikasyon oranlarıyla karşılaşıyoruz. Eğer bu ön muayeneler dikkatle yapılırsa, komplikasyon oranları düşürülebilir.”
2019’da ne değişti ?
Dr David Evans, 22 Nisan 2019’da şunları söylüyor:
Şeker hastalığınız uzun sürdüyse, retinayla ilgili görme kayıplarınızda olacağı için, lazerle görme artışı istenen düzeyde olmaz. Şeker kontrol altında değilse, zaten yapılmamalı! Şeker inip çıkıyorsa HbA1C değerli bir tetkiktir. İki-üç aylık şeker düzeyini bize daha iyi anlatır. Ayrıca şeker düzeyindeki oynamalar gözlük derecesini değiştirdiği için ancak şeker düzeyi kontrol altındayken ameliyat yapılabilir. PRK ( kornea yüzeyi kazınarak yapılan bir operasyon), şeker hastalarında önerilmez.
LASIK normal hastalarda göz kuruluğuna neden olur. Diyabetik hastalarda bu daha şiddetli olacaktır. Suni gözyaşı desteği kullanılırken, bu damlaların koruyucu içermemesi de önemlidir. Aksi halde yara iyileşmesi daha da gecikebilir.
İyileşme sürecinde de sorunlar olabilir: Şeker hastalarında yara iyileşmesi geciktiği için hastalar daha sık izlenmelidir. Ayrıca LASIK operasyonunda sık aralıklarla kullanılan kortizonlu damlalar, vücuda emildiğinde kan şekerini yükseltebilir. Bu nedenle gözyaşı kanallarına gitmesi değişik yöntemlerle önlenebilir.
Ülkemizde, diyabet oranları dünya ortalamasının üzerinde ve genç nüfus oldukça yoğun. Bu nedenle, bu hastaların LASIK adayı olma taleplerini dikkate alırsak, bu bilgileri paylaşmanın önemi de ortadadır.
Yazımızı bazı diğer bilgilerle sonlandıralım:
LASIK olmak istiyorsunuz : Hangi durumlar uygun değil?
- 18 yaşın altındaysanız
- Son 6 ayda kontakt lens ya da gözlük numaranız değiştiyse (Gebelik ve emzirme , numaranızda geçici değişiklik yapabilir.)
- Mesleğinize engel oluyorsa (bazı işverenler ve profesyonel kuruluşlar LASIK cerrahisini kabul etmez. Orduda özellikle dalgıçlık ve pilotluk gibi görevlerde tedbirli yaklaşılmaktadır.)
- Kronik bağışıklık sistemi hastalığınız varsa (lupus, romatizmal eklem hastalığı),
- Kontrolsüz diyabet ya da yara iyileşmesini zorlaştıran herhangi bir hastalık varsa.
- Görmeyi etkileyen ve yara iyileşmesini yavaşlatan bir ilaç alıyorsanız: örneğin retinoik asit, İmmün sistemi baskılayan kortizon ve diğer ilaçlar.
- Göz yaralanmalarının sık olabildiği sporları yapıyorsanız (Boks, güreş)
- Uveit ya da iridosiklit gibi bir göz enflamasyonunuz (yangı) varsa
- Herpes simpleks ya da herpes zoster (zona) enfeksiyonunuz varsa.
- Glokom ya da göz içi basıncını değiştiren herhangi bir hastalığınız varsa.
- Kornea kalınlığınız uygun sınırın altındaysa ya da kornea merkezinizin ortası dışarıya doğru kubbeleşen bir hastalığınız varsa (keratokonus).
- Korneanız travma veya daha önce geçirilmiş göz ameliyatı nedeniyle şekil bozukluğuna uğradıysa.
- Gözbebekleriniz aşırı büyükse.
- Şiddetli kuru göz hastalığınız varsa.